Seksen Bin Rum Nasıl Gelecek? ( Dikkat . Bu Gayri Ciddi Bir Yazıdır)

ads ads ads ads
25/01/2017

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


Cenevrede süren görüşmelerde Kıbrıs için çözüm aranıyor. Herkes güç paylaşımı , mal mülk , harita ve garantilere odaklandı. Bu arada seksen bin Rum’un kuzeye yerleşeceği konusunda duyumlar da var. Bu haber doğru mu yanlış mı bilemem. Ben yine de bizim komşu Kevser Abla’ya sorayım dedim. Bu konuda ne düşünür diye. İşte sorgualimiz:

Ne diyorsun bu seksen bin urumun tarafımıza yerleşmesi işine?

Vallahi koşullar tamamsa olabilir.

Hayda! Bu işin de mi koşulları var?

Hayatta her şeyin bir koşulu vardır be yeğen. Bunu daha öğrenemedin mi?

E hade uzatma da söyle bakalım. Neymiş ya bu koşullar?

Bir kerem, bu Rumlar bu yanda mülk bırakmış olanlar olmalı. Sonracığıma, yazılı ve sözlü imtihanı geçmeli.

Ne imtihanıymış bu ?

Yazılı ve sözlüTürkçe. Bak bu sınavda atmışdan aşağı alan bu tarafa geçemez bilesin. Bülbül gibi konuşanı içimize alırık gerisi dışarı.

Başka şart var mı?

Var tabi.

Nedir ya?

Sınavı geçenleri hastaneye götüreceyik.

O nedenmiş ? Sağlık kontrolü mu isteyeceyik?

Yok yahu. Maşşallah sağlıkları zaten tamamdır. Erkekleri sünnet

Yok deve.

E nasıl be öyle uğursuz uğursuz aramızda dolaşmalarına nasıl izin verelim.

Ya kadınlar? Onlara benzer birşart olmayacak mı?

Onları da eşarpçıya yollayacayık. Kapatsınlar başlarını. Ha! Birde altın günleri yapacaklar

“Gelme” demenin yeridir yani bu.

Hah! Bak sen anladın bakalım onlarda anlayacak mı?

Herhalde bu kadar şart yetecek…

Hiç olur. Son birkaç şart daha var.

Nedir o ?

Asla bir siyasi parti kurmayacaklar. Çocuklarını bizim okullara yollayacaklar

Başka ?

Birde her Cuma bizim camiye gelecekler.

Yokta be !

Yerlerse …

VE BİR ROMAN :

DENKTAŞ’I ÖLDÜRMEK

İnanılmaz yazım dili ve tekniği ile, yirmi üç hastalığı öykü tadında anlattığı ve okuyucunun bitirmeden elinden bırakamadığı “Atıştırmalık” isimli kitabın yazarı Mehmet Özlüses, bu kez bir romanla edebiyat dünyamıza yeni bir eser sundu

Yazarımız bir hekim. Hekim olmanın verdiği nosyonla “Denktaş’ı Öldürmek” isimli yakın tarihimizi irdeleyen bir roman yazarak, adeta 2003-2005 yılları arasında yaşananlara, mikroskopla bakarak ama projektörle ışık tutarak yaklaştı. Her ne kadar kitabın başında “Bu romanın gerçek kişi ve olaylarla ilgisi yoktur” denilse de olayların yaşandığı dönem itibarıyla, hayali de olsa kişiler, bize hiç de yabancı gelmiyor. Yazar o devrin her olayını en azından benim hiç düşünmediğim bir bakış açısından anlatıyor ve bilinen ezberle de örtüştürüyor. Bu durumun ise Mehmet Özlüses’in o devri ne kadar içselleştirip, hazmederek yaşadığının delili olarak ortaya çıkıyor.

Nitekim yazar, sosyal medyada kitabını anlatırken “Yazdığım kitabın hedefi Denktaş’ı kötülemek değildir. Kitabım Annan Planı sürecinde “evet” cephesine karşı eleştirel bir bakış açısıyla süreci irdeleyen bir “romandır” !” ifadesini kullanmıştır.

Kaldı ki yazar, “Denktaş’ı Öldürmek” isimli bu yeni kitabında, bu kadarla da kalmamış, günümüzde çevre coğrafyada olan biten kan dondurucu pek çok olayında sentezini yaparak adamızla olan ilişkisine de atıfta bulunmuştur.

“Denktaş’ı Öldürmek.” İsmi ile bile insanı merakta bırakan bu romanın her satırını bu duygunun giderek arttığını hissederek okuyacaksınız. Denktaş’ın öldürülmesinin ne zaman deneneceğini bekleyecek, ne var ki beklenmedik bir finalle şok olacaksınız.

Okurken kendinizle tartışacağınız bu romanı özellikle tavsiye ediyorum.

BANA GÖRE HAFTANIN EN ÖNEMLİ OLAYLARI

Çiftçilerin tarım bakanının odasına yerleşip kahve içmeleri

Suriye’deki savaşı sonlandırmak için tarafların Astana’da toplanması

Anafartalar Lisesi hakkında çıkan ve henüz netleşmeyen haberler

B.D başkanı Trumph’ın göreve başlaması 

25/01/2017 12:42
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Seksen Bin Rum Nasıl Gelecek? ( Dikkat . Bu Gayri Ciddi Bir Yazıdır), bülent dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.