Akademisyenler isyan etti!
16/09/2024
Bir grup akademisyenin yaptığı açıklamada, KKTC'deki özel üniversitelerde görev yapan akademisyenlerin içinde bulunduğu zor durumu gözler önüne seriyor.
Son zamanlarda, özel üniversitelerde görev yapan birçok akademisyenin öğretmenlik sınavlarına girerek öğretmen olmayı seçmesi yeni bir tartışma konusu oldu. Haber Kıbrıs'a ulaşan bir grup akademisyen, Doçentlik, Profesörlük ünvanları kazanmış akademisyenlerin neden tüm kariyerlerini sıfırla çarparak yeni bir başlangıç yapmak istediklerini sorguladı ve akademisyenlerin bu duruma sürüklenmesinin en önemli nedeni olarak aldıkları düşük ücret olmasına dikkat çekti.
İŞTE O AÇIKLAMA
Bir Akademisyen 20 yıl sonra neden ortaoku/lise öğretmeni olmayı seçer?
Son zamanlarda, “özel üniversitelerde görev yapan akademisyenlerin” öğretmenlik sınavlarına girdiğini ve çoğunlukla en başarılarının onlar olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bu akademisyenler Dekan yardımcılığı, Bölüm başkanlığı gibi görevler de yapmışlar ancak maalesef bu sınavlara girmek durumunda bırakılmışlardır. Evet zorunda kalmışlardır.
4 yıl lisans, 2 yıl yüksek lisans, 5-6 yıl doktora yapan, yıllarca üniversitelerde deneyim kazanmış, yüksek lisans ve doktora öğrencisi mezun etmiş, kaliteli dergilerde bilimsel yayınlar yapmış, Doçentlik, Profesörlük ünvanlarını alnının teriyle çalışarak almış bir akademisyen neden tüm kariyerini sıfırla çarparak yeni bir başlangıç yapmak ister? Aslında sorgulamamız gereken budur.
Bilirmisiniz, son eğitim basamağı olan Doktora derecesini almış bir akademisyenin, diğer mezunlar keplerini atarken, onun başında atacağı bir kep yoktur. Çünkü akademislyenliği seçerek hayatı boyunca öğrenci kalmayı kabul etmiş ve bilime katkı sağlamayı seçmiştir.
Ne acıdır ki, ülkemizde akademisyenlerin değeri bilinmemektedir. Akademisyenlerin haklarını savunacağı bir sistem, yasa veya tüzük yoktur. Her özel üniversite kendi kuralları kapsamında akademisyenlerin iş yükünü ve maaşlarını belirlemektedir. Bu iş yükü o kadar fazla, maaşlar ise o kadar düşüktür ki akademisyenler artık tüm kariyerini yok sayarak öğretmen ve hatta memur olmak için çaba sarfetmek zorunda kalmaktadır.
Tabii bu durum, Doğu Akdeniz Üniversitesi akademisyenleri için geçerli değildir çünkü onların haklarını savunabilen bir sendikaları vardır. Özel sektörde çalışan akademisyenlerin eğitim ve donanım bakımında DAÜ Akademisyenlerinden hiçbir farkı olmamakla birlikte hiçbir hakkı da maalesef yoktur!!!
Peki özel üniversiteler bu kadar kar ederken akademisyenlerine neden bu kadar düşük ücretler verir?
Öncelikle her özel sektörde olduğu gibi patron karını en üst seviyede tutmak ister. Onun için çalışanlarından kesmek en kolay kalemdir.
İkinci bir etken yasa, tüzük, denetim ve kural olmaması. Kontrol mekanizması olmadığından neredeyse akademisyenlerine asgari ücreti uygun gören özel üniversitelerimiz var.
Diğer bir etken ise üçüncü ülkeden buraya eğitim için gelen ancak zaten ülkesinde sorunlar olduğu için dönmek istemeyen ve akademisyen olmayı seçmiş üçüncü ülke vatandaşlarının zaten kaç para olursa olsun yeterki adada kalsın bakış açısıyla bu üniversitelerde çalışmaya devam etmesi.
Şu anki durumda ortakul/liselerimiz doktoralı akademisyenler eğitim vermekte üniversitelerimiz ise kan kaybetmektedir. Deneyimli, donanımlı, üretken akademisyenlerimiz artık üniversitelerden kopmaktadır. Onların yerini yeni mezun olmuş üçüncü ülke vatandaşları almakta ve kalite her geçen gün düşmektedir.
Akademisyenlik son derece meşakkatli, dünya değiştikce sürekli kendini yenileyen, öğrenmenin ve öğretmenin sonu olmayan dinamik ve aktif bir meslektir. Akademisyenler olarak bu kimliğimizi kaybetmek zorunda kalmak istemiyoruz.
Bu durumu düzeltmek, iş yükü ve maaşların adil ve kabul edilebilir seviyelerde olmasını sağlamak, akademisyenlerin belli kurallar/yasalar çerçevesinde haklarının oluşturulması ve mesleğin itibarını kaybetmemsi için YÖDAK Başkanımızı, MEB Başkanlığını ve sorumlu tüm kesimleri göreve davet ediyoruz.
Saygılarımızla…
16/09/2024 10:20