Trump Tower Gazze

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
08/02/2025


Yusuf Kanlı Yusuf Kanlı


Emlakçı diplomasisi ve bir ABD başkanının çılgın rüyası diye özetleyebiliriz. Donald Trump, Gazze’yi bir arsa olarak görüyor, Netanyahu’ya “büyük bir proje” satmaya çalışıyor, Arap dünyasını ‘yatırımcı’ sanıyor. Ancak bu rüyanın sonu, sadece bir emlak fiyaskosu değil, büyük bir savaş olabilir.

Yusuf Kanlı

Bazı insanlar tarihe büyük lider olarak geçer, bazıları ise karikatür gibi. Donald Trump’ın siyasetteki mirası ise ikisinin de absürt bir karışımı: Dış politikayı emlakçılık olarak algılayan, diplomasi masasında değil inşaat projelerinde çözüm arayan, kendi hayal dünyasında ‘kazan-kazan’ formülü geliştiren bir adam. Ve son “büyük fikri”? Gazze’yi satın almak.

Bu, kulağa komik gelebilir ama Trump’ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da buluştuğunda attığı ortaya “çılgın teklif,” aslında bir kabus senaryosu. Planı özetleyelim: Gazze tamamen boşaltılacak, Filistinliler bir şekilde başka yerlere gönderilecek ve bölge ABD’nin kontrolüne geçecek. Sonra? Sonrası tam bir emlakçı fantezisi: Beş yıldızlı oteller, golf sahaları, plaj tesisleri… Belki de Trump Tower Gazze!

Ancak dünya, Trump’ın Monopoly tahtası değil ve bu hayalin gerçeğe dönüşmesi için milyonlarca insanın zorla sürülmesi, büyük bir savaşın patlak vermesi ve Ortadoğu’daki dengelerin tamamen yerle bir olması gerekiyor. Ama anlaşılan, emlakçının kafasında bütün bunlar bir “detay” olarak görülüyor.

TRUMP’IN HAYAL DÜNYASI

Trump’ı anlamak için önce onun dünyaya bakış açısını kavramak lazım. Emlak işinden gelen biri olarak, her şeyi “al-sat” mantığıyla çözebileceğini düşünüyor. Ona göre, problem mi var? Çözüm basit: Ya sat ya da satın al.

Irak bir bataklığa mı dönüştü? “Petrolü almalıydık.”

Afganistan’da sorun mu var? “Orayı bırakıp Çinlilere mi bırakalım?”

Ortadoğu’da barış mı istiyorsun? “Gazze’yi boşaltıp büyük bir tatil beldesine çevirelim!”

Bu tür düşünce biçimi, Trump’ın politikasının temelini oluşturuyor. Savaşın, sürgünün, tarihsel travmaların onun için anlamı yok. Onun dünyasında her şey binalardan, arsalardan ve yatırımcı çekmekten ibaret. Bu yüzden Gazze’yi de elindeki kullanılmayan bir otel arazisi gibi düşünüyor.

Ancak, sorun şu ki Gazze bir otel arazisi değil. Gazze, milyonlarca insanın yaşadığı, onlarca yıl süren trajedinin, savaşın ve acının merkezi. Ve Filistinliler, Trump’ın düşündüğü gibi, “harap olmuş binaları bırakıp yeni bir konuta taşınacak kiracılar” değil.

“DESTEKÇİM ÇOK!” PARDON, KİM?

Trump’ın her zaman yaptığı gibi, planına tam destek olduğunu iddia ettiğini de unutmayalım. Ama ortada komik bir gerçek var: Destekleyen yok!

• Suudi Arabistan: “Biz Filistin devleti olmadan İsrail ile normalleşmeyiz.”

• Ürdün ve Mısır: “Filistinlileri sınırımıza yığmayın!”

• İsrail’in aşırı sağcı yerleşimcileri: “Amerikan otellerine değil, Yahudi yerleşimlerine ihtiyacımız var.”

• AB ve Birleşmiş Milletler: “Etnik temizlik insanlığa karşı suçtur.”

Peki, Trump’ın bahsettiği destekçiler kim? Büyük ihtimalle, Mar-a-Lago’daki golf sahasında sohbet ettiği milyarder arkadaşları. Netanyahu da muhtemelen sırf nezaketen dinledi, ama İsrail’in bile böyle bir planı uygulamaya koyma ihtimali yok.

Kısacası, Trump burada yalnız. Ama yalnız olmak, onun için pek de sorun değil. Asıl sorun, yalnızlığını fark etmiyor olması!

“GAZZE’Yİ BOŞALTIRIZ” DİYEN ADAM, HİÇ TARİH OKUMUŞ MU?

Trump’ın en büyük yanılgılarından biri, insanların topraklarını kolayca terk edebileceğini sanması. Belki New York’ta iflas eden bir otel yatırımcısı, zarar ettiğinde binasını satıp gidebilir ama Filistinliler için mesele bundan ibaret değil.

1948’de, evlerinden edilen Filistinlilerin büyük çoğunluğu Gazze’ye kaçtı. Şimdi Trump, onların torunlarına aynı şeyi yaşatmayı teklif ediyor. Ancak, Filistin halkı için Gazze bir “arsa” değil, geçmişin ve mücadelenin bir parçası. Ne kadar bombalanırsa bombalansın, Gazze onlar için hâlâ vatan.

Trump, Filistinlilerin “yeni ve güzel” yerlere taşınmaya ikna olacağını düşünüyor. Ama ona hatırlatalım: Onlar zaten 70 yıldır mülteci kamplarında yaşamaya zorlanıyorlar ve bu kaderi kabullenmediler. Şimdi neden kabullensinler?

Eğer Trump bu planı uygulamaya kalkarsa, tek seçenek kalıyor: Filistinlileri zorla çıkarmak. Ve bu, açıkça savaş demek.

“TRUMP GAZZE’YE ASKER GÖNDERİR Mİ?” RÜYALAR VE GERÇEKLER

Teorik olarak, ABD ordusu Gazze’yi işgal edebilir. Ama sonra ne olacak?

• Hamas direnç gösterecek. ABD askerleri için Vietnam veya Irak kadar kanlı bir bataklık oluşacak.

• Ortadoğu’daki tüm ABD müttefikleri bu planı reddedecek.

• ABD’nin Ortadoğu’daki varlığı, Trump’ın kendi seçmeninin istemediği bir savaşa dönüşecek.

Trump, Amerika’yı “gereksiz savaşlardan çekeceğini” söyleyerek başkan olmuştu. Şimdi kendi elleriyle dev bir savaş başlatma planı yapıyor. Trumpçılar buna nasıl tepki verir, bilinmez. Ama büyük ihtimalle Trump bile, bu işin gereğinden fazla büyük olduğunu fark edecektir.

SONUÇ: EMLAKÇI RÜYASI, DİPLOMATİK FELAKET

Trump’ın Gazze planı, bir emlakçının “Burası boş arazi, hadi otel yapalım!” mantığının uluslararası ilişkilere uygulanmış hali. Ancak dünya, satılabilir ve alınabilir bir mülk değil. İnsanların, kültürlerin, tarihlerin, travmaların ve direnişlerin olduğu bir yer.

Bu planın uygulanma ihtimali yok. Ama sadece önerilmesi bile:

• ABD’nin Ortadoğu’daki müttefikleriyle ilişkilerini zedeledi,

• İsrail-Suudi normalleşmesini baltaladı,

• Filistin halkının acısını küçümseyen bir dil yarattı,

• ABD’nin yeni bir askeri bataklığa sürüklenmesi ihtimalini artırdı.

Ve en önemlisi, bu plan Trump’ın diplomasi anlayışının ne kadar tehlikeli olduğunu bir kez daha gösterdi.

Trump, dünyayı Monopoly tahtası zannedebilir. Ama gerçek dünya, onun iflas eden kumarhanelerine ya da çöküşe sürüklediği emlak projelerine benzemez.

Trump Tower Gazze, belki rüyalarında güzel görünüyor olabilir. Ama bu rüya, Ortadoğu’da savaşın ve kaosun yeni başlangıcı olur.

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS:
MANŞETLER

HK Yusuf Kanlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.