Bir Taçoy Projesi

ads ads ads ads
13/04/2016

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


İç siyasetimiz kaynıyor. Vatandaş’ın siyaset kurumuna karşı güvensizliği siyasetçiyi yeni projeler üretmeye zorluyor. Özellikle büyük bir destekle geldiği iddia edilen sayın Kudret Özersay’ın projesi “Halkın Partisi” olayı tetikliyor. Diğer yandan ise Cumhuriyetçi Türk Partisi, tarihinin en kalabalık başkan adaylı seçimli kurultayına gebe olduğu söyleniyor.

Sanırım uzun zamandır, Ulusal Birlik Partisi ve Demokrat Parti ise özellikle Halkın Partisinin yükselişini durdurmak için ne yapılması gerektiğini düşünüyorlardır.


İşte tam da bu devinim içinde UBP-DP koalisyonu kurulmaktadır.

Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti aslında bir elmanın iki yarısıdır. İdeolojileri çok yakındır. Ayrılıklarının sebepleri nerdeyse tamamen bireyseldir. Yani ideolojileri aynı olan insanların çıkar partileridir. Hâl böyle olunca iki parti arasında yıllardır giden gelen “vekil” sayısı da hayli yüksektir. Düşünün ki iki partinin şu anki başkanları, diğer partide de bir süre de olsa vekillik yapmıştır.

Yılardır yaşanan bir ritüel vardır. Ulusal Birlik Partili, bir vekil parti yönetimi ile takışıp kenara sıkıştı mı? Hop doğru Demokrat Parti’ye… Demokrat Partili vekil, Başkanına canı mı sıkıldı? Kapı açık. Hemen Ulusal Birlik partisi sıralarına…

Yasa da müsaitti o zamanlar. Bu nedenle bir dönem içinde gel git yapanlar bile olmuştu.

Bazı yurttaşlarımız bu gel gitlere çok kızardı. Bense normal karşılardım. İdeoloji aynı olduktan sonra ne fark ederdi ki? Siyahtan karaya, aktan beyaza geçmek gibi bir şeydi aslında yaptıkları.

Açık ifade edeyim, Cumhuriyetçi Türk Partisine ya da Toplumcu Demokrasi Partisi’ne geçseler bunu siyasi bir ahlaksızlık olarak nitelerdim . Ya da tam tersi olsa aynı şeyi söyleyeyim. Yani siyahı savunurken beyazın tarafına geçmek , akı dillendirirken karanın yanında saf tutmak olsa yaptıkları, bende küfürü basardım. Ama değil. Elmanın bir yarısından öteki yarısına geçmek gibi bir şey. Elma aynı elma


Ancak şimdi yasa değişti. Diğer partiye geçemiyorlar. Yani artık iki ayrı parti olmanın vekil olanlara bir avantajı yok. Aksine seçimde ki bölünme belki de bazen bir bazen de iki vekil kaybına neden olacak. Bu nedenledir ki Hasan Taçoy, son seçimde DP’den seçildikten sonra dahi misyonunun UBP ile DP ‘yi birleştirmek olduğunu açıkça söylemiş ve bu dönem nerdeyse tüm enerjisini buna harcamıştır.

Kafasında kurduğu birleşme projesini gerçekleştirmek adına Demokrat Parti’ye genel sekreter olmuş ve bu vasfı ile o partinin tüm örgütleri ile teması sağlamıştır. Bunları yaparken Ulusal Birlik Partisi içindeki gücünü ise korumuştur. Nitekim bağımsız kalmasına rağmen UBP’nin Lefkoşa Örgüt toplantılarının vazgeçilmez adamı olarak görünmüştür.

Taçoy, iki partinin birleşmesi gerektiğini savunurken, bir anda CTP- UBP hükümetinin düşmesi ile ummadığı bir fırsatı yakalamış, projesine ışık olacak UBP-DP iktidarının gerçekleşmesini sağlamak için uğraş vermiştir. Özellikle CTP+DP+ TDP üçlü koalisyon alternatifini, DP içindeki gücünü kullanarak engellemeyi başarmıştır. Tabanı zaten birbirinden uzak olmayan iki partinin çatılarını, hükümette buluşturup, projesinin gerçekleşmesi için önemli bir adım atmıştır.

Hasan Taçoy, kafasında kurduğu birleşme projesini başarabilecek mi? Bu sorunun cevabını ancak bekleyip görmekle verebiliriz. Ancak alınan mesafe az da değil. Sanırım kurulabilirse bu hükümetin kendi içinde sağlayacağı uyum, birleşmeyi destekleyecektir.

Ulusal Birlik Partisi ve Demokrat Parti içinde İki partinin tek olmasını istemeyenlerde çıkacaktır. Onlar bir yerde bu hükümetin başarısız olmasını isteyecektir.

Birleşmeyi isteyenler ise sırf bu nedenle kurulacak olan hükümete bütün güçleri ile destek olacaklardır.

Hasan Taçoy’un işi hâlâ zordur. Bu projeyi gerçekleştirme çabasında ki son dönemeçte, yanındakilere(!), arkasındakilere (!) daha çok ihtiyaç duyacaktır. Çünkü karşısındakiler(!) de en az kendi kadar güçlüdür…

Aslında çoğu insan için önemli olan, Demokrat ve Ulusal Birlik Partilerinin birleşmesi durumunun topluma yararlı olup olmayacağıdır. Kurulacak olan hükümetin başarısı veya başarısızlığı da bunu işaret edecektir. Alınacak sonuç ise uzun vadede Sayın Hasan Taçoy’un siyasi kaderini belirleyecektir.

DR. ALPER

Onunla 1984 yılı sonlarında tanışmıştık. O sırada ben ihtisas yapmaktaydım. Beni o bulmuştu. Kulak Burun Boğaz alanında uzmanlaşmak, dolayısıyla da benden görüş almak istiyordu. Ona bu alanda ihtisaslaşmasını hararetle tavsiye etmiştim. Konuşmamız o kadar samimi boyutlara ulaşmıştı ki sonradan, bana büyük bir sıkıntısını da dillendirmek ihtiyacını duymuştu.

Aslında benden yaşça büyüktü ve benden önce fakülteyi Antalya’da bitirmişti. Ne var ki uzmanlık başvurusuna bir türlü cevap alamıyordu. O dönemde hepimizin gidip ziyaret etmemiz gereken dördüncü şubeden, öncelikle İkamet belgesi alması isteniyordu. Alper, fakülte yıllarında birkaç öğrenci olayına karışmıştı. Bunun tespit edilmesi nedeniyle ilgili şube ona zorluk çıkarıyor ikametgah belgesini vermiyordu. Bu sebepten dolayı da ihtisasa başvuru bile yapamıyordu. Zaman geçmesine rağmen gerekli belgenin verilmemesi, onu çok rahatsız ediyordu.

Derdini bana anlatınca gülümsedim. Ertesi gün onu alıp dördüncü şubeye gittim. Şube müdür muavini hastamdı. Bizi kapıda karşıladı. On dakika sonra hayret dolu bakışlarına karşın Alper’in ikametgâhı elindeydi. Bu olay sonraki yıllarda ki dostluğun başlangıcıydı.

Sonra Tabipler Birliğinde ve aynı klinikte yıllarca beraber çalıştık. Son zamanlarına kadar hep neşe kaynağımız, yön göstericimiz oldu.

Hastalığını öğrendiğinde, sonuna kadar çalışıp nöbet tutarak mücadele etmek istediğini söylemişti. Bu onun mücadeleci karakterinin yansımasıydı. Ne yazık ki mücadeleyi bu kez kazanamadı

Kıbrıs üzerinde yaşama derin izler bırakarak genç yaşta aramızdan ayrıldı. Ruhu şad olsun…

ANLAYAMADIKLARIM

Cumhurbaşkanının “Vakit kaybetmeyelim. Kim hükümeti kurmaya hazırsa gelsin görevi vereyim” dedikten sonra hükümeti kurma görevini alan sayın Hüseyin Özgürgün’ün “Yasal sürem 15 gün. En erken gelecek Cumartesiye kadar kurabilirim” demesini anlayamıyorum…

13/04/2016 13:37
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: bülent dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.