Mola

ads ads ads ads
03/05/2017

ads

Bülent Dizdarlı Bülent Dizdarlı


Biliyorsunuz, Ekim ayından beridir Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimliği görevini sürdürüyorum. İşler çok yoğun. Beni gerçekten hem kafaca hem vücutça çok yoruyor.  Sanırım yaşanan süreçte gençlik yıllarımdaki çalışma tempomun bile üstüne çıktım. Günümün uzun bölümünü hastanede geçirmek zorundayım. O kadar ki bu yıl, çok sevdiğim Çetinkaya Spor Kulübü ile dahi ilgilenemedim.

İş yoğunluğumdan şikayetçi olduğumu sanmayın. İşimi seviyorum. Ancak bu işi yaparken başka işleri gerektiği gibi layıkıyla yapamadığımı fark ettim. Dünyayı etrafı olanı biteni yeterince takip edemiyorum. Okuma zamanım da bir hayli azaldı. Hâl böyle olunca olayları analiz edebilme şansım ortadan kalktı. Seçtiğim konuyu dahi yazarken zorlanmaya başladım.

Yıllardır her Çarşamba yirmi dokuzuncu sayfa da (son iki haftadır yirmi dördüncü sayfadayım) yazıyorum. Önce Halkın Sesi’nde başlayan bu yazım süreci yıllardan beridir de Havadis’te devam ediyor. Çoğunuz biliyordur, bu yazma heyecanı Havadis’teki sayfamla sınırlı kalmadı. Bu zaman içinde sırasıyla  “Dünyanın Merkezinde Hayatla Polemik” , “Güneşe Kaçmak”,              “İmhotep’in izinde 50 cefa 50 deva”, “Kuyu Mezarları Ülkesi”, “Efsaneden Doğan Efsane: Mustafa Defteralı”  ve son olarak da “Uzak çocuklar-Lale” adlı kitaplarımı yazdım.

Yazmak benim için bir yaşam tarzıydı. Yazmaya ara vereceğimi hiç düşünmemiştim. Ancak bu başhekimlik olayı beni sanki dünyadan kopardı. Kendine esir etti. Evdeki dinlenme saatlerimde dahi ertesi gün hastanede olabilecek olayları planlıyorum veya düşünüyorum. O kadar ki özellikle coğrafyamızda yaşanan onca karışıklığa rağmen fikirlerimi yazıya dökemiyorum.

Bütün bunların sonucunda bir karara vardım.

Evet benim için “Yazmak” bir yaşam tarzıdır. Asla yazmaktan vazgeçmeyeceğim.  Ancak şimdi düzenli yazmaya bir süreliğine “Mola” diyorum. Şimdi hakkını vermem gereken çok önemli bir iş ve önümde kısıtlı zaman var.

İki yıl sonra Tanrı sağlıklı bırakmışsa bendenizi yazmaya devam ederim.

Kim bilir? Belki de Başhekimlik anılarımla dolu bir kitapla dönerim yazmaya.

Gazete yazılarıma molayı verirken ne Başaran Düzgün’e, ne de Hüseyin Ekmekçi’ye sordum. İki yıl sonra dönerken de sormayacağım. Biliyorum ki zaman su gibi akıp gidecektir. Ve ben 24 ve 29. sayfayı çok özlemeden ona tekrar kavuşacağım.

Şimdilik hoşçakalın…

03/05/2017 11:54
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Bülent Dizdarlı
MANŞETLER

HK Bülent Dizdarlı

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.