Bizimde Aklımız Var Platformu

ads ads ads ads
19/10/2016

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


Demek ki bazıları bir şeyler olacağı, en azından yakın zamanda bir referanduma gidileceği hissine kapıldı. Kapıldı ki eş zamanlı olarak “Barış ve Çözüm Platformu” ile “ Bir Garış Toprak Vermeyik” platformları kuruldu. Kısacası taraflar gardlarını aldılar. Gardlarını almaktan da öte eylemler, ziyaretler ve basın bildirileri ile ilk salvolar atılmaya da başlandı.

Bir yandan dıştan gelen güçlü ülke temsilcilerinin atraksiyonları, bir yandan canlanan iç dinamikler, öte yandan yeniden ortaya çıkan gaz haberleri, ister istemez insanı düşündürüyor. Gerçi Liderlerin açıklamalarında Hâlâ ciddi sıkıntılar olduğu sezinlense de, sanki kısa bir süre sonra referanduma gidilecek havası yaratılıyor.

Açıkçası bu beni rahatsız ediyor. Kıbrıs ikinci bir referandum başarısızlığını kaldırmaz. 2004 yılındaki referandum çözümü, bu günün tarihi esas alındığında on iki yıl öteledi. Yeni bir hayal kırıklığı ise bu yıl sayısını en az ikiye katlayacaktır. Katlamakla da kalmayacak, şu anda kestiremediğim, başka sonuçlar doğmasının da yolunu açabilecektir.

Dönüşümlü başkanlık, garantiler ve güvenlik, toprak konuları ele alınmadan, bu konularda ki hassasiyetler giderilmeden, halka iyice anlatmadan referanduma gitmek, sadece kumardır. Bu nedenle naçizane görüşüm bu aşamada gerek iç, gerek dış etkenlerin liderleri rahat bırakması gerektiğidir.

Unutulmamalıdır ki son kararı ne “Barış ve Çözüm” ne de “Bir Garış Toprak Vermeyik ” platformu verecektir. Finalde karar “ Bizim de Aklımız Var Platformu” üyeleri yani halk tarafından verilecektir.

Halk, önüne konulacak planı onaylayacak veya ret edecek buna göre de kendi kaderini yönlendirecektir.

Tabii bunun olabilmesi için önce liderlerin anlaşa bildiği bir planın hazırlanması koşulu şarttır. Bu olmadan yapılacak her konuşma her eylem ise abes ve iştigaldir.

ANLAYAMADIKLARIM.

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin müstakbel başkan adayı Tufan Erhürman “Sihirbaz eğilim. Kadro hareketi ile başarılı olunur” dedi. Doğru olmasına doğru da ben anlayamadım. Bu kadroyu da kendisi kurmayacak mı?

BANA GÖRE HAFTANIN ÖNEMLİ OLAYLARI

1- Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yapılan görüşmelerde uzlaşılan noktaları ilk kez, açık ve net şekilde dillendirmesi

2- Güney ve Kuzey tarafındaki okullar arasında ilişkiler kurulması kararı

3- Emirnamelerin kaldırılmasına yönelik adımlar atılacağı söylendiği bir sırada Mahkemelerin kararı iptal etmesi.

4- On dokuzuncusu yapılan Türksoy Opera günlerinin ilk kez Kültür Başkenti MaĞusa’ya taşınıp tarihi Othello Kalesi’nde de düzenlenmesi…

5- Rusya uyruklu P.G nin sahte hekimlik yapmaktan tutuklanması

POLİSE SAYGI

Bir toplantıda Barış Ve Ruh Hastalıkları Hastanesi Baş hekimi Dr,Abidin Bey bana “Toplum ciddi depresyonda, koruyucu ruh sağlığına yönelik tedbirler alınması gerek” demişti. Sanırım son yaşanan olay bu iddiayı tam anlamıyla doğruluyor.

Hangi olay mı?

Düşünün, bir ülkenin en gözde meydanında, üç beş çapulcu kendilerini yaptıkları hareketleri durdurmaları yönünde uyaran polislere meydan dayağı atıyorlar.

Evet böyle bir olay geçen hafta Ramadan Cemil Meydanında yaşandı.

Polisleri acil serviste görmesem gazetelerde çıkan haberlerin abartıldığını düşünecektim. Ama inanın az bile yazmışlar. Söz konusu polisler resmen enkaza çevrilmişti.

Onları getiren amirlerine sordum. “ Şimdi bunları yapanlar ne haldedir merak ettim”. Cevabı netti : “Merak edecek bir şey yok doktorum. Biz İnsan haklarına saygılıyız. Diğer tutuklulardan farklı bir muamele görmüyorlar.”

Polis Amir’inin söylediklerine saygı duyduğum gibi onlarla gurur da duydum. Ama mutlu olmadım. Bu ülkede herkesin güvenliğinden sorumlu polisin uluorta darp edilmesi, buna birilerinin tevessül etmiş olmasıydı canımı sıkan.

Belli ki bu olayı yapanlar hızla cezalandırılmazsa, bu ceza da teşhir edilmezse, benzer vukuatlar yaşanmaya devam edecek, o zamanda bu ülke iyice yaşanmaz hale gelecekti. Öyle ya, polise bunu yapan öğretmene, memura, gazeteciye, doktora, bekçiye, hemşireye neler yapmazdı.

Ne var ki, polisin insan haklarına saygılı davranması zafiyet olarak değerlendirilmemeli aksine, onların bir apoleti sayılmalıdır. Ancak bu apoletin kalıcı olması içinde saygınlığına haksız zarar getirenlere gereken yasal işlem derhal yapılmalıdır. Mahkumiyet cezası yanı sıra, bu kişi vatandaş ise kamudan uzaklaştırılmalı, vatandaş değilse ikamet izni iptal edilmelidir.

Ancak bu ve benzeri şekildeki cezalar caydırıcı olacaktır. Aksi halde polisin başı dönecek, geçen günkü gibi elindeki tutukluların kaçmasını önleyemeyecek, toplumu korumakta acze düşecektir.

Sayın yetkililer. Geç olmadan lütfen polise yardımcı olunuz.

19/10/2016 11:05
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Bizimde Aklımız Var Platformu, bülent dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.