Seyahat tutkusu engel tanımadı!
09/11/2021












ARZU GÜNDÜZLER-TURİZM KIBRIS
Gezginlerin hikayelerini paylaştığım Turizm Kıbrıs'ta bu kez seyahat tutkusu engel tanımayan bir gezginle buluşturuyorum sizleri. Ondan öğrenecek çok şeyimiz var en önemlisi de hayattan zevk almak ve keşfetmek için hiç bir şeyin engel olamayacağı...
Uzun zamandır takip ettiğim gezginlerden biri Hüseyin Nizam Mutlu...Engelsizgezgin instagram hesabında hem gezip, hem bilgilendiriyor hem de yüreğimize düşen seyahat aşkına hiçbir şeyin engel olmadığını öğretiyor. Sözü fazla uzatmadan ondan dinleyelim hikayesini...
Öncelikle seni tanıyalım? Kendini anlatır mısın?
Bursa’da doğmuş ve halen Bursa’da ikamet eden Hüseyin Nizam MUTLU’yum. 1991 yılında Yıldırım ilçesinde doğdum. Doğduğum anda çeşitli hastalıklar nedeniyle hayat mücadelesi verirken %85 işitme kaybım oldu, bu nedenle işitme cihazı kullanarak duyuyorum. Bu işitme cihazıyla eğitim öğretimi yüksek lisans mezunu olarak tamamlamaktan ve tek başıma dünyayı korkmadan, tereddüt etmeden gezebilmekten onur duyuyorum.
Dünyayı gezme kararını alırken en büyük destekçin kimdi? Bu kararı nasıl aldın?
En büyük destekçim ailemdir. Ailem Bulgaristan doğumlu olduğu için 2007 senesinde Bulgaristan vatandaşlığını aldım. Ne yazık ki 2007-2014 yılları arasında Bulgaristan vatandaşlığının kıymetini bilmezdim. O an diyordum ‘ne işim olur Bulgaristan vatandaşlığımla ?’ 2014 senesine gelince Vikipedi’den ‘Bulgaristan Vize Politikası’nı incelerken 196 ülkeden 172 ülkenin Bulgaristan vatandaşlarından vize istemediğini anlayıp kıymetini o anda anladım. 2015 senesinde yaklaşık 10 ay kadar İngiltere’ye dil eğitimi için gitmiştim. O sırada İngiltere’de tek başıma hayatta kalmayı öğrendim ve boş zamanlarımda ülkeyi geziyordum. Dünyanın dört bir yanından arkadaşlar edindim. Farklı kültürleri, farklı insanları, farklı yiyecek ve içecekleri görünce dünyaya olan bakış açım değişti.
Şimdiye kadar kaç ülke gezdin?
52 ülke gezdim ve Türkiye de dahil, sonuçta Türkiye de bir ülke ya ☺
Seyahatlerinde başından geçen ilginç bir olay oldu mu?
Her seyahatte herkesin mutlaka başına geçen ilginç olaylar olmalı bence. Olmazsa tadı kalmaz ki seyahatin. Benim için en ilginç 3 olayı anlatayım. Birincisi İngiltere’de soldan akan trafik nedeniyle ters yöne giden otobüse binmem ve ters gittiğini farkettikten hemen bir sonraki durakta inmemdi. İkincisi Fas’ta kiraladığımız aracı kullanırken hız sınırı 80 km/s iken 85 km/s gittiğim için ceza yemiş olmamdı ve cezayı çok tatlı bir şekilde ödememdi. O da ülkede yabancı olduğum için polisler es geçip 15 USD ödetip leblebi ısmarlamışlardı hatta. Üçüncüsü ise; Gürcistan-Ermenistan sınırında Ermeni polislerin Bulgaristan pasaportumda ismim TC’dekinin aynısı olduğu için Türk olduğumu anlamış ve beni sorguya almasıydı. Sorguda sorulan soruları doğru ve net cevabı verdikten sonra ‘ooo kardeş Ermenistan’a hoşgeldiniz gel sana birşeyler ikram edelim ‘ demesinden sonra kendimce herhalde ironi yaptıkları düşünmüştüm ama gittiğimde bana votka ve fıstık fındık ısmarlamışlardı.
En çok Ermeni polislerin yaklaşımını sevdim ve şaşırdım politik haberler yüzünden o kadar ön yargılıyız ki...
Peki en çok hangi ülkeyi beğendin? Sebebi nedir?
En çok bu ülkeyi beğendim desem diğer 51 ülkeye çok büyük haksızlık olacağını düşünüyorum. Çünkü her ayak bastığım ülkelerin ayrı güzellikleri, biriktirdiğim anılarım var ve benim için her ülke değerlidir. Ama ısrarla soracak olursanız yine zorlanırdım bu soruyu cevaplamaktan, çünkü benim de size soracağım sorular olacaktır. Bunlar ‘ neye göre? Tarihe göre mi? O zaman Özbekistan ve Yunanistan. Mimari açısından mı? O zaman İspanya, Çek Cumhuriyeti, Fransa’nın şirin köyleri ve Rusya. Doğa güzelliklerine göre mi?’ O zaman İsviçre, Norveç ve Yeni Zelanda. Yani bu sorunun cevabı tamamen kişisel görüşüne bağlıdır. En önemlisi de kişinin seyahat esnasında kesinlikle zevk almasıdır.
Dünyayı gezme hayaliyle yanıp tutuşan engelli bireylere tavsiyelerin var mı? Fiziksel engeller dünyayı gezmeye engel olabilir mi?
Sadece engelli bireylere değil, herkese söyleyebilirim. Hayal mi ediyorsunuz? Hiç durmayınız. Asıl en büyük engel tereddüttür ve sizi negatif yöne etkileyen insanlardır. Hiçbir şeyden korkmayınız! Tek başıma Ermenistan’a bile gittim. Tek başıma Türk olarak KKTC’den Güney Kıbrıs’a bile geçtim. Üstelik ailenin tek evladıyım. Ailem o ülkelere gitmeme pek sıcak bakmadılar elbette. Ama pes etmedim, gitmek için ısrarla üstlerine gittim. Sonunda başardım. Oralarda bile Türk’üm dedim gayet de sıcakkanlı baktılar. O anda anladım ki hayatta en büyük engel sadece bahsettiğim iki şey değilmiş, medya ve ırkçılık da engel sayılıyor. Benim bir fiziksel engelli gezgin arkadaşım var, onlarla gurur duyuyorum. Gerçekten de büyük cesaret! Hiçbir şekilde dünyayı gezmeye engel olamaz, asıl engel ‘gidemezsin, edemezsin, gezemezsin’ düşüncesidir...
Covid 19 salgınında gezmeye devam ettiğini biliyorum. Bu süreçte seyahat etmek zor olmadı mı?
Sadece salgın dönemlerinde değil, tüm olağanüstü hal olduğu dönemlerde gezmek oldukça zor oluyor. Ama bir şekilde önlem veya önceden sağlıklı ve dikkatli bir şekilde plan yaparsak hiçbir sorunla karşılaşmayız. 2020 Marttan beri şimdiye kadar yaklaşık 6 ülke, 43 şehir gezdim. 2020 Mart ile 2020 Temmuz arasında hep evdeydim kendimi kafeste sıkıştırılmış gibi hissettim. Temmuz’da kısıtlamalar gevşetildiğinde İç Ege Bölgesi turu yapmıştım. Sırt çantamda kıyafet, iç çamaşırlardan daha çok dezenfektan, kolonya, maske doluydu. O an geçmişi düşününce ‘vay be’ diyesi geliyor insanın. Tur bittikten 2 hafta sonra hiç hasta olmadım. 15 Temmuz gecesi Bulgaristan açıklama yapmıştı. Son 72 saatte PCR negatif rapor şartıyla tüm vatandaşlarına karantinadan muaf tutacağını açıklayınca ben mutluluktan uçtum. Artık yurtdışına çıkma zamanı gelmişti. Apar topar pasaportumu alıp hastaneye koştum PCR için. 72 saati geçmeden de Edirne Kapıkule’ye vardım ve hem Türkiye tarafında hem de Bulgaristan tarafına geçince de her pasaport memurlarının yanında sağlık çalışanı vardı. Çok şey değişmişti. Bulgaristan’a giriş yaptığımda 3 şehri 2 günde tamamlamıştım. Yetmedi oradan Yunanistan’a geçtim. İki ülke AB ülkesi olmasına rağmen sınırlarda sorguya çekiyorlar ne yazık ki. ‘Son 14 günde hangi ülkelerde bulundun? Yunanistan’da nerede kalacaksın? Yunanistan’a ait PLF kodun (Türkiye’de HES kodu yerine geçiyor) var mı? gibi gibi sorularla karşılaşmamız mümkün. Bu soruları sadece Yunanistan gibi AB ülkeleri değil tüm dünyadaki ülkeler soruyor. Yeter ki panik yapmayınız ve sakince cevaplayınız.
Bize gelecek planlarından bahseder misin?
Şimdilik gelecek planlarımı oluşturmak zor, çünkü gelecekte ne olacağı son derece belirsiz. Ama aklımda bazı rotalar var; mesela Güney Amerika ülkeleri, Uzakdoğu ülkeleri, Afrika ülkeleri gibi. En büyük hayalim ise ruh arkadaşımla (şu an yok ama ☺) birlikte dünyayı gezmek. Üstelik gittiğim yerlere tekrar da olsa gitmeyi kesinlikle isterim. Çünkü ülkenin veya coğrafyanın şimdiki hali ile gelecekteki ile hali arasında değişiklikler oluyor ve bu değişiklikler keşfetme ve kolayca karşılaştırma yapma imkanı sunacak.
**ğp
Son olarak okuyucularımıza vermek istediğin bir mesajın var mı?
Size söylemek istediğim belki kitaba sığmayabilir ama özetlemek gerekirse, hiçbir insan tek başına olsa dahi seyahatten korkmamalı. İlk deneyiminiz ise anlarım korkunuzu, ben de korkmuştum ama o korkuyu çoktan yenmiştim ve herkes bu korkuyu yenmeli. Seyahat etmek bazen sadece keyif almanızı sağlamaz, sizi aynı zamanda korkusuz ve cesur kılmaktadır. Yeter ki niyetlenin gerisi geliyor. Çok sevdiğim saygıdeğer Prof. Dr. İlber Ortaylı hocamın da ‘‘yol mu var ? Gidin. Tren mi var ? Atlayın.’’ Dediği gibi, tam da bunu uyguluyorum. Para engel düşüncesine inanıyorsanız ki ben asla inanmıyorum. Cesaret ister sadece. Benim favori söz Augustine’nin ‘’Maceranın tehlikeli olduğunu sanıyorsanız, rutini deneyin; öldürücüdür !’’ sözüdür.
Sonsözüm; Instagram’da beni takip etmeyi unutmayın ! ( @engelsiz_gezgin )




