Laleler tez solar

ads ads ads ads
11/02/2018

ads

Ahmet Okan Ahmet Okan


Nazım Hikmet  “Memleketimden İnsan Manzaraları” nda,

Denizde balık kokusuyla

Döşemelerde tahtakurularıyla gelir

Haydarpaşa garında bahar, der…

Hava ılık, lakin toz yüklü, bu sis duman ondandır.

Bahçe çitlerinde ilkbahar, nar ağacının dallarında kış…

Lefkoşa’da ilkbahar Ayasofya’da karşılanır Bandabuliya’ya çalabadem düşer…

Günlerden cumartesidir saat 14:26.

Aslında şubat ayı kararsızdır ne yapacağı bilinmez bir ayağı kıştadır bir ayağı baharda.

Pencerede kış, bahçede bahar…

Lefkoşa’nın sokakları inişli yokuşlu değildir.

Şeher düz bir ovanın üzerine kurulduğundan tepesizdir.

Dar sokaklarda yürümek insanı yormaz.

Yalnız başınıza yürüseniz bile ahşap kapılı evler yoldaş gibidir, omuzunuza yaslanır, elinizi tutar…

Sözünü ettiğimiz eserde Nazım, İstanbul’un bir kesitini şöyle anlatır:

Uzun Çarşı’yı dikine inersin

Sandalcılar, tavla pulcuları, tespihçiler

Ve sen İstanbullu

Sen kendi ellerinin hünerine alışmış olduğundan

Şaşarsın İstanbullulara:

Ne kadar ince, ne çeşit hünerleri var, dersin

Rüstem Paşa Camii

Urgancılar

Urgancılarda yüz parça yelkenli gemiyi

Ve hesapsız katır kervanlarını donatacak kadar

Urgan, halat, ve dökme tunçtan çıngıraklar satılır

Zindankapı, Babacafer

Uzakta balık pazarı

Kuruyemişçiler

Ne dikine iniş vardır Lefkoşa sokaklarında,

Ne dikine çıkış.

Bir yol alır gidersiniz mevsim de uygunsa ki en uygunu bahar aylarıdır.

Ayaklarınız tel örgülere takılmazdan önce kalaycının, demircinin, helvacının, çörekçinin sesleri işitilirdi sokak sokak, meydan meydan…

Yaylı döşeklerde ölmek, ölmenin en iyi zamanıydı ne gerek vardı zaten bu günleri görmeye!

İşte böyle zamanlardı aylardan şubat ve okullar tatile girerdi şeher daha rahat.

Atatük , Yenicami, Selimiye ve Haydarpaşa ilkokulları şeherin içindeydi.

Ahali şeherde yaşardı.

Kış ve ilkbahar birbirine karışırdı çiçekler açsın mı açmasın mı, yağmurlar yağsın mı yağmasın mı.

Avluların bir köşesinde kış bir köşesinde bahar.

İslimde pişen mercimek kışı, sofraya konan baklalar baharı anımsatırdı.

Sofralarda kış ve bahar…

Memleketin kültürünü anlamak için,

Biraz da o islim üstünde pişen mercimeğin tadını anlamak lazım, hani duman duman…

Diyeceğim,

Bu mevsimlerde Lefkoşa kapı eşiğinde sündürmelere dalmaya hazırlanan ilkbaharın kokusu ile irkilirdi.

Ve birkaç haftaya kalmaz arılar hücum edeceklerdi polenlerini yeni veren çiçeklere, bir çiçekten bir çiçeğe.

Ve tarlalarda bin bir çeşit laleler karşılayacaktı ilkbaharı.

Yani biraz da memleketi anlamak için,

O eski Girne yolunu tutup,

O renkli lalelerden toplamak lazım…

Şimdi mevsimidir çiçek toplamanın,

Tez toplansın,

Çünkü, laleler tez solar…

11/02/2018 14:39
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ahmet okan
MANŞETLER

HK Ahmet Okan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.