Ya herro ya merro!

ads ads ads ads
28/12/2016

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


Montpelerin’den sonra görüşmeler kesiliyor kesildi derken tekrar başladı. Hem de tam da beklentilere cevap verecek tarzda. On iki Ocak’ta İsviçre’de gerçekleşecek beşli zirve, tabiri caizse “ya herro ya merro” cinsinden olacak. Gerçekten de ya anlaşma sağlanacak ya da Kıbrıs sorunu çok uzun bir süre buzdolabına kaldırılacak. Özellikle Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konferansa Türkiye adına katılacak olması, Cenevre görüşmelerine böyle bir anlam katılmasını güçlendiriyor.

Hâl böyle olunca da cepheler şimdiden belirlenmeye başladı. Kıbrıslılar arasında (hem kuzeyde hem güneyde) şu anda peşin evetçi ve hayırcılar arasında kartlarını açanlar var. Bunlar olur olmaz insanlar da değil. Parti liderleri, sivil toplum örgütü başkanları ve hatta kanaat önderlerinden bazıları taraflarını seçtiler. Mevzilerini aldılar.

Oysa ortada henüz bir metin yok. Üzerinde tartışılacak, konuşulacak taraf seçilecek bir anlaşma meydanda değil. Aslında günlük hayatı etkileyen ve üzerinde tartışılması gereken onlarca da sorun var . Ama gel gör ki bu arkadaşların derdi bu değil. Bu nedenle de saflar sıklaşmaya başladı. Kılıçlar kuşanıldı. Hatta ilk karşılıklı saldırılarda başladı.

Garibime gitmiyor değil. Adam peşinen “hayır” demiş bir kere. Toprak %40 da verilse, başkanlık eşit sürede iki tarafa sunulsa da, Türkiye’nin fiili garantisi devam etse de kararı belli. Altın tepside Kıbrıs’ın anahtarını versen tarafı değişmez. Ağzından çıkan ve fikrini belirleyen tek kelime var; Kocaman bir “HAYIR”. Bununla kalsa iyi. Bir de “evet” deme niyetinde olanlara peşinen “rumcu” ya da “hain” damgasını da vurmaktan çekinmiyor.

Ya diğerlerine ne demeli? Girne’yi bile Rumlara versek, bizden hiç başkan çıkmasa, Türkiye’nin garantisi söz konusu olmasa da “EVET” mührünü basacağını söylüyor. “Çözüm” diyor. “Benim başka derdim yok. Çözüm olsun da nasıl olursa olsun”. Bu arkadaşların da diğerlerinden farkı yok. Kendilerinden değil misin? Bileceksin ki onlara göre “Faşistsin, İşgalcisin, Ganimetçisin.”

Kısacası tartışma yetisi olmayan bu arkadaşlar kararlarını vermişler. Bu nedenle de henüz ortada bir metin yokken, okumadan, etüt etmeden kendi taraflarını belirlemişler. Bu yetmezmiş gibi insanlara telkinde bulunuyorlar. O insanların muhakeme yeteneklerini küçümsercesine kendilerini takip etmelerini talep ediyorlar.

Allahtan ki güçlü bir üçüncü grup var. Bu guruba mensup insanlar, ilk iki grup havanda su dövercesine bir biri ile kavga ederken, itidalle görüşmelerin sonlanmasını ve bir anlaşma metninin ortaya çıkmasını bekliyor. İşin gerçeği üçüncü grup sessiz çoğunluğu oluşturuyor ve aklın yolundan gidip oluşacak metni görüp okuduktan sonra karar vermeyi planlıyor.

İlk iki gruptakiler, çıkardıkları spekülatif haberlerle üçüncü gruptan taraftar kazanmaya çalışsalar da, bunda büyük bir başarı sağlayamamanın sıkıntısını yaşıyorlar.

Bu sıkıntıyı yaşıyorlar çünkü o sessiz çoğunlukta olanı biteni farkında. Bu nedenle de onlara itibar etmiyorlar.

Kısacası demek istediğim odur ki, kaderimizi peşinen taraf olup işkembeden atanlar değil, toplum liderleri tarafından bir metin oluşturulursa, bunu okuyup akıllarıyla değerlendirenler belirleyecektir.

Bu nedenle fazla heyecana kapılmak abes ve iştigaldir.

BANA GÖRE HAFTANIN EN ÖNEMLİ OLAYLARI

Tarihi Girne limanının fırtınadan oluşan dalgalara teslim olması. Fenerin denize düşmesi.

Libya uçağının kaçırılması, Rus uçağının düşmesi…

Devlet labaratuarının yanması…

Beşparmakların kuzeyinde aşırı yağışlardan hayatın adeta durması

Asgari Ücret komisyonun toplanması.



ANLAYAMADIKLARIM

Bu kadar keşife, icata rağmen, Dünya nasıl olur da bu kadar kötüye doğru yol alır, anlayamıyorum.

28/12/2016 14:23
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: bülent dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.