Raif Uzkan'la lezzetli bir yolculuk

ads ads ads ads
15/09/2016

ads
Raif Uzkan'la lezzetli bir yolculuk

 GURME yazarımız Raif Uzkan bu kez Antalya ve Manisa'da yemeklerin tadına baktı sizler için yazdı

Bu yaz tatil için Akdeniz’i tercih ettim... Antalya’da sıcak havada genelde vaktimi havuz kenarında ve Antalya’nın insanının en fazla tercih ettiği lezzet duraklarını aramakla geçirdim...

Sosyal medya ve genel eğilimlerden edindiğim bilgilerle yine her zamanki gibi uzun yolculuklara düşmekten çekinmedim, aradım buldum tattım ve en çok beğenilen mekânları yine takipçilerim için derlemeye çalıştım.

Antalya’lıların mutfağında Tahının (tahin) önemli bir yeri var ve bunu sık sık kullanıyorlar. Bu tabii ki tarihsel süreç içerisinde, Antalya ve civarında çok fazla susam bulunmasından ve bu susamın mutfaklarda kullanımına eski zamanlardan başlanmasından kaynaklanıyor.

Şaşırdığım tek nokta Antalya’nın bir 10 yıl önceki gibi olmayışıydı... Etrafta artık Rus ve Alman turistlerin rağbet ettiği bir tatil beldesi değil Arap ve Suriyeli akınına uğramış bir Müslüman kent görüntüsü vardı...



OTEL 5 YILDIZ, MUTFAK VE YEMEKLER 1 YILDIZ...

Buradan “5 yıldızlı” diye tabir edilen görünüşte şık ve alımlı, yeni (henüz 2 yıllık) olan “Wind of Lara” otele de eleştiri yapmadan geçemeyeceğim...

Klasik otel yemekleri, 2. hatta 3. sınıf peynirler, pişmemiş çiğ servis edilen yumurtalar, 35 çeşit hindi yemeği servis ediyorlar, et bulmak neredeyse imkânsız... Havuz başında gözleme açan teyze olmasa ben burada 7 gün aç kalırdım... İşletmelere yapılan yatırımın, personele aşçılara, ve yiyecek-içecek kısmına yapılmaması ve müşteri memnuniyetinin yerlerde sürünmesi ne acıdır...

Neyse çok fazla eleştirmeyelim... Otelden Araplar çok memnun, otel de Arap müşteriden... Sonuçta biz neyiz ki?



ŞİŞÇİ RAMAZAN’IN ŞİŞ KÖFTE VE PİYAZI ANTALYA’NIN BİR NUMARASI

Bu tipte ve bu lezzette bir piyazı daha önce hiç yemedim desem yeridir, yumurtalı yapıyorlar, tahın katıyorlar, sirkesi falan da var, resmen damak çatlatan cinstendi. Nefisti.

Bu piyazı yemeyen çok şey kaybeder... Sırf bunun için bile Antalya'ya gidilir.

Köfteler orta-iyi pişme derecesinde geldi, yanında manda yoğurdu, sıcak pideleri... Köfteyi de nefis yapıyorlar. Ne de olsa burası 1970’ten beri ayakta... İki şubeyle devam ediyorlar, başkasına da gerek duymuyorlar. “Bilen bilir” ve gider Şişçi Ramazan’da şişini yer.

Şişçi Ramazan'ın şiş köftesi gerçekten denemeye değer, başarılı...

Üzerine Antalya’ya özgü tahınlı Kabak Tatlısı var ki, ben anlatmayayım gidin ve yiyin. Şişçi Ramazan’da alkolsüz içecekler ve tatlı dahil 3 kişi 80-90 TL’ye karnınızı doyurup ayrılabilirsiniz...

Tatlıya da yer ayırın...

Lezzet: 9/10 Fiyat/Kalite: 8/10

7 MEHMET GERÇEKTEN TÜRKİYE’NİN EN İYİ RESTORANI MI?

Son dönemlerin en "medyatik" mekânı 7 Mehmet... Hangi Tv kanalını açsanız neredeyse onlar var... Kimi gurmeler burayı “Türkiye'nin en iyi restoranı” olarak niteliyor madem Antalya'ya gelmişken bir denemek lâzımdı...

Öncelikle yemek öncesi söylediğimiz "Kalamar Salatası", kalamarların yumuşaklığından zeytinyağının tazeliğine kadar her şeyiyle çok iyiydi...

"Fava" keza çok iyi mükemmele yakındı, şahsen soğanlı ve otlu “Tam Tekmil’i” benim için daha makbul ama, bunun da yanında kırmızı soğan düşünülmüş, yiyip yememek müşteriye kalmış. "Hibeş" acısı biraz fazla kaçmış olsa da bana göre sorun yok, kimyonu da fazlasıyla hissediliyor gayet iyiydi...

7 Mehmet'in spesiyal tabağı bence bu... Karamelize Bademli İç Pilav üzerine İnce Et... Mutlaka denenmeli.



Tatlılardan "Bademli Keşkül" iyi bir tatlı...İçindeki limon ve portakal kabukları ferahlık veriyor, keşke biraz daha az şekerli olsaydı... Üzerinde dondurmayla vermek istemeleri, işi abartmak isteyenler için ideal.

Şimdi de gelelim mekânın eksi(k)lerine...

Şu Dana Pirzola (mantarlı ve kaşarlı) "Sarma" isimli yemeği bence menüden çıkarmaları gerekiyor. Müşteriye soruluyor ve müşteri isteğine göre dolduruluyor.. İsteyene mantar, isteyene kaşar, ya da her ikisi birden... Kaşarlı söylememe rağmen bana mantarlı-kaşarlı gelmesi bir tarafa; "sarma"nın iç harcındaki domatesten olacak kötü bir koku ve tat geldi.. Hani böyle mutfak çöpünü açtığınızda çürümüş sebze kokusu mutfağa yayılır ya, onun gibi bir koku... Kullanım zamanı geçmiş bir domates karışmış yemeğe maalesef...

Ona da itiraz edip yemeği yemek istemediğimi söyledim... Şef garsonumuz içeriye gidip geldi ve "Şefimiz tadına baktı, normal. Demek ki sizin damağınıza uymadı" şeklinde bir dönüş alınca mekân hakkında görüşlerim bir anda aşağıya doğru kaymaya başladı. Meselâ ben işletme sahibi olsaydım, hatamı kabul eder, beğenilmeyen ve mutfağa geri yollanan bir tabağın fiyatını faturaya yansıtmazdım... 7 Mehmet yansıtmış... Canları sağ olsun.

Dana Pirzola'nın Mantarlı ve Kaşarlı Sarmasını yapmışlar... Ama olmamış.

Son olarak hesap istedik, ödendi, gitti, para üstü geldi, 10 dakika sonra garsonun gelip "Şu tabakta kalan para da bizim herhalde?" deyip onu da alıp gitmesi hareketini de sevmedim... Demek ki fazla "medyatik" olunca böyle oluyor, şöhret bazı değerlerin üzerine çıkıyor.

Hesap 3 kişi 240 - 250 TL civarı... Alkollü içkiye girerseniz iş değişir tabii... Havalı mekân havalı ücret. Burası böyle!

Lezzet: 7/10 Fiyat/Kalite: 5/10

TOPÇU KEBAP’TA DÖNER YENİR...

Çarşının içinde fark etmeden yanından geçip gidebilirsiniz... Kömürde dönerin lezzetine diyecek hiçbir şey yok, zaten dönerin geleneksel pişirme şekli budur... 1885'ten beri 4. Kuşak dönerci...

Dediğim gibi lezzet dönerde çok iyi...Eleştirdiğim nokta servisin çok ama çok yavaş olması ve porsiyonların çok küçük olması... 1 porsiyon döner veya Yoğurtlu Dönerde anca kokusunu alıyorsunuz. Bu gramajların artması şart...

Tereyağlı Döner Kebap yenilecekse doğru adres Topçu Kebap...

Şiş Köftesi de lezzetli ama Antalya'da şiş köfte için Ramazan, Döner için Topçu diyorum ben...

Lezzet: 9/10 Fiyat/Kalite: 7/10

ANTALYA’NIN “YANIK DONDURMASI” VE AKDENİZ PASTANESİ...

Antalya'nın ünlü olmuş dondurması "Yanık" veya bir başka ismiyle "Yanıksı" dondurmasını denemek için gittiğim bir pastaneden bahsetmek istiyorum...

Keçi ve inek sütü karışımı kaynatılıp dibi hafiften tutturuluyor ve bu yanık aroma dondurmaya geçiyor... İşin matematiği böyle. Yani aslında dondurmanın yakıldığı falan yok.

Her türlü damak zevkine saygım var fakat füme ve dumansı lezzetleri sevmeme rağmen benim damağıma pek uymadığını söylemeliyim... Sütlü dondurma bence buram buram süt kokmalı, duman değil!

Vasat bir pastane... Bizde çok daha iyi dondurma yapan mekânlar var...

Profiterol denedim, çikolata sosundan beklediğim yoğun çikolata tadını alamadım, yağı daha ağır basıyordu. Profiterol toplarının hamuru da bana "bayat gofret" tadı verdi... Sanırım tek iyi noktası içindeki kremaydı.

Çok daha iyi ve kaliteli profiteroller yediğim için bu zayıf kaldı...

Sonuçta büyük beklentilerle geldiğim Akdeniz Dondurma beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim... Fiyat bilgisini ben yine de vereyim yanıksı dondurmayı merak edenler gidip denesinler, tabakta top adetiyle değil, “porsiyon” olarak gelen dondurmanın fiyatı 8-9 TL civarı...

Lezzet: 5/10 Fiyat/Kalite: 5/10

MIDPOINT BAŞARISINI VE KALİTESİNİ ANTALYA’DA DA SÜRDÜRÜYOR

Hizmet kalitesi ve lezzetleriyle Midpoint, İstanbul'da olduğu gibi Antalya'da da adından beklenileni fazlasıyla karşılıyor... Midpoint Antalya’da Terra City AVM içinde yer alıyor. Paella denedim, yanına da deniz ürünleriyle uyumu güzel bir bardak Şili menşeli Sauvignon Blanc aldım...

Terra City'de Midpointe giderseniz tek kişilik hazırlanmış Paella'yı deneyin, seveceksiniz...

Daha önce pizzasını ve Robespierre'ini de denemiştim... Hiçbiri beni hayal kırıklığına uğratmadı... Servisi, hızı, hizmet kalitesi, müşterisine verdiği değerle “on numara mekân” tanımlamasını hak ediyor. Buradaki hizmet kalitesi bence “Türkiye’nin en iyisi” denilen 7 Mehmet’ten çok daha iyiydi.

Midpoint, geneli vasatın üzerine çıkamayan Antalya gastronomi hayatına, canlılık getirmeyi bence şimdiden başardı... Tebrikler Midpoint.

Lezzet: 9/10 Fiyat / Kalite: 9/10

EFES BİRA SEKTÖRÜNDE ATAĞA GEÇTİ...

Antalya’da zincir bir markette rastladığım Efes’in yeni “Brewmaster” serisi Ale tipi biraları ve pastörizasyon işlemi görmemiş “Efes Pastörsüz”ü deneme fırsatı da buldum...

Bunlardan en içilebilir olanı ve serinletici olanı White Ale...

Burunda vanilya, muz, şerbetçiotu aromaları zayıf da olsa var... Bitimde ferahlatıcı olan White Ale bunlardan en içilebilir ve ferahlatıcı olanı... Eksileri 3 birada da buğday birası mayası kullanılmış olması.

Bir de tabii Efes Pastörsüz var...

"Taze bira"... Canlı mikroorganizma ve mayalar...

Bu da ısıl işlem görmemiş, yani pastörizasyona uğramamış “Taze Bira” diye tarif edilebilecek... Çabuk tüketilmesi gereken bir ürün.

Fıçı biraya yakın bir tadı var, Brewmasterlere göre aralarında en iyisi.. Demem o ki; onlar sütse bu “kaymak”... :)

Ülkemize gelir mi? Distribütör firma (KANER) piyasaya sokarsa olabilir... Önce bira severler bu konuda baskı yaratmalı... Özellikle pastörsüz olanı çok fazla stoklamamakta fayda var çünkü kısa ömürlü bir bira, canlı maya ve mikroorganizmalar içeriyor... Son tüketim tarihine bakılarak içilmesi gerek.

ÖDÜLE DOYMAYAN SAKİ RAKI VE DÜNYANIN İLK SİYAH ÜZÜM RAKISI...

Antalya’dan dönüşümün ardından Sâki Rakı’dan yani Manisa-Salihli’de bulunan Sezer Holding’in merkezinden bir davet aldık. Aldık diyorum çünkü bu Kıbrıs’ta gastronomi alanına duyarlı gazeteci ve gurmelere yönelik bir günlük bir inceleme gezisiydi.

Tüketiciye her zaman “en iyiyi” sunmayı hedeflemiş Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sezer, Rus İtalyan ve Türk mühendislerle çalışarak sektörde belli bir başarıyı şimdiden yakalamış durumda.

Erol Sezer yönettiği her firmayı yenilikçi ve sektörde rağbet gören ürün skalasına ulaştırmayı başardı...

Kaliteden ödün vermeyen firmanın ürünleri daha raflara konmadan, uluslararası yarışmalara yollanmış ve bu yarışmalardan çeşitli ödüllerle dönmüş.

16 dönüm arazi üzerine kurulan Allco İçecek ve Alcosan tesisleri yıllık 3.5 milyon litre vodka, cin, likör, 2 milyon litre Rakı, 2 milyon litre şarap üretim kapasitesine sahip. Ürettiğini de satan bir firma.

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek gümüş karbon filtrasyon sistemi sayesinde firma, üzümden kendi ürettiği alkolün içindeki tüm kötü partikülleri, yani içkiyi içtikten sonra meydana gelen baş ağrısı, bulantı v.s gibi yaratan tüm yan etkileri yok ediyor. Ve böylelikle içilen içecekler örneğin “Sâki Rakı”, “Svarovsky Vodka” vb. ertesi gün baş ağrısı ve yorgunluk hissine yol açmıyor.

Firmanın “amiral gemisi” diyebileceğim ürünü Siyah Üzüm Rakısı, Türkiye ve dünyada bir ilk olan ürün firmanın diğer rakıları gibi San Fransisco’da “World Spirit Awards 2013” ten gümüş madalya alarak döndü.

SÂKİ Rakının amiral gemisi... Siyah Üzüm rakısı... Bu ödüllü rakı meze masasına yakışıyor... :)

Peki bu rakıyı özel yapan ne?? Siyah üzümler çekirdekleriyle birlikte presleniyor, fermante ediliyor. Distile edildikten sonra elde edilen siyah üzüm suması, Çeşme’den gelen Anason tohumlarıyla buluşuyor ve özel bakır imbiklerde ikinci kez distilasyona uğruyor. 10 kez filtrasyona tabi tutulan “Özel Seri” şeker katkısı olmadan siyah üzümden gelen degüstatif aromalarla lezzetlenmiş oluyor.

Türk Gıda Kodeksine göre 1 litre rakıya 10 mg şeker eklenebiliyor, fakat Erol Bey diyor ki “Sâki Rakı’da buna gerek yok... Şeker rakıdaki kötü unsurları maskelemek için kullanılır. Biz ürünümüze güveniyoruz. Buna ihtiyacımız yok” diyor. Bize de bu durumda tebrik etmekten başka bir şey kalmıyor.

Bazı likörleri ve şarapları da deneme şansı buldum... Özellikle “Krema Likörü” çok hoştu, Bailey’sin Türk yapımı gibi düşünün... Şaraplardan “Chateau Mona” Cabernet Sauvignon, Öküzgözü ve Kalecik Karası’nı denedim... Bunlar gövdesi çok güçlü olmamakla birlikte yine belli bir kalitenin üzerinde şaraplar, özellikle KKTC’ye gelen ve içilen şaraplarla kıyasladığımda, piyasamıza girse rekabet-edebilirliği yüksek ürünler. İçerken kendi kendime dedim ki “Bu asidi bol Öküzgözü mutlaka meşe fıçı görmeli”...

Birkaç dostuma denettim, özellikle Yunan ve Rum şaraplarından daha iyi olduğunu anlattılar.

Kalecik karasında baharat burunda ön planda, Öküzgözü'nde asidite yüksek, daha dengeli ama meşe fıçı görmesi şart...

Sonuç olarak Sezer Holding alkollü içecek piyasasında belli bir kaliteyi ve başarıyı yakalamış durumda. Deneyip karar vermek de artık yeniliklere açık tüketiciye kalıyor.

Herkese sağlıklı mutlu günler ve neşeyle dolu Bayramlar dilerim.

15/09/2016 12:14
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: raif uzkan, gurme, lezzet, yemek, kıbrıs, mekan, restoran, girne, şarap tavsiyesi, restoran tavsiyesi, haber
MANŞETLER

HK GURME

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.