Mete Feridun yazdı: Euro’ya geçiş imkansız değil!

ads ads ads ads
20/12/2021

ads
Mete Feridun yazdı: Euro’ya geçiş imkansız değil!

Prof. Dr. Mete Feridun Euro’ya geçiş konusundaki tartışmalara ilişkin öne çıkan görüşleri değerlendirdi. Feridun, bu konuda dile getirilmiş olan görüşlerin genellikle Euro’ya geçişin teknik ve yasal açıdan mümkün olabileceğini konusunda hemfikir olmakla birlikte, Euro cinsinden mali kaynak ve rezerv oluşturma sıkıntısının önemini ortaya koymakta  olduğunu vurguladı. Feridun, Euro’ya geçiş konusundaki çalışmaların ilerye taşınması konusunda ilgili çevrelerden niyet, vizyon ve siyasi irade ortaya konulması gerektiğini vurguladı.

Feridun’un yazısı şöyle:

Euro’ya geçiş konusundaki tartışmalar ile ilgili olarak son zamanlarda akademisyenler, ekonomistler ve finans uzmanları çeşitli görüşler ortaya koymaktadır. Basından takip edebildiğim kadarıyla bu konuda görüş bildiren economist ve uzmanlar Dr. Berkan Tokar, Derviş Kemal Deniz, Devrim Barçın, Prof. Dr. Engin Kara, Mertkan Hamit, Mehmet Saydam, Prof. Dr. Mete Feridun, Prof. Dr. Mustafa Besim, Ödül Muhtaroğlu, Özdil Nami ve Peker Turgud olarak öne çıkmaktadır.

Bu görüşler incelendiği zaman genel olarak bu konunun kapsamlı bir şekilde tartışılması gerektiği yönünde ortak bir uzlaşı göze çarpmakta ve KKTC’nin Euro’ya geçişi konusunda yasal veya teknik açıdan herhangi bir engel bulunmadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu görüşler arasında bir takım önemli uyarılar da dikkat çekmektedir. Bu yazıda Euro’ya geçiş tartışmalarına ilişkin öne çıkan öneri ve uyarıları özetlemeye çalışacağım.

Öne çıkan fikirler arasında Ekonomist ve DAÜ öğretim görevlisi Dr. Berkan Tokar’ın “Euro’ya geçiş öncesinde bunun teknik olarak mümkün olup olmadığını deneyerek tespit edelim ve bir simülasyon süreci kapsamında riskleri değerlendirelim” yönündeki görüşü oldukça mantıklı bir görüştür. Tokar şöyle demektedir: “maliye bakanlığı bünyesinde öngörülen uygulama modeli çerçevesinde Euro uygulamasına geçilmiş gibi bir bütçe yılı boyunca simülasyon yapılmalıdır. Yapılacak simülasyon uygulaması çerçevesin döviz şokları mutlaka test edilmelidir. Bu simülasyon bizlere Euro kullanımının bütçesel riskleriyle ilgili net bir bilgi vereceği gibi ekonomik sonuçlarının da öngörülebilmesini sağlayacaktır”. (1)

Tokar’ın görüşüne yakın bir diğer dikkat çeken öneri ise Ekonomi ve Turizm eski Bakanı Derviş Kemal Deniz tarafından ortaya konmuştur. Deniz, oldukça önemli bir noktaya işaret etmekte ve Euro’ya geçişe ilişkin altyapıyla ilgili olarak yasal bir düzenleme yapılabilmesi için TC ve AB ile temaslara başlanmasını önermektedir. Deniz söyle demektedir: “TL’den Euro’ya geçişteki altyapının nasıl olacağını yasal bir düzenlemeyle toparlanması gerekir. Bu yasal çalışma esnasında ilgili makamlarla da görüşmemiz kaçınılmazdır. Hem TC hem KKTC hem de AB bu konunun taraflarıdır. Mevcut birimden farklı bir birime geçmek için ciddi istişarelerde bulunmak şarttır. Unutulmamalıdır ki bu geçişle ilgili bir hareket başlatmak ve bunu sonuca ulaştırmak uzun soluklu bir çalışma olacaktır”. (2)

Öte yandan, Euro’ya geçiş tartışmaları arasında en önemli konunun finansman ve rezerv sıkıntısı olarak ifade edilmekte olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin, Ekonomist Devrim Barçın, Euro cinsinden mali kaynağın ve bütçenin oluşturulması için TC ve AB ile temaslara başlanmasını önermekte ve “şu an ülkede KKTC Merkez Bankası verilerine göre 31 Ekim itibariyle toplam para arzı miktarı 56 milyar 536 milyon 108 bin TL’dir. Bugünkü kurdan bunun karşılığı 3 milyar 769 milyon 73 bin Euro’dur. Euro’ya geçiş için bu miktara ihtiyacımız var ancak şu an bu kaynak elimizde yok. Bunu bulabilmenin iki yolu vardır. Biri Türkiye diğeri de AB merkez bankası. Bu yüzden Euro para birimine geçiş hemen mümkün olmayacaktır. Bunun için öncelikle gerekli bağlantıların kurulması, doğru adımların atılması ve bu bütçenin bulunması gerekmektedir” şeklinde bir uyarıda bulunmaktadır. (2)

Cardiff Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Kara’nın da Euro cinsinden finansman kaynağının belirsiz olması konusunda bir takım endişeler dile getirdiği görülmektedir. Kara, bu konudaki çekincesini “Kuzey Kıbrıs, sürekli bütçe açığı veren bir ekonomiye sahip. Euro’ya geçmek, Euro finansmanının ihtiyacının artması demek. Ülkenin çok döviz geliri olmadığı düşünüldüğünde bu açık, nasıl finanse edilecek?” şeklinde ifade etmektedir. (3)

Kara, ayrıca KKTC’deki mevcut yapının sürdürülebilir olmadığını ifade ederek şöyle demektedir: “TL yerine Euro kullansanız da sürdürülemeyen bir sistemi uzun süre ayakta tutmanız ya da istediğiniz kalitede bir hayat yaşamanız olası değildir.” (4)

Euro’ya geçiş konusuna biraz daha ihtiyatlı yaklaşan Ekonomist Mehmet Saydam da öncelikle Euro cinsinden rezerv sıkıntısını gidermemiz gerektiğine dikkat çekmekte ve özellikle “Euro’ya geçildiği zaman Türkiye’den turistlerin gelemeyeceğini” ifade etmekte ve KKTC’nin Euro rezervinin olmamasının Euro’ya geçiş konusunda bir engel olduğuna dikkat çekmektedir. (5)

Benzer şekilde, Euro’ya geçiş konusunda çekimser bir görüşe sahip olduğu anlaşılan Peker Turgud ise Euro temin etmenin yolunun bulunarak bütçe açığının kapatılabilmesinin şart olduğunu vurgulamaktadır. Kıbrıs Lirası’ndan Türk Lirası’na geçildiği dönemde Maliye Müdürü görevinde bulunan emekli Büyükelçi Turgud, Euro’ya geçiş önerisinin ancak “Euro’nun bulunabileceği ve oluşacak bütçe açığının kapatılabileceği bir formül sunulabilirse” kabul edilebileceğini ifade etmektedir. (6)

Bu süreçte Euro’ya geçiş konusunda önemli olanın siyasi irade ortaya konması gerektiği görüşü de yoğunluk kazanmaktadır. Örneğin, DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Besim “Biz altyapıyı oluşturursak, düzgün tedbirlerimizi alırsak, teknik olarak Euro’ya geçmek mümkündür ama konunun siyaseten çözülmesi lazımdır” demektedir. Besim,”rezervimiz yok” söylemlerine katılmadığını söylemekte ve bu görüşüne şu şekilde açıklık getirmektedir: “Rezerv daha fazla sabit kur rejimi kullanan ülkeler ve kendi parasını basan ülkeler için görece gereklidir. Biz ne sabit kur rejimindeyiz ne de kendi paramızı basıyoruz.  Kaldı ki ekonomimiz çoktan beridir dolarize (sterlin, euro) olmuş, fiyatlandırmalar çok yüksek oranda döviz cinsindedir, birikimlerimizin %60’ı aşan kısmı yabancı paradadır. TL bizim paramız değildir ve burada önemli olan siyasi iradedir.” (2)

Besim gibi Ekonomist Mertkan Hamit de öncelikle siyasi irade oluşturulması ve bu konuda kararlı olunmasının önemine dikkat çekmekte ve Merkez Bankamızda “hayatımızı döviz olarak idame ettirebileceğimiz bir miktar paramız” olduğunu ifade etmektedir. Hamit bu konudaki görüşünü şöyle özetlemektedir: “Biz para birimini değiştirmek istiyorsak bunu engelleyen teknik koşullar yoktur, ideolojik koşullar vardır. Gerçekten ekonomiyi düşünüyorsak, ideoloji ve saplantıdan çok kararlı duruş önemlidir.” (2)         

Euro’ya geçiş konusunda önem arz eden bir diğer konu olarak bu konuda söz sahibi olan aktörlerle diyaloğun kurulması da öne çıkmaktadır. Örneğin eski Dışişleri Bakanı ve Müzakereci Özdil Nami bu konuda ön çalışmalar yürütülmesi ve özellikle AB ile işbirliği sağlanması gerektiğini vurgulamaktadır. Nami, “Euro’ya geçiş konusunda “çok ciddi ön çalışmalar yapılması gerekir. En sağlıklısı geçişin AB ile işbirliği içinde yapılandırılmasıdır” şeklinde görüş belirtmektedir. (2)

Konunun uzmanlar tarafından görüşülmesi ve ön çalışmalar yapılması gerektiği yönünde görüş ortaya koyan bir diğer isim olan Devlet Planlama Örgütü Eski Müsteşarı Ödül Muhtaroğlu ise Euro’ya geçiş konusundaki düşüncelerini “hemen geçmemiz çok kolay değildir ama geçilmesi imkansız da değildir. Bu konu çalıştaylar ve konferanslar düzenlenerek sistemli bir şekilde ekonomistler, finans uzmanları, bankacılık sektörü ve sivil toplum örgütleriyle irdelenmelidir” şeklinde ifade etmektedir. (2)

Son olarak, ben de bu konuda ortaya koymuş olduğum görüşlerimde Euro’ya geçişin “sihirli bir formül” gibi algılanmaması gerektiğine dikkat çekmiş, “Euro’ya geçilse bile bu durum yapısal sorunlarımız ve mali disiplin eksikliğimiz açısından bir çözüm olmayacağı” konusunda uyarılarda bulunmuş ve  gerek yapısal sorunlarımızı çözmeye gerekse de mali disiplin eksikliğimizi gidermeye çalışmamız gerektiğini vurgulamıştım. (7)

Ayrıca, Euro’ya geçiş konusundaki tartışmaların bir takım varsayımlara dayandırılmaması gerektiğini, şu anda ne yapılabileceğini tespit edebilmek için herşeyden önce durumumuzu net bir şekilde tahlil etmemiz gerektiğini ve bu konunun “bizim yorumumuza açık konular olmayıp Avrupa Birliği ile istişare edilerek bugünden açıklığa kavuşturulması gereken” konular olduğuna dikkat çekmiştim. Uyarıda bulunmuş olduğum bir diğer konu ise Euro’ya geçiş konusunda gerekli olan koşulların önceden tespit edilerek hazırlıklara Euro'ya geçişten yıllar öncesinden başlanması gerekeceğiydi. (8)

Çünkü, belki de ERM II koşulları gereği öncelikle bir süreliğine dahi olsa kendi para birimimiz olması ve bu para birimini Euro’ya en az iki yıl süresince sabitleme koşulu gündeme gelebilecektir. Bu tahmin yürütülerek tartışılacak bir konu değil, AB ile diyaloğa girerek netleştirilecek bir konudur. (9)

Görüleceği gibi, Euro’ya geçiş konusunda ortaya konmuş olan görüşler genellikle bunun teknik ve yasal açıdan mümkün olabileceğini konusunda hemfikir olmakla birlikte Euro cinsinden mali kaynak ve rezerv oluşturma sıkıntısının önemine dikkat çekmektedir. Bir diğer öne çıkan nokta ise Euro’ya geçişin kamu maliyesindeki sorunları gidermeyeceğidir. Yukarıda özetlemeye çalıştığım görüşler bu sorunların giderilmesinin önemini açık bir şekilde gösterirken, aynı zamanda da hem AB hem de TC ile ortak hareket edilmesinin gerekli olduğu noktasında birleşmektedir.

Nitekim, Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’da 2015 yılında yapmış olduğu bir açıklamada “Türk Lirası’ndan Euro’ya geçiş konusunun teknik detaylarının Türkiye’yle de istişare edilerek yürütüleceğini”, Brüksel ve New York’taki temasları sırasında Euro’ya geçiş konusunun gündeme geldiğini, Avrupalı yetkililerin bu süreci hızlandırma sözü verdiğini ve hatta bu konuda bir “ad hoc komite kurulması konusunda Rum tarafıyla mutabakata varıldığını” ifade etmiştir. (9)

Dolayısıyla, Euro’ya geçiş konusunu uzak bir ihtimal olarak değerlendirmemek ve bu konudaki çalışmaların kaldığı yerden devam etmesi konusunda niyet, vizyon ve siyasi irade ortaya koymak gerekmektedir.

Kaynaklar:

(1) https://www.yeniduzen.com/euroya-gecmek-gercekten-ne-kadar-zor-ne-kadar-kolay-18373yy.htm

(2) https://www.yeniduzen.com/kapsamli-calisma-ile-mumkun-147151h.htm

(3) http://enginkarablog.blogspot.com/

(4) https://www.yeniduzen.com/kontrolsuz-fakirlesme-141031h.htm

(5) https://www.kibrispostasi.com/c50-EKONOMI/n402318-ekonomist-mehmet-saydam-euroya-gecis-konusunu-degerlendirdi-yok-boyle-bir-dunya

(6) https://www.kibrisgazetesi.com/kibris/euroya-gecmek-imknsiz-h122368.html

(7) Kıbrıs Gazetesi Ekonomi Eki, 13 Aralık 2021   

(8) https://haberkibris.com/mete-feridun-yazdi-euroya-gecis-hedefi-onemli...-2232-2021-12-14.html

(9) https://www.kibrisgazetesi.com/kibris/euro-hedefi-devam-etmeli-h122693.html?fbclid=IwAR1hv29C9SnUbnskKfFm5VABJsDd21LyfVOQJho1FHCwB-lQOCj7xnHOkbM

(10) https://www.sozcu.com.tr/2015/ekonomi/kktc-tlyi-birakiyor-euroya-geciyor-958936

 

 

20/12/2021 21:21
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Mete Feridun yazdı: Euro’ya geçiş imkansız değil!
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.