Ne kokar, ne tüter!

ads ads ads ads
25/03/2018

ads

Ahmet Okan Ahmet Okan


Çeşitli pikap iğneleri vardı, pikabın modeline göre.

Fakat neticede hepsi de iğneden ibaretti…

İnce işti bu pikap iğneleri.

Küçük minicik kablolar iğnenin yerleştiği yuvanın arkasına lehimle tutturulmuş vaziyetteydi.

Kablolar ve diğer aksanları marifeti ile iğne plaktaki ses çizgileri üzerinde yürüdükçe ses çıkarmış oluyordu.

Ne güzeldi.

İğne cızırtıları arasında müzik dinlemek…

Pikapların üretimi, bilgi alanımızın dışında ama yanılmıyorsam transistörlü döneme rast geliyordu.

Lamba ya da “vakum tüpü” geliştikten sonra radyo ve telefonlar bu buluşlarla çalışıyordu önceleri.

Daha sonra transistör geliştirildi ve arkasına elektronik aşamaya geçildi…

Gramafonlar oldukça farklıydı.

Elektrikle, transistörle falan ilgileri yoktu.

Bir manivela yardımı ile disk döndürülür, taş veya daha sonraları plastik plaklar üstlerine konan çivi misali iğnelerle sesin işitilmesi sağlanırdı.

İğnenin diğer ucu bir sigara kağıdı inceliğinde alüminyum bir diyaframla temas halinde olduğundan sesler işitilmiş oluyordu, ki bu diyafram iğnenin tutturulduğu plağın üzerine bir baş gibi eğilen aksam içine yerleştirilmiş durumdaydı…

Bir nesil vardır ki bütün bu evreleri görmüştür.

Gramafon kullanırken daha sonra pikabı, pikap kullanırken daha sonra teyp ve kaset denen şeritli cihazları gören nesiller.

Kim bilir dijital dönemin en azından ilk dönemlerini yakalayanlar da olmuştur.

At arabalarından bisiklete ve daha sonra motorlu araçlara geçer gibi.

Uzun ömürlüler için nostaljik duygular dayanılmaz olur sırasında!

Gramafon döneminde zaman hızlı akıp gitmezdi şüphesiz.

Saatler bile uzun gelirdi insanlara.

Pikap döneminde dünya ağırdan değişmekte olsa da zaman bugünkünden çok yavaştı.

Öyle algılanırdı.

Derken dijital dönem başladı ki baş döndürücü bir dönemdir zamanı tutmak zor, bahar derken yaz, yaz derken kış geliyor, seneler akıp gidiyor farkında olmadan…

Hayatın ve her türlü buluştaki ilerleyişin zamanla mı ilgisi var, yoksa bunun tersi mi?

Eğer gramafon dönemi günümüze kadar sürseydi ve ondan gayrı bir gelişme olmasaydı,

Bugün Beatles’ın da, Tarkan’ın da taş plakları olacak, onlar da gramafondan dinleneceklerdi.

Demek ki bunun zamanla pek bir ilgisi yok.

Gelişmelerle ilgisi var.

Yani, asıl olan zamandan çok gelişmelerin kendisidir.

Hayat tarzını değiştiren, hatta zamanın kısalıp uzaması gibi bir algıya neden olan buluşların ve bunlarla birlikte gelişmelerin kendisidir…

Ses kaydı teknolojisinde eğer gramafon dönemi hükmünü yüzyıllara yaysa ve ondan başka bir buluş olmasaydı,

Aynı gerilik motorlu araçlar için de olacak mıydı, o bildiğimiz klasik arabaların ömrü de mi uzun olacaktı?

Sanırım her şey birbirine paralel gelişiyor bu dünyada.

Bir uzay mekiğinde haberleşmenin telgrafla olduğu düşünülebilir mi?

Bizim nesil gramafon döneminden değil.

Teyp ve pikap döneminden.

Pikap döneminin çok güzel bir dönem olduğu muhakkaktır.

Bir plak almak için evden sırf bunun için çıkıp çarşıya gitmenin ve plakçıdan plak almanın keyfi başkaydı.

Postaya mektup atmak gibi.

Postaya gidip yazdığınız mektubu bir zarfa koymak, kenarlarını ıslatıp kapatmak,

Sonra pulunu bir köşesine yapıştırmak, “By airmail” pulunu da yapıştırmayı ihmal etmemek (yapıştırmazsanız mektubunuz deniz yolu ile gönderilirdi!) ve nihayetinde zarfı posta kutusuna atmak.

Başlı başına güzel bir şeydi…

Sana e-mail attım, diyor.

Görmedim kardeşim!

Bakmıyorum da!

Ne e-mail’i?

Mektubun elektroniği mi olur?

Ne kokar ne tüter!

25/03/2018 16:27
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ahmet okan
MANŞETLER

HK Ahmet Okan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.