Doğa Yürüyüşü: Tek Başına Doğa Gezisi ve Kamp İçin Güvenlik

ads ads ads ads
15/11/2019
HK

ads
Doğa Yürüyüşü: Tek Başına Doğa Gezisi ve Kamp İçin Güvenlik

Tek başına doğa yürüyüşünde güvenliğine dair konularla ilgili bir hayli söz söyleyeceğiz; fakat öncelikle yalnız gitmenin, grupla gitmekten daha güvenli olabileceğini belirtelim.

Grup İle Doğa Yürüyüşü

Grup İle Doğa Yürüyüşü

Grubun boyutu büyüdükçe bireylerin sorumluluğu azalıyor gibi gelir. Malzemeleri taşımak paylaşılır, rahatınız ve güvenliğiniz için başkalarına güvenirsiniz.

Fakat ya son dakikada Osman çantasını hafifletmek için ilk yardım çantasını arabada bırakmaya karar verirse?

Gruplar tarafından verilen kararlar çoğu zaman acelece ve yanlış bilgiye dayanan kararlar olur. Gruptaki üyeler birbirlerini karmaşık bir rotanın o kadar kötü olmadığına ikna edebilir. Grup üyelerinden birisi diğerlerinin yapabileceklerinden daha uzun yoldan gidilmesi konusunda baskı yapabilir.

Tek Başına Doğa Yürüyüşü

Tek Başına Doğa Yürüyüşü

Tek başınıza olduğunuzda ise sorumluluk sahibi kararlar verebilirsiniz ve çoğunluk kabul etti diye zayıf gözüken bir planı kabul etmek zorunda kalmazsınız. Diğer insanların zayıf karar verme yetisi sizi etkilemez.

Birçok insan tek başına gezilerin daha tehlikeli olduğunu düşünür çünkü eğer burkulan bir bilek, yılan sokması, yanlış bir dönüş gibi bir şeyin olması durumunda sizi bulmak ve yardım etmek için birilerinin gelmesi daha uzun zaman alır.

Kritik tıbbi acil durumlarda yaralanmış bir doğa yürüyüşçüsünün durumunun kötüleşmesi hiç de uzun sürmez.

Evde oturup tüm riski elimine etmek yerine, bazı becerileri kazanmak, kötü ve istenmeyen durumlarda kalmanın olmasını engellemek için iyi karar vermek ve şayet bu durumlar oluşursa bunlarla en iyi nasıl baş etmek gerektiğini öğrenebilirsiniz.

Önlem yola çıkmadan önce gezinizi planlarken başlar.


Doğa Yürüyüşü Planlama

Doğa Yürüyüşünü Planlama

Acemi bir doğa yürüyüşçüsü eğer Kaçkarlar’da İki haftalık bir gezi düzenlemeyi planlıyorsa ve günde 30 kilometre yürümeyi düşünüyor ve daha önce de hiç bu bölgeye gitmemiş ise, büyük ihtimalle başını belaya sokacaktır.

Ama ben kendimle yarışmak istiyorum diyebilirsiniz! Doğada kendinizle yarışmanın yüksek risk almadan pek çok yolu vardır. Birçok insan kendi yetenekleri ve kabiliyetlerine uygun rotalarda bile sürprizler, riskler ve zorluklarla karşılaşmaktadır.

Bir şekilde orada olmak, tahmin etmediğiniz hava ve yol koşullarıyla uğraşmak ve yalnızlığa, boşluğa alışmak en maceracı ruhları bile tatmin etmeye yeter.

Bir zorluğun altına girmeden önce bu riski alarak ne kazanacağınızı düşünün. Alacağınız risklerle kendinizi rahat hissedebilecek misiniz? Yapılması gereken kendi yetilerinize uygun bir seviyede doğa yürüyüşü tecrübesi yaşayacağınız bir yer seçimidir.

Bölge Seçimi

Özellikle tek başına yapacağınız ilk faaliyette daha önceden bildiğiniz bir yere gitmenizi tavsiye ederim. Eğer daha önceden bildiğiniz bir bölgede bir şeyler ters giderse, bundan kurtulmak için kendinizi daha özgüvenli hissedersiniz.

Zaman

Ne kadar zamanınız olduğunu ve ne kadar uzunlukta doğada kalmak istediğinizi düşünün. Kendi başınıza üç saatten daha fazla doğada yürüyüş yapamayacağınızı görebilirsiniz. Eğer durum böyle ise size uygun günlük bir doğa yürüyüşü planlayın.

Eğer birkaç günlük bir gezi yapmak istiyorsanız, bir gece kalmalı bir planla başlayın. İlk gezilerinizi, malzemelerinizin tam anlamıyla fonksiyonel olup olmadığını test etmek ve kendi başınıza kamp yapmanın ve doğada yürümenin nasıl bir duygu olduğunu hissetmek için kullanın. Gene yetilerinizin el verdiği limitler içinde çalışın.

Arazi Yapısı

Arazinin yapısını düşünün. Rahatlıkla doğa yürüyüşü yapabileceğiniz bir rotayı kendinize seçin. Örneğin yükseklik korkunuz varsa yüksek bir kanyon duvarının kenarından paralel geçen bir rotadan uzak durun.

Aynı zamanda düz bir zeminde, kayalık ve dik bir bölgeden veya dik çarşaklı (genellikle dağlarda, büyük kaya kütlelerinin, duvarların aşağısında bulunan, kaya bloklarından kopmuş, parçalanarak ufalanmış taşlarla örtülü yamaç.) bir yamaçtan çok daha uzun yol kat edebileceğinizi unutmayın.

Alanın haritasını iyi çalışın ve orada daha önce bulunmuş insanlarla konuşarak nasıl bir arazi tipiyle karşılaşacağınızı belirleyin.

Mevsim

Bunun dışında mevsim de rotanızın şartlarını etkiler. Örneğin çölde yapacağınız bir gezinin, bölgede yaz mevsiminin en sıcak dönemine isabet etmemesi iyi olur. Eğer yüksek dağlık bir alanda yürüyüşünüzü yapacaksanız, ilkbaharın ilk zamanlarında derin kar ve çığ koşullarının uygunluğunu beklemelisiniz.

doğa yürüşünde harita kullanımı

Faaliyetinizin planlanmasına dikkatli bir şekilde önem verin. Haritalara ve rehber kitaplara bakmak ve bölgede daha önce bulunmuş kişilere danışmak iyi bir fikirdir.

Birkaç tane günübirlik doğa yürüyüşünden sonra, gece kalmalı bir faaliyeti düşünmeye başlayın. Kendi başınıza rahatlıkla yönünüzü bulmayı öğrenip kamp malzemelerine de alıştıktan sonra daha uzun süreli doğa yürüyüşlerine hazırsınız demektir.

Bilinen Yolları Tercih Edin

Ama gene makul bir uzunlukta ve az riskli araziye sahip rotaları planlayın. Eğer açık arazide yol dışından kros yapmak istiyorsanız, yani yoldan çıkıp kendi rotanızı çizecekseniz, bilin ki yapmak istediğiniz bu iş risklidir. Bilinen yolları araştırmakla kıyaslarsak, kaybolmuş bir yürüyüşçüyü yolu olmayan arazilerde aramak, kurtarma ekipleri için zordur.

Bilenlere Danışın

Eğer tam olarak nereye gideceğiniz konusunda bir fikriniz yoksa ilk olarak doğa sporları malzemesi satan yerlere gidebilirsiniz, burada çalışan insanlar size çevredeki rotalar ve parkurlar hakkında ilk elden bilgi verebilirler.

Rehber kitaplar ve Orman Bakanlığının bölgesel ofisleri ile milli park istasyonları size bilgi verebilirler. Bölgesel dağcılık, kampçılık ve doğa yürüyüş kulüpleri ile koruma organizasyonlar, çoğu zaman çok iyi tavsiyelerde bulunurlar.

Yakınlarınızı Rotanızdan Haberdar Edin

Nereye gitmeye karar verirseniz verin yapacağınız en önemli şey ailenize ve arkadaşlarınıza yapacağınız seyahatin programını yazılı olarak bırakmaktır, aynı şekilde eğer varsa milli park ofislerine de seyahat planınızın bir kopyasını bırakın. Bu seyahat programımda, gerçekleştirmeyi düşündüğünüz rotayı, her gece nerelerde kamp yapmayı ve ne gün dönmeyi planladığınızı yazmalısınız.

Kurtarma Operasyonunu Kolaylaştırın

Çadırınızın rengi, eğer varsa özel bir tıbbi durumunuz bunun ne olduğu ve arabanızı rotanın yakınında bir yere park edeceksiniz plakası gibi bazı bilgi de seyahat programında belirtilmesi son derece önemlidir.

Bunlar olası bir kurtarma operasyonunu çabuklaştırırlar. Eğer bir sorun yaşarsanız ve geri dönemezseniz, bilirsiniz ki evde birileri bir arama başlatabilir ve en azından sizi nerede bulabilecekleri konusunda bir fikirleri olabilir.

Günübirlik kısa yürüyüşlerde bile her zaman birilerine nereye gittiğinizi söylemenizde fayda vardır. Benim ailemde her birey ne zaman çıktığını, nereye gittiğini ve ne zaman döneceğini yazıp bu notu mutfakta buzdolabının üzerine yapıştırma alışkanlığına sahiptir.


Güvenlik Önlemi Mi yoksa Yanlış Güvenlik Anlayışı Mı?

Doğa yürüyüşçüleri her zaman güvenlikleriyle ilgili bir korkuyu yanlarında taşırlar. Bazen tanımadıkları yabancı bir bölgede seyahat ediyorlardır ve önlerinde nasıl bir hava, vahşi yaşam veya arazi yapısının olduğunu bilmediklerinden dolayı korkarlar. Bazen de diğer insanlardan korkarlar.

Eğer vahşi doğaya gidiyorsanız ve özellikle de tek başına gidiyorsanız, başınıza gelebilecek muhtemel bir saldırıda kendinizi koruyabileceğinizi hissetmeniz önemlidir.

Güvenlik için yanınıza nasıl bir önlem alacağınıza karar vermek tamamen planlama kısmında yapılması gerekir. Şimdi insanların kişisel güvenlik önlemi olarak vahşi doğaya beraberlerinde götürdükleri üç farklı önlemden bahsedelim.

Doğa Yürüyüşünde Köpekler

doğa yürüyüşünde köpek

Köpeğinizin her zaman tasmalı ve ses kontrolünüzde olduğundan emin olun

Birçok yürüyüşçü doğa seyahatlerini köpek partnerleri ile yapmayı tercih etmektedir, köpeklerinin kötü niyetli insanlardan gelecek olan tehlikeyi sezeceğini ve saldırganı uzaklaştıracağını düşünmektedir.

Aynı zamanda vahşi hayattan gelebilecek tehlikelere karşı da etkili olabileceklerine inanırlar. Gerçekte ise köpekler güvenliği bir ölçüde sağlamakla birlikte bu köpeğine ve bulunulan duruma göre değişmektedir.

Köpekler Müthiş Yoldaşlardır

Benim inancım, köpeklerin, koruyucu olmalarından çok insanda uyandırdıkları güvenlik duygusudur. Köpekler müthiş yoldaşlardır ve bir geziyi daha eğlenceli hale getirebilirler, ama bir boz ayıdan veya silahlı bir saldırgandan gelebilecek bir saldın için de bir koruma sağlayamazlar.

Aynı zamanda köpeklerin büyük bir sorumluluk olduğunu unutmayın. Köpeğinizin güvende ve sağlıklı olması ve başkaları rahatsız etmediğinden emin olmak sizin sorumluluğunuzdadır.

Eğer köpeğinizi güvenlik için ve size arkadaş olması için götürüyorsanız sorumlu bir sahip olun köpeklerle ilgili kurallara uyun ve köpeğinizin diğer yürüyüşçüleri rahatsız etmediğinden ve doğaya zarar vermediğinden emin olun. Doğaya çıkarılacak köpeklerin her zaman çok sıkı bir ses kontrolü altında olmaları gerekmektedir.

Doğa Yürüyüşünde Silahlar

 Doğa Yürüyüşünde Silahlar

İnsanlar bana doğa yürüyüşlerinde silah taşıyıp taşımadığımı sorduklarında üstünü vurgulayarak “Hayır!” diyorum. Her ne kadar vahşi hayattan gelebilecek tehlikelere karşı silah taşımak Kaçkarlar gibi yerlerde güvenli olsa da, bana göre siz ve çevrenizdekiler için tehlikelidir.

Aslında doğada bu konuyla ilgili bazı trajik olaylara rastlanmış. Fakat bu olaylar çok seyrektir ve birçok durumda beklenilmeyen ani saldırılar şeklinde vuku bulmuştur; eğer kurbanın silahı olsaydı bile bu saldırılar büyük ihtimalle engellenemezdi.

Lütfen Silahı Evde Bırakın

Şayet bir avcılık gezisine çıkmadıysanız lütfen silahı evde bırakın. Milli parklarda ve umuma ait bazı alanlarda silah taşımanın yasak olduğunu unutmayın.

Gerçekte zaten silah taşıdığınızın farkına varın: Yürüyüş batonlarınız, biber spreyiniz veya cep bıçağınız gerektiğinde sahip olduğunuz ve ihtiyaç duyduğunuz birer silahtır. Bunların yanında kişisel savunma sporları dersi almak isteyebilirsiniz.

Eğer birkaç ufak yetiyle ve genel görüşle silahlanırsanız kendinizi belinizde 44’lük bir silah taşıdığınızdan daha güvende hissedip daha rahat dinlenirsiniz.

Doğa Yürüyüşünde Cep Telefonları

 Doğa Yürüyüşünde Cep Telefonları

Eğer cep telefonu taşımaya karar verirseniz, diğer yürüyüşcülere saygısızlık yapmamak için patikadan çıkıp etrafta kimse yokken telefon görüşmelerini yapmalısınız.

İletişim teknolojisi geliştikçe cep telefonları da sayısı artan bir şekilde doğa yürüyüşçülerinin çantalarında yerini buluyor.

Cep telefonları yürüyüşçülerin hayatlarını medeniyete bağladığı için yola telefon almadan çıkmak istemiyorlar.

Acil bir durum olduğunda yardımın daha çabuk ulaşacağına inanarak bazı tek başına doğa yürüyüşçüleri telefonla kendilerini daha güvenli hissediyorlar. Bazı durumlarda telefonlar yürüyüşçülerin sağ salim geri dönmesine yardımcı olmuştur ama, gerçekte cep telefonları çok da güvenilir değildir ve yanlış bir güvenlik hissi verirler.

Eğer tehlikeli bir durum olursa her zaman arayabilirim diye düşünerek daha zor bir rotayı denemeye veya normalde kaldığınızdan daha uzun süre kalmaya yeltenirseniz kendinizi çok tehlikeli bir duruma sokarsınız. Cep telefonunuz özellikle dağlık alanlarda ve boş yaban alanlarda çalışmayabilir.

Telefon Her Zaman Çare Olmayabilir

Aynı zamanda tüm acil durumlar telefon etmekle çözülmeyebilir; birçok tıbbi acil durum anında müdahaleyi gerektirir. Arama kurtarma ekipleri, hemen aranmış olsa dahi hava veya arazi koşullarından ötürü hızlı bir şekilde sizi kurtaramayabilirler.

Aynı zamanda gerçekte yardıma ihtiyacı olmayan ama sadece yorulmuş ve acıkmış olan ve bu yüzden yardım çağıran bazı yürüyüşçülerden ötürü, kurtarma ekiplerinde gitgide büyüyen bir endişe mevcuttur.

Çok küçük rahatsızlıkları olan doğa yürüyüşçüleri için çok pahalı ve çok riskli aramalar yapılmıştır. Eğer telefonunuzu yanınıza alıyorsanız lütfen gerçek acil durumlarda onu kullanın.


Doğa Yürüyüşünde Yetenekler

Doğa Yürüyüşünde Yetenekler

Köpek, silah veya cep telefonunun da ötesinde, doğa yürüyüşlerinde kendinizi daha güvenli hissedebilmek için sizi tehlikeli durumlardan uzak tutacak gerekli bilgilerle donanın.

İşte bu bölümde tek başına doğa gezgininin ihtiyaç duyduğu bu bilgilerden bahsedeceğiz: harita ve pusla, rota bulma ve nehir geçişleri.

Doğa Yürüşünde Harita ve Pusula Kullanımı

Harita ve Pusula

Kaybolmamak için en iyi yöntem bir harita getirmek ve onun nasıl okunması gerektiğini bilmektir.

Özellikle günübirlik doğa yürüyüşlerde, haritasız gitmek veya sadece milli park ofisinden patika bilgisini içeren broşürü almak çekici gelebilir!

Doğa Yürüşüne Çıkmadan Topografik Harita Bulun

Bunlara dikkat edin: Size bölgenin genel özelliklerini verir ama yönünüzü bulabilmeniz için yeterli detayı vermez. Nereye giderseniz gidin gittiğiniz yerin topografik haritasını bulmaya çalışın. Bu haritalar göller, nehirler, patikalar, yollar, enerji hatları veya binalar gibi arazinin temel özelliklerini gösterirler.

Haritadaki çizgiler (eş yükselti eğrileri) aynı yükseklikteki yerleri gösterir ve birbirine bağlar, böylelikle arazinin şeklinin nasıl olduğunu anlayabiliriz. Birbirine çok yakın olan çizgiler kayalıklar gibi çok dik alanları gösterir, birbirinden uzakta olan çizgiler ise daha düzlük olan alanları gösterir.

Harita dükkanları, harita firmaları, milli park ofisleri, dağcılık klüpleri, doğa sporu malzemeleri satan dükkanlar ve hükümet daireleri (harita genel komutanlığı, üniversitelerin jeoloji bölümleri) topografik haritalar için iyi kaynaklardır. Popüler milli parklarda veya büyük doğa sporları malzemesi satan mağazalarda harita stantlarına bakabilirsiniz.

Haritanızı İncelemeden Çıkmayın

topografik harita

Topografik Harita

Evinizi terk etmeden önce haritanızdan potansiyel su kaynaklarını ve kamp yerlerini belirleyin. Yürüyeceğiniz rotayı patikadaki çıkışlara ve dik inişlere ya da nerede nehri geçmeniz gerektiğine bakarak tanıyın. Rotanız üzerindeki önemli noktaların ne kadar uzakta olduğunu belirleyin.

Örneğin rotanın başlangıcından ilk su kaynağına kadar olan uzaklık kaç kilometre? Doğa Yürüyüşü yapacağınız rotayı daha önceden tanımak rotayı bulmak için yapmanız gereken ilk iştir.

Haritanızı Sık Sık Kontrol Edin

Yapmanız gereken ikinci iş, geziniz boyunca sık sık haritanıza bakmanızdır. Patikadaki işaretler size bir şey ifade ediyor mu? Haritada gördüğünüz önemli noktalar patikada gördüklerinizle uyuşuyor mu?

Eğer hiçbir şey işe yaramazsa navigasyon yetilerinizi ilerletmek için bir pusula kullanın.

Pusulasız Çıkmayın

pusula

Basit bir pusula en temel ihtiyaçtır

Basit bir pusula sizin bütün navigasyon ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır. İlk olarak hangi yöne doğru gideceğinizi bulmakla başlayın.

Pusulayı avucunuzda düz bir şekilde tutun ve gideceğiniz yöne doğru pusulanın hareket yönü okunu getirin.

Puslanın manyetik kuzeyi gösteren kırmızı oku, bunun hemen altında bulunan navigasyon okuyla üst üste gelene kadar kadranı çevirin. Gideceğiniz yön (açı cinsinden gösterilir ve hareket açısı-kerteriz açısı olarak isimlendirilir) kadranın üzerinde bulunan işaret tarafından gösterilir.

Kerteriz

Kerteriz almak en iyi şekilde öğrenilmesi gereken en önemli pusula yetisidir. Bu teknik nereye gitmek istediğinizi bildiğinizde fakat yolunuz engellendiğinde faydalıdır.

Örneğin açık alanda bulunduğunuz yerden gitmek istediğiniz bir sırt hattını görüyorsunuz fakat buraya gitmek için yoğun bir orman geçmeniz gerekmekte. Eğer kerteriz alırsanız gitmek istediğiniz sırt hattına orayı görmeseniz bile gidebilirsiniz.

Kerteriz Alın

Kerteriz almayı deneyin. Bunu her yerde deneyebilirsiniz, arka bahçenizde bile. Dışarıya çıkın ve gitmek istediğiniz büyük bir ağaç gibi bir objeyi seçin. Pusulayı avucunuz içinde tutun ve hareket yönü okunu gitmek istediğiniz ağaca doğru çevirin.

Puslanın kadranını navigasyon oku manyetik kuzey okuyla üst üste gelene kadar çevirin. Kerteriz açısını okuyun. Eğer bu kerteriz açısı doğrultusunda yürürseniz sonunda gitmek istediğiniz ağaca ulaşırsınız.

Eğer gitmek istediğiniz yerden çok uzaktaysanız, yolunuz üzerindeki başka bir objeyi kerteriz olarak alın ve buraya doğru yürüyün. Seçtiğiniz bu noktaya geldiğinizde gitmek istediğiniz yöndeki başka bir objeyi kerteriz olarak alın ve buraya doğru yürüyün.

En sonunda gitmek istediğiniz son noktaya ulaşırsınız.

Kerteriz Nedir?

Kerteriz, herhangi bir cismin yönü ile esas alınan yön arasındaki açı. Esas alınan yön, bir kişinin yüzünün dönük olduğu yön, bir teknenin yönü veya kuzey olabilir. Kuzeyin esas alınması durumunda, buna hakiki kerteriz denir. Kerteriz ölçümü için açı ölçmekte kullan herhangi bir araç kullanılabilir.

Doğa Yürüyüşünde Rotayı Bulmak

Doğa Yürüyüşünde Rotayı Bulmak

Tek başına doğa yürüyüşçüsü için en büyük sorumluluk nereye gittiğinize ve nerede bulunduğunuza dikkat etmektir.

Kendinizi çok rahat bir şekilde adımlarınızın ritmine ve bozulmamış doğanın güzelliğine kaptırabilirsiniz. Her yönüyle Doğa yürüyüşünüzden zevk alın ama güvenliğinizi ihmal etmeyin. Her çeyrek kilometrede nerede olduğunuzu ve nasıl hissettiğinizi şöyle bir düşünün, gerekirse bir yere not edin.

Hala doğru patikada mısınız?

Rotanızın nereye doğru gittiğini söyleyebilir misiniz? Hâlâ yürüdüğünüz arazi tipi sizin yetilerinizin sınırları içinde mi? Yolunuz üzerindeki dikkat çekici sırtlar, vadiler, dereler ve garip kaya oluşumları gibi objelere dikkat edin. Eğer geldiğiniz yerden geri dönmek zorunda kalırsanız bu objeleri hatırlamak yolunuzu bulmaya yardımcı olacaktır.

Amblemlere Dikkat Edin

Patikalar çoğu zaman yol üzerindeki ağaçlar ve kayalar üzerinde bulunan boyanmış sembollerle gösterilmektedir.

Arazide bulunan oluşumlara, yaklaşık olarak ne kadar geldiğinize ve ek olarak rota üzerinde bulunan işaretlere dikkat etmeye önem göstermelisiniz.

Patikalar genellikle amblemler veya boyayla yapılmış oklarla işaretlenmiştir.

Ağaçsız bölgelerden geçen patikalarda rotalar, üst üste konmuş baba adı verilen taşlarla işaretlenmiştir.

Eğer emin olmadığınız ve kafa karıştırıcı bir yol ayrımına gelirseniz durup haritanızdan bilgi alın.

Babalara Dikkat Edin

Ağaçsız alanlarda rotalar genellikle baba adı verilen üst üste konulmuş taşlarla belirlenir.

Patika üzerinde bir babadan bir sonraki babayı görebilmeniz gerekmektedir.

Eğer babayı göremezseniz hemen durun ve çevrenizi araştırın. Hiçbir zaman amaçsızca rotayı bulmak için dolanmayın.

Tek başına doğa yürüyüşçüsünün hatırlaması gereken en önemli şey haritaya, araziye, ne kadar yol yaptığına, arazideki dikkat çekici objelere ve işaretlere dikkat etmesi gerektiğidir.

Doğa Yürüyüşünde Nehir Geçişleri

Nehir geçişleri doğa yürüyüşünün doğal olarak en tehlikeli kısmıdır ve özellikle tek başınıza geziyorsanız çok daha fazla tehlikelidir.

Başkalarıyla birlikte olduğunuz zaman nehir geçerken diğerleriyle zincir oluşturarak partnerlerinize destek olmanız mümkündür ve bir şekilde düşerseniz diğerlerinin size yardım edeceğini bilirsiniz.

Tek başına doğa yürüyüşçüsünün böyle lüksleri yoktur.

Birçok patika sisteminde suyun geçildiği yerlere köprüler yapılmıştır. Her zaman yerel park korucularına suyun aktığı yerlerde köprülerin durumu hakkında bilgi almak, sağlam yapılar şeklinde mi yoksa bir ağaç kütüğünden mi ibaret olduğunu sormak iyi bir fikirdir.

Başka Geçiş Opsiyonlarını Değerlendirin

Eğer bir ağaç kütüğü üzerinde dengede durma konusunda kendinizi rahat hissetmiyorsanız, özellikle bu kütük köprünün dar ve kaygan olduğu şeklinde bir bilgi alırsanız rota üzerindeki başka geçiş opsiyonlarını veya diğer rotaları sorabilirsiniz.

Eğer rotanız köprüsü olmayan bir nehrin geçişini içeriyorsa, nehri geçmenin sizin yetilerinizin sınırları içinde olduğuna ve bu geçişi rahat yapıp yapamayacağınıza siz karar vereceksiniz. Sığ bir dere taşlar üzerinden zıplayarak geçilebilir ama dikkatli olun!

Nehir geçişlerini hafife almayın

En ufak bir dere bile kaydığınızda tehlikeli olabilir ve normalde sessiz olan dereler yağmurdan sonra azabilir. Nehir geçişlerini hafife almayın, suya saygıyla yaklaşın.

Eğer bir nehri geçmeye karar verirseniz kullanacağınız teknik tüm derinliklerdeki nehirler için aynıdır. İlk olarak nehrin kenarında yürüyerek geçiş için keşifte bulunun. Beysbol topu büyüklüğündeki taşları suya atarak derinliğin ne kadar olduğunu anlamaya çalışın.

Nehir Ne Kadar Darsa Akıntı O Kadar Fazladır

Yankılı gelen “plop” sesi suyun derin olduğunu gösterir. Eğer nehir birkaç kanala ayrılmışsa en geniş ve sığ olanları bulun. Genelde nehir ne kadar darsa akıntının hızı o kadar fazladır.

Ayağınızı ıslatmadan önce çantanızın bel kemerini açın ve omuz kemerlerini gevşetin. Eğer sonunda yüzmeye karar verirseniz çantanızdan kolaylıkla kurtulabilmek çantanın sizi dibe çekmesini önlemek açısından önemli olacaktır.

Batonlardan Yardım Alın

Bir yürüyüş sopası veya bir çift baton nehir geçişi esnasında size fark edilebilir bir denge ve kararlılık kazandıracaktır.

Nehir geçişi yaparken dayanıklı ayakkabı giyin, denge için yürüyüş batonları kullanın ve eğer akıntı beklediğinizden daha hızlı ise geri dönmekten korkmayın.

Bazı uzun geçişlerde su soğuk veya nehrin tabanı kaygan yahut keskin olabilir. Ben yürüyüş botları yerine sandalet veya eski spor ayakkabılarımla geçip yürüyüş botlarımın kuru kalmasını sağlıyorum.

Çıplak ayakla geçmeye çalışmayın; kayalar veya akıntının taşıdıkları ayaklarınızı kesebilir aynı zamanda kaygan yüzeylerde çıplak ayak yeterince iyi tutuş sağlamaz.

Geçerken karşı kıyıya odaklanın, suya akıntıya bakmayın, suyun akışı büyük ihtimalle başınızı döndürecektir. Dikkatlice ve yavaşça adım atın. Her adımın sağlam ve sizi desteklediğinden emin olduktan sonra diğer ayağınızı yerinden kaldırın.

Değişen Su Yüksekliğini Hesaba Katın

Birçok dağlık alanda bulunan derede akıntının sabahları sığ öğleden sonra güneşin karları eritmesiyle nehir yatağına eklenen suyla daha derin olacağını aklınızdan çıkarmayın.

Eğer herhangi bir geçişte kendinizi endişeli hissediyorsanız bir rota seçmek veya geldiğiniz yoldan geri dönmek akıllıca olabilir. Zorlayıcı bir nehir geçişi ile karşılaştığınızda yüzmek yerine daha güvenli bir şekilde yaklaşmak daha iyidir.

Bir nehir geçişinden vazgeçtiğiniz için kendinizi kötü hissetmeyin, bunu herkes zaman zaman yapar.


Doğa Yürüyüşünde Sağlıklı Kalmak

Herhangi bir doğa yürüyüşünde güvenliğinizi tehlikeye atacak çeşitli faktörler vardır.

Gelecek bölümlerde soğuk hava ve ayılar gibi çevresel risklere burkulmuş bilek gibi sakatlıklardan ve hastalıklardan bahsedecek ve özellikle avcılık sezonunda karşılaşabileceğiniz zararlı insanlar için alacağınız önlemleri anlatacağız.

Tek başına doğa yürüyüşçüsüne yönelik potansiyel tehditler çok gözükebilir, ama günlük hayatta aldığınız risklerin benzer bir listesini düşünün. Şehirde ve kasabada yaşarken bulunan potansiyel riskler doğa yürüyüşlerinde bulunan risklerin sayısını katbekat aşmaktadır.

Size bir şey olma ihtimali az olmasına rağmen gene de sakatlıklara ve hastalıklara karşı hazırlıklı olmak gereklidir. Tek başına doğa yürüyüşçüsü olarak problemler oluşmadan engellemek veya korunmak problem olduğunda çözmekten daha kolaydır.


Doğa Yürüyüşünde Çevresel Riskler

Hava Durumu

En bariz çevresel risk fırtınalı havadır. Çünkü sıcak ve soğuk hava yüzünden oluşan hastalıkların semptomlarını belirlemek zordur, bu nedenle tek başına doğa yürüyüşçüsünün durumunu sıklıkla kontrol etmesi önemlidir. Her doğa gezinizde en uç durumları bekleyin ve buna göre hazırlıklı olun.

Hipotermi

Soğuk, ıslak ve rüzgarlı şartlarla karşılaştığınızda vücudunuz kaybedilen ısıyı karşılayabilmek için uç organlardaki kan akışını (ortama verilerek kaybedilen ısıyı azaltmak için) yavaşlatır ve titreme (ısı oluşturur) yapar.

Soğuk ortam, vücudunuzun kaybettiği ısıyı karşılamasından daha çok ısı kaybına neden olursa hipotermik duruma girersiniz. Hipotermik durum 10 derece gibi sıcaklıklarda bile rüzgar, yağmur ve bitkinlik gibi nedenlerden oluşabilir.

Hipotermi, size sanki uzun süredir üşümüşsünüz gibi geldiğinde siz farkına varmadan başlayabilir, bundan dolayı semptomlarının farkına varmak zordur. Eğer titremeye başladıysanız, hissizleşme varsa ve yorgun hissediyorsanız büyük ihtimalle hipotermik durumdasınızdır. Durum daha acil hal almadan düzeltmeniz gereklidir.

Hipotermi Kötüleşirse Bilincinizi Yitirebilirsiniz

Hipotermi oluşmasını engellemek için sıcak ve kuru giysiler giymek, bir şeyler yemek ve hareket etmek gereklidir. Yaptığınız hareketle yediğiniz yemeğin dengeli olmasına dikkat edin. Eğer vücudunuz yakıtsız kalırsa durumunuz çabuk bir şekilde kötüleşir. Hipotermik durum kötüleşirse titreme geçer ve bilincinizi yitirebilirsiniz.

Özellikle yalnız olduğunuzda sıcak kalmaya çalışmak konusunda hassas olmalısınız. Üşümeden önce sarınıp sarmalanın, uyku tulumu yedek giysileri su geçirmez torbalar içinde saklayın, iyi beslenmiş ve iyi sıvı almış durumda olun.

Acil durumda çadırın içine girip bir mum yakmak faydalı olabilir. Küçük bir alev bile çadırın içini ısıtıp ıslak giysilerinizi kurutabilir. Sadece mumun alevine dikkat edin çünkü çadırların çoğunun yapıldığı madde oldukça yanıcıdır.

Sıcaklık Artışıyla İlgili Hastalıklar

Diğer bir konu da sıcaklık artışıyla ilgili hastalıklardır. Eğer sıcak havada doğa yürüyüşü yapıyorsanız, bedeniniz vücut sıcaklığını 37 derece civarında tutabilmek için çok çalışacaktır. Vücudunuz siz terledikçe ve nem derinizden buharlaştıkça serinlemektedir.

Havanın nemi ve rüzgara maruz kalmak vücudunuzun doğal soğutma işlevini etkileyebilir. Kuru ve rüzgarlı durumlarda vücudun soğutma işlevi daha etkin bir şekilde çalışmaktadır fakat durgun ve nemli havada serin kalmak çok daha zor olur.

Semptomlardan Herhangi Birini Gösteriyorsanız Hemen Bir Şeyler Yapmalısınız

Vücudunuzun daha fazla sıcakla baş edemediğinin belirtileri bacaklarınızda ve karında ağrılı kas spazmlarıdır. Eğer hemen bunlarla ilgilenilmezse sıcaklık artışıyla ilgili hastalığınız ilerleyerek sıcaklık bitkinliğine dönüşür. Bu durumda, cildinizin rengi solar veya kızarır ve nefes alış verişiniz kesik kesik ve hızlı olur.

Bunların yanında baş dönmesi, dermansızlık hissi, mide bulanması ve baş ağrısı yapabilir. Eğer bu semptomlardan herhangi birini gösteriyorsanız hemen bir şeyler yapmalısınız.

Çok sıcak havalarda güneş gözlüğü, şapka ve kısa kollu tişört giymek akıllıcadır. Güneş kreminizi de sürmeyi unutmayın.

Özellikle tek başınıza olduğunuzda devamlı bir şekilde kendinizi kontrol etmeniz ve nasıl olduğunuzu değerlendirmeniz önemlidir.

Eğer gereğinden daha çok ısındığınızı düşünüyorsanız derhal yürüyüşü bırakın. Hemen gölgeli bir yer bulun, ayaklarınızı bedeninizden yüksekte bir yere koyun ve su için.

Su Kaybı (Dehidrasyon)

Eğer su kaynağının yakınlarındaysanız bandananızı ıslatıp soğuk kompres yapın. Semptomlar geçene kadar doğa yürüyüşüne devam etmeyin, eğer çok kötü bir şekilde su kaybı yaşadıysanız (dehidrasyon) bu durum sıcaktan kaynaklanan bitkinliğin oluşmasını hızlandım ve tam anlamıyla iyileşmek on iki saatten fazla zaman alabilir.

Eğer sıcak bölgelerde dolaşıyorsanız yaptığınız iş için uygun giyinmek çok önemlidir. İnce pamuklu giysiler giyip şapka ve güneş gözlüğü takın ve güneş kremi sürün. Sürekli bir şekilde sıvı alın ve terinizle kaybettiğiniz elektrolitleri yerine koymak için tuzlu gıdalar tüketin. Gün ortasında yürümeyin ve sık aralıklarla dinlenmek için mola verin.

Yıldırımlar

Yıldırım yüzünden ölümler hava durumundan kaynaklı ölümlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde bir numaralı nedendir ve doğa yürüyüşçüleri için gerçek bir tehlikedir.

Yakınlarındaki bir yere yıldırım düşen birisi bu tecrübenin ne kadar korkunç olduğunu çok iyi bilir. Yıldırımlarla baş etmek için en iyi taktik sakınmaktır, bazen bir fırtınadan kaçmak için hiçbir yol yoktur; fırtınadan kurtulmak için akıllıca davranmanın ve iyi şansın kombinasyonuna bağımlısınız.

Denklemin şans kısmı konusunda tamamen kendi başınasınız, ama size yıldırım çarpmaması için izlemeniz gereken stratejiler konusunda tavsiye verebilirim.

Potansiyel Alanlardan Uzaklaşın

İlk düşen yıldırımın uzun objeler, su ve metale karşı eğilimi vardır, bu nedenle bu üçünden uzak durun. Bu şu anlama gelmektedir; tepelerden, dağ zirvelerinden, sırtlardan aşağı inin, göllerden uzakta durun ve açık alandaki tek ağaçların yanına yaklaşmayın.

Çok şiddetli bir fırtınada, çantanızı sırtınızdan çıkarın ve ‘ yıldırım çarpması için güvenli pozisyon’a geçin

Eğer fırtına çok yakındaysa ve üzerinize yıldırım düşmesi ihtimali gerçekten varsa, sırt çantanızı çıkarın ve ondan uzaklaşın. Çantanızda ve çadırınızda bulunan metal malzemeler bir fırtınada yıldırım çekebilecekleri için tehlikeli olabilir.

Yıldırım Mağaranın Ağzına Düşebilir

Çok derin olmayan bir mağaraya sığınmak her ne kadar çok cazip gözükse de yıldırım mağaranın ağzına düşebilir ve eğer siz de yolu üzerindeyseniz çarpılabilirsiniz.

Eğer mağaranın derinliği, ağzının boyunun üç katı ise o zaman büyük ihtimalle güvendesiniz. Yapabileceğiniz en iyi iş aynı uzunlukta yoğun bir ağaç grubunun içine girmektir. Mümkünse daha düşük bir yüksekliğe inin.

Yıldırım Çarpması İçin Güvenli Pozisyon

Eğer yıldırım çarpması ihtimali çok yüksekse (örneğin saçlarınız elektriklenmiş ve dikilmişse) çantanızı sırtınızdan çıkarın ve matınızı açıp üzerinde çömelin, böylelikle sadece botlarınızın tabanları mata değmektedir.

Her ne kadar bu duruşun etkinliğini test etmek zor olsa da buna “yıldırım çarpması için güvenli pozisyon” denilmektedir. 

Çığ

Tek başınıza dolaşırken tüm çığ koşullarından sakınılmalıdır. Riskler çok yüksektir: Eğer bir çığa yakalanırsanız kimse sizi altından çıkarmak için orada olmayacaktır.

Eğer çığ koşullarının olduğu bir yerde dolaşıyorsanız (baharda yüksek dağlık alanlar), çığla ilgili bilgilendirici dersler almak ve arazideki kar koşullarına göre çığ düşme riskinin nasıl tayin edileceğini öğrenmek akıllıca bir fikirdir.


Doğa Yürüyüşü Hayvanlar

Vahşi doğal hayatla ilgili konularda tek başına doğa yürüyüşçüleri genelde gruba göre daha avantajlı konumdadır; çünkü yalnızken çevremizde olup bitenleri daha iyi algılarız. Doğadan gelen seslere, bastığımız yerlere ve tutunduğumuz şeylere daha çok dikkat ederiz.

Diğer taraftan ayılar, dağ aslanları gibi daha büyük memelilere gelince çok net bir şekilde dezavantajlı durumdayız. Bir grubun kızgın vahşi hayvanları korkutup uzaklaştırma, ürkmemeleri için onları insan varlığından haberdar etme şansı daha yüksektir şüphesiz.

Ayılar, Yılanlar ve Örümcekler

Bu bölümde ayılar, yılanlar ve örümcekler hakkında konuşacağız; fakat potansiyel tehlikeli hayvanların listesi burada bitmiyor. Keneleri, timsahları, dağ aslanlarını, kurtları, yaban domuzlarını, geyikleri ve evcil sığırları düşünün.

Milli park görevlilerine veya bölgede yaşayan yöre halkına Doğa yürüyüşü yapacağınız bölgede yaşayan potansiyel tehlikeli hayvanlar hakkında danışın. Özellikle eğer bilmediğiniz bir bölgede dolaşacaksanız, bölgedeki vahşi doğal hayat hakkında kendinizi eğitmeniz akılıca.

Hayvanların bıraktıkları izlerin nasıl göründüğünü, nasıl bölgelerde yaşamayı tercih ettiğini ve onları kızdırmaktan sakınmak için nasıl davranmanız gerektiğini öğrenin.

Ayılar

Türkiye’de Karadeniz’in birçok bölgesinde çok yaygın olarak bulunan kara ayı doğa yürüyüşçüleri tarafından en çok korkulan hayvandır.

Bir çok kara ayı cinsi insanlardan korkmasına rağmen, bazı ayılar -özellikle daha önce insanların yiyeceklerini yemiş olanlar- cesur ve saldırgan olabiliyorlar. Eğer ayıların bulunduğu bir bölgede Doğa yürüyüşü yapıyorsanız onlara dikkat edin ve eğer birini görürseniz ona yaklaşmayın.

Ses Çıkararak Ayılara Varlığınızı Duyurun

Ayılarla karşılaşabileceğiniz en tehlikeli durum anne ve yavru ayıları aniden korkutmak veya aralarına girmektir. Bu durumlardan sakınmak için devamlı tetikte olmalı ve ses yaparak ayıları sizin varlığınızı anlamasını sağlamalısınız.

Ayıların bulunduğu bölgelerde doğa yürüyüşü yapan yürüyüşçüler çantalarına ufak çanlar bağlamaktadırlar; ama yapılan araştırmalara göre ayıların bu sesleri geri plandan gelen sesler olarak algıladıkları anlaşılmıştır.

Kendi Sesinizi Kullanın

Bir ayı için zilin çınlaması ona kuşların cıvıldaması, suyun şıplaması veya yaprakların hışırdaması gibi geliyor, oysa bir insanın yaklaştığında çıkaracağı ses gibi değil.

Bir ayının sizin varlığınızı algılaması için kullanacağınız insanlara özgü araç, sesinizdir. Bunun tek başınızayken çok zorlayıcı bir iş olduğuna şüphe yok. İlk başlarda kendi kendinize konuşmanızın veya şarkı söylemenizin delilik olduğunu düşünebilirsiniz ama bunun sizi durdurmasına izin vermeyin.

Bir anne ayının saldırgan bakışındansa yanınızdan geçen başka bir yürüyüşçünün garip bakışları daha iyidir.

Uzun tırmanışlarda şarkı söylerken zorlanabiliyor olabilirsiniz; benim genelde şarkı söyleyişim yoruldukça kötüleşir, şarkı parçalar halinde gelir ve her nefes alışta bir parçasını söylerim! Elinizden gelenin en iyisini yapın, sık dinlenin ve devamlı tetikte olun.

Ayı Görürseniz Ondan Uzaklaşın

Ekseriyetle Doğa yürüyüşçüleri ayı gördüklerinde, onu uzaktan görürler ve genellikle ayı geriye dönüp ormanın içine girer. Eğer uzaktan bir ayı görürseniz (farz edelim 100 metre ilerde) ona yaklaşmayın. Onun uzaklaşmasını bekleyin veya rotanızı değiştirin ve ona yaklaşmaktan sakının.

Eğer bir ayıya yakın mesafede karşılaştıysanız, hemen durun; ayının sizin insan olduğunuzu anlaması için sakin ve yüksek sesle konuşmaya başlayın ve ellerinizi başınızın üzerinde sallayın.

Diğer hiç bir hayvan insanlar gibi ellerini sallamazlar, böylelikle hemen ayı sizim farklı, bir şey olduğunuzu algılayacaktır. Yavaşça ayıdan uzaklaşın. Bu noktada genellikle ayı sizin insan olduğunuzu anlayıp rahat bırakacaktır.

Cenin Pozisyonu Alıp Ölü Numarası Yapın

Eğer bir boz ayı sizi tehdit olarak algılarsa size blöf yapıp saldırmaya çalışabilir; bu, ayı size doğru koşacak ve size az kala duracak veya geri dönecek demektir. Kulağa geldiği kadar korkutucudur, bulunduğunuz yerde kıpırdamadan durmak gereklidir.

Boz ayıyla fiziksel temas durumunda yere düşüp cenin pozisyonu alıp ölü numarası yapın.

Bir Ayıdan Kaçmanız Mümkün Değildir

Eğer bir kara ayı size saldırırsa, yürüyüş batonlanızla, çakınızla, taşla veya ne bulursanız onunla ona saldırın. Hiçbir koşulda çantanızı bırakıp kaçmaya kalkışmayın.

Bir ayıdan kaçmanız mümkün değildir ve eğer ayı çantanızdan yiyecek ödülünü almayı başarırsa, yanında yiyecek bulunan insanlardan bu şekilde yiyecek elde etmeyi çok çabuk öğrenir ve bu davranışı karşılaştığı yürüyüşçülerde de tekrarlar.

Ayıların bulunduğu bir bölgede seçtiğiniz kamp yerinin iyi bir görüş alanına sahip olması önemlidir, böylelikle bir ayı yaklaştığında onu görebilirsiniz.

Kamp Alanınızı Temiz Tutun

Aynı zamanda kamp alanını temiz tutmak ve yiyecek malzemelerini çabucak toplayabilecek durumda olmak şarttır. Yiyecek malzemelerinizi etrafa saçmaktan kaçının. Eğer bir ayı size yaklaşırsa çabucak toplanın, yiyeceğinizi alın ve bölgeden uzaklaşın.

Yiyecek malzemelerini ayıdan uzak tutmak için geliştirilmiş kutularda muhafaza edin ya da belli yükseklikteki ayı direklerine asın. Ayıların bulunduğu bölgelerde genellikle bu tür olanaklar kamp yerinde mevcuttur.

Kokusu olan diş macunu, böcek uzaklaştırıcı sprey gibi malzemeleri de gıdalarla beraber saklamak akıllıcadır.

Ben her zaman temizlik malzemelerimin olduğu torbayı, yiyeceklerimi, mutfak malzemelerimi ve çöplerimi çadırımdan yeterince uzak bir yerde saklamaya çalışırım. Bir ayı için bütün bunların kokusu ilginç gelebilir ve tatlarını denemek için kokunun kaynağını bulmaya çalışabilir.

Yiyecekleri Kamp Alanından Uzağa Saklayın

Güvenli bir kamp için yemek pişirdiğiniz yerin, yiyecekleri ve diğer kokulu malzemeleri sakladığınız yerin ve çadırınızı kurduğunuz yerin bir üçgen şeklinde ve birbirlerinden en az 100 metre uzakta olduğuna emin olun. Malzemelerinizi ve giyeceklerinizi temiz tutmaya gayret edin, üzerinize veya yere dökülmüş makarna parçalarını, fıstık ezmelerini temizleyin.

Bazı Doğa yürüyüşçüleri ayıların olduğu bir bölgede dolaşırken yanlarında bir kutu biber spreyini bellerinde taşıdıklarında kendilerini rahat hisseder. Araştırmalar, biber spreyinin, çoğu zaman meraklı bir ayının suratına sıktığınızda onu caydırdığını göstermiştir.

Biber Gazı Spreyi

Ama kızgın bir ayının suratına sıkılan biber spreyinin etkisi bilinemez, bazı insanlar bunun ayıyı daha da saldırganlaştıracağını düşünmektedirler. Bu uzaklaştırıcının etkisi kuşku uyandırmaktadır ve bunu taşımak da tamamen kişisel bir tercihtir. Dahası biber spreyi de sonuçta bir gıda malzemesinden yapılmıştır ve geceleri çadırdan uzak tutulmalıdır.

Eğer özellikle saldırgan veya boz ayıların yoğun bir şekilde yaşadığı bir bölgeden geçeceğinizi biliyorsanız, tek başınıza gitmeyi bir defa daha düşünmeyi isteyebilirsiniz.

Çünkü bazı bölgelerde yalnız olduğunuzda hem yeterince ses çıkarmak hem de çevreyi iyi bir şekilde gözlemlemek mümkün olmayabilir, bu da tek başına gitme konusunda cesaretinizi kırabilir.

Yılanlar

Kafkas Burunlu Engereği (Vipera transcaucasiana)

Zehirli yılanlar Türkiye’nin bir çok bölgesinde bulunabilir. Türkiye’de bulunan zehirli yılanlar içerisinde en yaygın olan ve en zehirlisi engerek yılanıdır.

Su yılanları, sıcak bölgelerde, bataklık ve suluk bölgelerde bulunurlar. Yılanlara genellikle kütüklerin ve kayaların altında rastlanır Diğer bütün hayvanlar gibi tehdit edildiklerinde veya köşeye sıkıştıklarında sinirli olurlar. Bir yılanı bu duruma getirmemek tamamen bizim sorumluluğumuzdadır.

Bastığınız ve Tuttuğunuz Yerlere Dikkat Edin

İlk adım doğa yürüyüşü yapacağınız bölgenin zehirli bir yılana ev sahipliği yapıp yapmadığını öğrenmektir. İkinci adım ellerinizle nereyi tuttuğunuza, ayaklarınızla nereye bastığınıza dikkat etmektir.

Dengenizi sağlamak için bir kayayı tutmaya çalıştığınızda bir yılanın barınağına doğru uzanıyor olabilirsiniz ve böyle bir yaklaşım yılan açısından büyük ihtimalle hoş karşılanmayacaktır.

Yılanların bulunduğu bir bölgede Doğa yürüyüşü yapacaksam sağlam botlar ve tozluklarımı giymeyi tercih ederim. Bastığım yerde eğer yanlışlıkla bir yılanı rahatsız ederde ve bana saldırmaya da karar verirse, dişlerini botumun kalın derisinden geçirebilmek için çok zamana ihtiyacı olduğunu bilmek kendimi rahat hisset­memi sağlıyor.

Tıbbi Müdahale Görebileceğiniz Bir Merkeze Ulaşın

Düşük ihtimalde olsa bir zehirli yılan sokmasında, sadece yılan sokmalarının yüzde ellisinde zehir olduğunu hatırlayın. Eğer yılanın ısırığı zehirli ise batma hissi, aşırı yanma hissi, baş dönmesi, dermansızlık, hızlı nabız ve güçlükle nefes almak gibi semptomlarla karşılaşabilirsiniz.

Arazide yapabileceğiniz hiçbir şey bulunmamaktadır; hemen uygun panzehirin uygulanması için tıbbi yardım bulmanız gerekmektedir. Boşuna kendinizi kesip ısırığı soğuk suda emmeye veya turnike yapmaya uğraşmaya, bütün bunlar çok etkisiz tekniklerdir. En kısa zamanda tıbbi müdahale görebileceğiniz bir merkeze ulaşmaya çalışın.

Örümcekler

Türkiye’de zehirli örümcekler bulunmamakla birlikte temkinli olmak açısından zehirli örümceklerin de aynı yılanlar gibi köşeye sıkıştırıldıklarında veya tehdit altında kaldıklarında ısırabildikleri bilinmelidir.

Bundan dolayı doğadayken özellikle ellerinizi kullanırken, kayalarda tırmanırken veya yakmak için odun toplarken dikkatli olun.

Hemen Tıbbi Yardım Arayın

Eğer zehirli bir örümcek tarafından ısırılırsanız batma hissi, baş dönmesi, kramplar, gripte görebilecek semptomlar gözlenmektedir. Hemen tıbbi yardım arayın. Ulaştığınız tıp görevlisine sizi sokan örümceği tarif edebilirseniz size zehrin etkisini yok edecek doğru panzehiri verebilir.

Isırıldığınızda eğer başka bir doğa yürüyüşçüsü görürseniz onu yardım bulması için yollayın ve hareket etmeden durmaya çalışın (bu, zehrin vücudunuzda daha yavaş yayılmasını sağlayacaktır).

Zehirden kurtulmak için kanama olmasını sağlayın, ısırılan bölgeyi soğuk, veya ıslak bandana ile sarın. Eğer mümkünse sokulan bölgeyi kalbinizden daha aşağı bir yükseklikte tutun.


Doğa Yürüyüşü Yaralanmalar

Burkulmuş bilek, derinin su toplaması veya elinizdeki kesik gibi ufak yaralanmaların nerede olursanız olun dikkatli bir şekilde üzerinde durulması gerekir, ama tek başına doğa yürüyüşçüsünün durumu, bu konu üzerinde ayrıca düşünmeyi gerektirir.

Bunun nedeni, yaralarınızın bakımını yapacak, yürümenize yardım edecek, yardım istemeye gidecek veya karar verme yetiniz zayıfladığında sizin için iyi kararları verecek kimsenin olmamasıdır.

Küçük yaralanmalar bile tek başına doğa yürüyüşçüsü için ciddi bir tehlikeye neden olabilir, ciddi bir yaralanma ise çok çabuk ciddi bir problem olabilir.

Bu bölümde tek başınızayken genel yaralanmaları nasıl tedavi edeceğinizi ve yetilerinizi aşan yaralanmalara karşı ne yapmanız gerektiğini inceleyeceğiz.

Riskler ve Ödüller

Öncelikle korunmakla ilgili olarak birkaç söz söyleyelim. Çok iyi bir dağcı olan arkadaşlarımdan biri neredeyse her hafta sonu oldukça zor zirvelere tırmanmakta veya geçilmesi imkansız gözüken sırtları geçmektedir.

Bir seferinde ona tüm bu yaptıklarını yapabilmesi için nasıl bir psikolojiye sahip olduğunu, hiç korkup korkmadığını sordum. Bana bir faaliyeti yapmadan önce bunun içerdiği riskleri ve ödülleri tarttığını ve olabilecek en kötü senaryoyu düşündüğünü söyledi.

Eğer en kötü senaryo (örneğin 4 metrelik bir kenardan aşağı düşmek) başına gelirse bunun üstesinden gelebileceğine inanıyorsa faaliyete devam ettiğini aksi halde alternatif yollara yöneldiğini söyledi.

Daha Güvenli Alternatif Yolu Seçin

Buna benzer bir şeyi denemek isteyebilirsiniz. Herhangi bir potansiyel riskli durumda (önünüzde uzanan kayalık bir bölge bir nehir geçişi, boşluk hissi çok fazla olan bir sırt veya yaklaşmakta olan bir fırtına) riskler, ve alacağınız kararların sonuçlarını değerlendirip buna göre karar verin.

Geri dönmenin ve daha güvenli alternatif yolu seçmenin daha iyi olacağını unutmayın.

Oradayken sık bir şekilde dinlenin ve nereye bastığınıza dikkat edemeyecek kadar çok yorulmadan önce durun. İyi beslenin ve sıvı alın böylelikle yaralanma riski azalacaktır. Doğa yürüyüşçüleri yorgun olduklarında dikkatsizlikten kaynaklanan hataları sıklıkla yaparlar

Doğa Yürüyüşü Öncesi Önlemlerinizi Alın

Evinizi terk etmeden önce koruyucu önlemlerinizi alın. Bir ilk yardım kursuna kayıt olun.

Diğer bir koruyucu önlem ise uyuşturuculardan ve stresten uzak durduğunuz, sağlıklı gıdalar alarak, sportif olarak esnek ve fit olacağınız şekilde sağlıklı yaşamaktır.

Alıştırma Yapın

Doğa yürüyüşüne çıkmadan önce vücudunuzu yürüyüşe ve çanta taşımaya alıştırmayı isteyebilirsiniz, ilk önce kısa yürüyüşlerle hafif çanta ile başlayın sonra gezinizin uzunluğunu ve çantanızın ağırlığını arttırın. Performansınız ne kadar iyiyse doğa yürüyüşünün zorluklarının üstesinden o kadar rahat gelebilirsiniz.

İyi bir formda olsanız dahi düzgün olmayan arazide rahat bir Doğa yürüyüşü ve ağır çanta taşımada zorlanmamak için antrenman yapın. Bunlar en iyi atletlerin bile yapmaya alışkın olduğu şeyler olmayabilir. Bütün bunların yanında esnek olmak da çok önemlidir.

Antremanlara başlamadan ve bitirmeden önce esnetme hareketlerini yapmanız yaralanma riskinizi azaltacaktır; uzun esnek kaslar daha hızlı tepki verirler ve böylelikle burkulmalar ve kas zedelenmelerine karşı daha dayanıklı olursunuz.

Doğa Yürüyüşü Su Toplamaları

Doğa yürüyüşlerinde en sık karşılaşacağınız yaralanma su toplamasıdır. Su toplaması yanmadan kaynaklanır. Sürtünmenin oluşturduğu ısı ile oluşur.

Botlarınız ve çoraplarınız cildiniz üzerinde sürtünerek bir süre sonra su toplaması dediğimiz çok hassas yanık bir nokta oluşturur. Hassas noktalar oluştuğunda bunları su toplamadan tedavi etmek bu işin hilesidir.

Su Toplamaları İçin Koruyucu Bantlar ve Tamponlar

Yanık noktanın çevresine tampon yapıştırarak bu etkilenmiş alanda sürtünme oluşmasının önüne geçin. Bandajı bu bölgenin tam üzerine koymamaya gayret edin, bu çok rahat olmayabilir. Su toplamaları için koruyucu bantlar ve tamponlar her doğa yürüyüşçüsünün ilk yardım çantasında bulunmalıdır.

Ben evi terk etmeden önce eski ince bir mattan daire şeklinde ortası boş tamponlar hazırlarım, böylece arazide olduğum zaman zaman tamponlar her zaman hazırdır. Yanmış bölgenin üzerine simit şeklinde tampon koyup üzerini bantla kapamayı tercih ediyorum.

Bu şekilde bant yanan bölgeye dokunmaz ve bu bölgeyi temiz tutar. Kendiniz için eczanelerde satılan veya kendi yapacağınız tamponların hangisinin işe yaradığına bakın.

Enfeksiyon Riskine Karşı Müdahale Edin

Eğer yanmış bölge su toplamışsa ve yürümeye devam ediyorsanız bunun patlamasına hazırlıklı olun. Böyle bir şey olduğunda hemen bu bölgeyi temizleyin, antibiyotikli krem sürün ve üzerine steril bantla kaplayın, yaranın enfeksiyon kapıp kapmadığını gözleyin.

Lokal bir enfeksiyon genelde kırmızıdır veya bazen cerahatlidir, böyle bir durumun hemen tedavi edilmesi gerekir (Tedavi genelde antibiyotik kullanımını içerir) Eğer yaranızdan kırmızı damarların yayıldığını görürseniz tüm vücuda yayılmış enfeksiyon olabilir, böyle bir durumun hayati tehlikesi vardır. Hemen tıbbi yardım alınız.

Eğer tam gelişmiş bir su toplaması ile karşı karşıyaysanız, durumunuzu değerlendirin. Size ne kadar çok acı veriyor? Bunun geziniz boyunca iyileşmesi mümkün mü? Belki gezinizi kısaltabilir veya programınızı değiştirip yaranızın iyileşmesi için bir gün dinlenebilirsiniz.

Su toplanmaları çok küçük ve önemsiz gibi gelebilir ama eğer tedavi edilmezlerse sizi hareketsiz bırakabilir.

Doğa Yürüyüşü Yaralar

Kesikler ve çizikler gibi yaralar doğadayken oldukça sık oluşur. Bir kayaya sürtünebilirsiniz, bir ağaç dalına takılabilirsiniz veya bir kökün üzerine düşebilirsiniz.

Küçük yaralar hemen oksijenli su ile temizlenmeli ve enfeksiyon kapmasını engellemek için üzerine steril bant yapıştınlmalıdır.

Eğer yara basit bir yaradan büyükse ve ciddi bir şekilde kanamanız varsa, ilk öncelik kanamayı durdurmaktır. Yarayı steril bandajla, temiz bir tişörtle veya bandana ile kapayın ve yaraya baskı yapın.

Eğer kanama devam ederse ve yarayı kapattığınız malzeme tamamen kanlanırsa sakın onu yerinden kaldırmayın, üzerine temiz başka katlar koyun ve baskıya devam edin.

Tek başına doğa yürüyüşçüsü devam edip etmeme konusunda karar verirken ayrıca dikkatli olmalıdır. Eğer basit bir yaranın daha kötü olma ihtimali varsa geri dönmek yalnız başınıza vahşi doğadayken durumunuzun kötüleşmesinden iyidir.

Doğa Yürüyüşü Burkulmuş Bilek

Bu çok ani olur. Bir düşünün… patikada zıplaya zıplaya aşağı inerken aniden bir kayaya takılıp bileğinizi bükersiniz ve ayakta zor durursunuz. Yapacağınız ilk şey durmak ve yaralanmanın ne kadar kötü olduğuna bakmaktır.

Eğer bir çatırtı veya patırtı duyduysanız ve ağırlığınızı bileğinizin üzerine veremiyorsanız, yerinize oturun çünkü hiçbir yere gitmiyorsunuz.

Eğer basit bir burkulma (teknik olarak bağların esnemesi ile oluşan bir yaralanmadır) olduğunu düşünüyorsanız bileğinizi soğuk bir dereye sokup bedeninizden daha yüksek bir yere yükseltin. Yola çıkmadan önce bir elastik bantla bileğinizi bantlayarak daha sabit olmasını sağlayın.

Şişme başlayınca yürüyüş botlarını giymek oldukça acı verir ve siz iyi hissetmeye başlamadan yaralanmanız daha kötüye gider. Yürüyüş batonlarını kaptığınız gibi hastane en kısa sürede gidin.


Doğa Yürüyüşünde İşaret Vermek ve Kurtarma

Sofya, Bulgaristan – 5 Aralık 2017

Eğer şiddetli bir burkulma, yerinden çıkma veya kırılma gibi daha ciddi bir yaralanmanız varsa tıbbi yardıma kendi başınıza ulaşmanız mümkün olmayacaktır.

Yalnız gitmenin en açık tehlikesi de buradadır. Nerede Doğa yürüyüşü yaptığınıza bağlı olarak size yardımcı olabilecek başka bir Doğa yürüyüşçüyle karşılaşmaya çalışmalısınız.

Olduğunuz Yerde Kalın ve Kurtulmayı Bekleyin

Eğer böyle bir şey olmazsa vermeniz gereken önemli kararlar var: Olduğunuz yerde kalın ve yardım sinyali vererek kurtulmayı bekleyin veya kırığınızı ya da yaranızı sabitleyerek değneğinizle kendinizi bulunduğunuz durumdan kurtarın.

Bazı durumlarda en iyi şekilde sabitlenmiş bir kırıkla bile çok fazla uzağa gidemezsiniz. Eğer yaranız çok ciddi ise yardımın size gelmesini beklemekten başka bir şansınız olmayabilir.

Ailenize ve koruculara bıraktığınız faaliyet raporu sayesinde kurtarma operasyonunun düzenleneceğini düşünün.

Geriye dönmediğinizden sizinle ilgili bir arama başlatacaklar ve verdiğiniz gezi programı sayesinde sizi nerede aramaları gerektiğini bileceklerdir.

Yardım istemek için evrensel bazı işaretler

  • Üç defa çalınan kısa ıslık veya düdük çevrenizdeki Doğa yürüyüşçüleri ve kurtarma ekiplerini sizin bulunduğunuz yere yönlendirir.
  • Ufak bir ayna vasıtasıyla güneş ışınlarını yansıtarak çevrede bulunabilecek hava taşıtlarına varlığınızı gösterebilirsiniz.
  • Ateş yakıp duman oluşturarak kurtarıcılara ne civarda olduğunuzu bildirebilirsiniz.

En önemlisi sabırlı olun. Sizi bulmaları uzun zaman alabilir. Yaranıza bildiğiniz en iyi şekilde bakım yapın; iyi beslenmeye ve sıvı almaya çalışın, ayrıca sıcak kalmaya gayret edin. Bunlar kurtulma şansınızı arttıracaktır.

Arama kurtarma ile ilgili bazı notlar

Bu servisler tipik olarak gönüllülerden oluşmuştur. Kurtarmalar kurtarıcılar için genelde çok fazla risk içerirler. Kurtarma operasyonları aynı zamanda oldukça pahalıya mal olurlar.

Bu ve diğer birçok nedenden dolay, ancak gerçekten yardıma ihtiyacınız olduğu zaman yardım sinyali verin.

Sadece hafif bir şekilde yaralanmış, yorulmuş ve üşümüş oldukları halde bazı Doğa yürüyüşçülerin kendileri yürüyerek kurtulabilecekken helikopter desteği ile kurtarma talep ettiklerine birçok defa rastlanmıştır.


Doğa Yürüyüşünde Diğer İnsanlar

Önemli bir sayıda doğa yürüyüşçüsü diğer insanlardan korktukları için tek başına gitmekten vazgeçmektedir. Bu kesinlikle haklı bir endişedir; özellikle saldırılara daha açık olan tek başına giden kadınlar için.

Buradan şunu çıkarabiliriz: Eğer doğada geçireceğiniz vaktin çoğunu korkarak ve yalnız hissederek geçirecekseniz tek başına gitmeyi tekrardan düşünmelisiniz. Eğer alacağınız riskleri bilerek ve bunları rahat bir şekilde kabullenerek çıkmaya karar verirseniz büyük ihtimalle eğlenceli bir tecrübe yaşayacaksınız.

Sadece doğa yürüyüşü değil birçok yerde ve birçok durumda olabilecek ve önlemini önceden düşünerek veya antrenman yaparak alamayacağımız muhtemel bazı riskler vardır. Bir miktar riski almayı kabul etmemiz gerekir, aksi takdirde hiçbir şey yapamayız.

Potansiyel bir saldırganın cesaretini kırmak için bazı önlemler

Öncelikle tanımadığınız yabancılara tam olarak rotanızı söylemeyin, gezinizle ilgili bilgileri paylaşırken ki rahatlığınızı bu bilgileri saklarken de gösterin. Günlük yürüyüşlerimde bile insanların bana yalnız olup olmadığımı sormaları hiç alışılmadık bir şey değildir.

Genellikle bana soru soran insanlara karşı iyi hislerim vardır; benim iyi olmam konusunda veya ne yaptığımla ilgilenmektedirler.

Yalnız Olduğunu Belli Etmeyin

Ama eğer sordukları sorularda beni rahatsız eden bir şey varsa onlara “Arkadaşlarım gelmek üzere derim,” ve köşeden dönüp beni takip ediyorlar mı? diye arkama bakarım. Devam ederim ve bu insanlar benim yalnız seyahat ettiğimi anlayana kadar ben çoktan uzaklaşmış olurum.

Nerede kamp yapacağım sorulduğunda genellikle geceyi nerede geçireceğime karar vermediğimi söylerim. Genel hislerinizi kullanın: Eğer bir insan sizi azıcık olsa da rahatsız ettiyse oralarda çok durmayın. Rahatsız olma durumunuza göre yolunuza devam edin veya başka insanlarında olacağı kalabalık bir bölgeye gidin.

Tek başına doğa yürüyüşüne gidiyorsunuz diye diğer bütün yürüyüşçülerle iletişim kurmayı red etmeniz gerekmez. Düzenli bir şekilde kullanılan patikalarda Doğa yürüyüşü yapmak ve popüler kamp alanlarında kamp kurma eğlendirici ve rahatlatıcı olabilir.

Başkalarıyla Beraber Kamp Yapıyormuşsunuz İzlenimini verin

Özellikle ilk tek başına yürüyüşlerinizde çevrenizde başkalarının olduğunu bilmek sizi rahatlatacaktır. İyi bir kombinasyon: Eğer başınız belaya girerse size yardım edecek başkaları var, ama horlayan çadır partneriniz hala yok!

Aynı zamanda başkalarıyla beraber kamp yapıyormuşsunuz izlenimini vermek kötü bir fikir değildir. Kampınızda çadırın kapısının önüne yürüyüş botlarınızı ve kamp ayakkabılarınızı koyarak, malzemelerinizi de dağıtarak sizden başka birisi daha varmış gibi görünmesini sağlayabilirsiniz.


Doğa Yürüyüşü Avlanma Mevsimi

Önceden tasarlanan bir saldırıdan korkmama rağmen, av mevsiminde her zaman dikkatimi daha da arttırırım. Aklımda acemi bir avcının beni yanlışlıkla vurması ihtimali daha ağır basar.

Popüler mevsimlerde ormanlardan uzakta durmak veya avcılığa kapalı bir bölge seçmek akıllıca olur.

Eğer avcıların olduğu bir yerde dolanacaksanız kazayla vurulma ihtimalini azaltmak için yapabileceğiniz birkaç şey vardır.

Öncelikle av mevsimlerinin ne zaman olduğunu öğrenin. Hangi hayvanların avlandığını ve bu hayvanların nerelerde yaşadığını öğrenin ve bu bölgelerden uzak durun.

Kırmızı, turuncu gibi parlak renkli giysiler giyin ve ana patikadan çıkmayın.

Avcıların sizi ormanda gezen bir geyik sanmaması için ses çıkararak insan olduğunuz konusunda avcıları uyarmak iyi bir fikirdir.


Doğa Yürüyüşünde Etik Prensipler

  • Getirdiğiniz her şeyi geri götürün (ambalajlar, yediğiniz elmaların çöpü ve kullanılmış tuvalet kağıtları gibi).
  • Patikada kalın. Kestirme yollardan gitmeyin ve hiçbir şekilde patikayı genişletmeyin.
  • Doğal Hayatı beslemeyin ve tahrip etmeyin, özellikle de kültürel önemi olan bölgeleri.
  • Bir su kaynağında hiçbir zaman sabun kullanmayın. Giysilerin ve bulaşıkların temizlenmesi ile banyonuzu, su kaynağından en az 70 metre ileride yapın.
  • İnsan dışkılarını su kaynağından en az 70 metre uzakta 10-20 cm derinliğindeki bir çukura gömün.
  • Diğer Doğa yürüyüşçülerin yanında teknoloji (cep telefonu veya dizüstü bilgisayar) kullanımından sakının.

Kaynak:Doğa Yürüyüşü: Tek Başına Doğa Gezisi ve Kamp İçin Güvenlik

-Herkes İçin – Tek Başına Doğa Yürüyüşü

“Herkes İçin” serisi, sırt çantası ya da botlar gibi, pek çok insanın kamp hayatının vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Bu kitaplar, yılların deneyimini hem ucuz, hem de rahat taşınabilir bir şekilde sizlere sunuyor. Yapmak istediğiniz şey, bir geziye çıkmak ya da bu konular hakkında bilgi sahibi olmaksa, “Herkes İçin” kitapları size bilmek istediğiniz her şeyi öğretecek.

Yazar: Adrienne Hall

Çevirmen: Kaan Polatoğlu

Yayın Tarihi : Ekim 2006

15/11/2019 09:48
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Doğa Yürüyüşü: Tek Başına Doğa Gezisi ve Kamp İçin Güvenlik, haber, kıbrıs, kktc, Doğa Yürüyüşü:, Doğa, Yürüyüi, gezi, kamp, tek başına
MANŞETLER

HK YAŞAM

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.