Türkiye’nin muhalefet sorunu

ads ads ads ads
16/03/2022

ads

Mehmet Hasgüler Mehmet Hasgüler


İleride bir gün Türkiye’nin siyasi tarihini yazacak olanlar son on yılı muhtemelen “kutuplaşma dönemi” diye adlandıracaklar. İktidar ve iktidar karşıtı şeklinde kutuplaşmış bir siyasi yapı var önümüzde. Türkiye’deki kutuplaşmayı dünyanın 1950-1990 yıllarındaki kutuplaşmasına benzetebiliriz. Farklı şeyler söylemelerine rağmen iki taraf birbirlerini dengeliyor ve hatta besliyor. Üstelik anket sonuçları gösteriyor ki seçmenlerin çoğu da kemik biçimde kutuplaşmış ve oy verdiği partiyi terk etmiyor.

Anket sonuçları demişken, son anketlerin muhalefeti de iktidarı da memnun etmediğini söyleyelim. Muhalefet bloğu anket şirketlerine “Bu kadar kötü ekonomik koşullarda iktidarın oyu nasıl yüzde 40 olur?” diye, iktidar bloğu “20 yıldır yaptıklarımıza ve muhalefetin beceriksizliğine rağmen bizim oyumuz nasıl bu kadar az olur?” diye tepki gösteriyor.

Bu örnekten de anlaşılacağı gibi Türkiye’de siyasetin temel sorunlarından biri hem iktidarın hem de muhalefetin meselelere tekil olaylar üzerinden ve indirgemeci yaklaşması. Meseleler adeta Karagöz’le Hacivat’ın söz düellosu gibi tartışılıyor. Tarafların tek amacı karşı tarafı olduğu yere sabitlemek olduğu için ülkenin durumunu sosyal, kültürel ve ekonomik dinamikler üzerinden sorgulamak kimsenin aklına gelmiyor.

Son olarak altı muhalefet partisinin lideri bir araya geldi ve topluma bir manifesto sundu. Muhalefet partilerinin kutuplaşmanın rüzgarıyla ilerlemeye, toplumdan yükselecek bir “dip dalga”yı Godot’yu bekler gibi beklemeye devam edeceğini bir kez daha görmüş olduk.

Partiler, seçimi kazanmaları durumunda yeniden parlamenter sisteme dönüleceğini vadetti ama Türkiye’nin can yakıcı sorunlarına dair çözüm önerisi sunmadı. Kutuplaşmanın etkisiyle Türkiye’nin tek sorununun başkanlık sistemi olduğunu düşünüyorlarsa yanıldıklarını söylemek lazım. Türkiye’nin, ancak üzerinde geniş kesimlerin uzlaşmasıyla çözülebilecek sayısız problemi var. Partilerin açıklamalarında bunlara dair bir şeyler de duymak isterdik.

Muhalefetin cepheyi genişletme çabası anlaşılabilir elbette ama “beş benzemezden” oluşan bir ittifakın ne kadarlık bir ömrü vardır? Türkiye’nin sorunlarına farklı sınıfsal ve toplumsal gözlüklerle bakan, birbiriyle çelişen perspektiflere sahip partilerden oluşan bir yapı çözüm olabilir mi? Bunlar üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken sorulardır.

Siyasi partilerin asıl görevi vatandaşların ihtiyaçlarını ve taleplerini karar mekanizmalarına taşımaktır. Farklı partiler farklı taleplerle geldiğinde müzakere, ikna ve belki uzlaşma süreci başlar. Sorunlar böyle çözülür. Çoğunluğu farklı tabanlara sahip altı siyasi partinin taşıdığı toplumsal talepler nelerdir? Bu altı parti “tek adam rejimini yıkmak” dışında hangi konularda uzlaşmıştır? Türkiye’nin acil sorunlarına çözüm önerileri nelerdir? Sözgelimi bu altı parti dış politika konusunda iktidardan farklı neler söylüyor? Bilmiyoruz.

Muhalefet bloğu, şimdilik tek vaatleri olan parlamenter sisteme dönüşü de tam anlatamadı. Sistemin nasıl işleyeceğini, tekniğini iyi analiz etmişler ona söylenecek söz yok. Ama bunun halka nasıl bir etkisi olacağını anlatmadılar. Böylece seçmenin aklına gelecek tek soru olan, “Yeni sistemin bana ne faydası olacak?” sorusu da yanıtsız kalmış oldu.

Bence muhalefetin eksik yönlerinden biri de liderler düzeyinde “Demirelvari” bir politikacının olmayışı. Öyle biri olmadığı için sırtını yalnızca “Erdoğan karizmasına” dayamış AK Parti 20 senedir birinci parti. Beğenelim beğenmeyelim Erdoğan hegemonyasının oluşturduğu bir çıta var ve bu çıtaya ulaşabilecek bir muhalefet lideri yok. Böyle biri olmadığı gibi sorunların çözüleceğine halkı ikna edecek bir reçete de yok ortada.

Başkanlık sistemi tartışmaları içinde dar alanda kısa paslaşmalar yapan, kutuplaşmanın ürettiği zihinsel ambargoları aşamayan partilerin inandırıcı olma ve halka kurtuluş reçetesi sunma şansı yoktur. Nitekim bu denli kötü ekonomik koşulların olduğu, şiddetli bir yoksullaşma sürecinin yaşandığı bir ülkede füze gibi yükselmesi gereken muhalefet oylarının neredeyse yerinde sayması da bunun kanıtıdır.

16/03/2022 07:43
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mehmet hasgüler
MANŞETLER

HK Mehmet Hasgüler

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.