Karadeniz’deki savaşın Akdeniz’e yansıması ne olur?

ads ads ads ads
23/03/2022

ads

Mehmet Hasgüler Mehmet Hasgüler


Rusya’nın Ukrayna (Batı) ile savaşı alabildiğine enteresan ve köklü değişimlere yol açacak gibi görünüyor.

Ukrayna’nın hudutlarıyla ve ulusal onuruyla oynayan Rusya’nın asıl amacı elbette bu ülkeyi Batı kampından çekip almak. O kadar önemli bir hedef ki bu; kültürel, etnik, ulusal, dilsel ve tarihsel bağlar, akrabalık ilişkileri gibi unsurların hiçbiri Rusya’nın Ukrayna’yı açıkça parçalamasına engel olamıyor.

Rusya’nın askeri hedeflerinden birinin Ukrayna’nın (ve tabii Batı’nın) Karadeniz’le olan bağını koparmak olduğu da netleşti. Bu çerçevede Türkiye açısından Montrö Antlaşması’nın önemi artarken doğal yatağı olan Karadeniz de ister istemez batı açısından hayatiyet kazanıyor. Birçok analistin Türkiye’nin Batı açısından önem kaybına uğradığı tezine katılmıyorum. Bilakis, bana göre bu savaşın erken sonuçlarından birisi, geleneksel ve tarihsel olarak Batılı kimliğine sahip Türkiye’nin NATO kampına ve dolayısıyla “doğal” konumuna intikal etmesi olacak. Yani Ukrayna’yı Batıdan çekip almaya çalışan Rusya bir taraftan -ekonomik kırılganlığı olsa da- güçlü komşusu Türkiye’yi “yeniden” Batıya doğru itiyor. Türkiye doğru bir dış politika stratejisiyle çok daha önemli bir figür haline gelebilir.

2008’den beri siyasi anlamda donan Türkiye-İsrail ilişkilerinin Cumhurbaşkanlarının görüşmesiyle başlayan hızlı bir trend üzerinden muhabbete döneceğini söylemek sanırım kehanet olmaz. Bu muhabbetin, ulusal çıkar denilen afrodizyak etkiye sahip somut kazanımlar üzerinden kurgulanması da muhtemeldir. Yeni dönemde Rusya’nın enerji arzından mesafeli biçimde uzaklaşacak Avrupa’nın yeni enerji koalisyonlarına ve arzına ihtiyaç duyacağını da söyleyebiliriz. Türkiye, İsrail ve Mısır arasında Doğu Akdeniz enerji kaynaklarıyla ilgili bir işbirliği sürecinin başlaması da sürpriz olmayacaktır. Eğer bu işbirliği sonuç verirse Türkiye, topraklarından önemli miktarda doğalgaz ve/veya petrolün Avrupa’ya nakledilmesi şansını yakalayabilir.

Böyle bir durumda Kıbrıs’a siyasi çözüm yaklaşımıyla ezberden gelen ve test edilmiş atakların yerini Adalılara sahada ve altyapıda enerji işbirliğini dayatma atakları alabilir. Kömür ve çelik işbirliği nasıl Avrupa Birliği’ni doğurduysa Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları iki toplumda ortaklaşma ve işbirliği hatta yeni bir siyasi güç doğurabilir. Elbette Avrupa Birliği’nin ilk dönemlerinde -başta Almanya ve Fransa arasında olmak üzere- yeniden güven inşası için çok büyük çaba harcandığını ve bu ülkelerin siyasi liderlerinin karşılıklı suçlama yerine işbirliği felsefesini sıkı sıkıya takip ettiğini de hatırlatmak gerekiyor. Bu iki ülke eğer sürekli birbirlerini suçlamaya ve karşısındakini düşman gibi görmeye devam etseydi Avrupa Birliği kurulmaz, Almanya ve Fransa da bugünkü gücüne erişemezdi. İşbirliği yapmayı nasıl başardıklarını ve bugünlere nasıl ulaştıklarını anlamak Kıbrıs için önemli bir yol gösterici olabilir.    

Öte yandan enerji işbirliğinde adı geçen ülkelerin tamamı Akdeniz ülkesi. Avrupa Birliği, bir ara “Akdeniz Ülkeleri Birliği” stratejisini hayata geçirmeyi düşünmüştü. Ancak projenin önündeki en büyük engel, adı geçen ülkeler arasında geçmişteki sömürgecilik ve tahakküm ilişkisiydi. Bu ilişkinin yarattığı algı, bilhassa Doğu Akdeniz’deki bazı ülkelerde çok taze olduğu için aşılması çok zordu. Bir Akdeniz ülkesi olan Suriye’de yaşananlar da bu “hatıraları” yeniden gündeme getirdi.

Türkiye, İsrail ve Mısır enerji işbirliğinde yol alırlarsa Avrupa Birliği’nin başaramadığını başarabilirler. Yukarıda söylediğim gibi karşılıklı güven oluşturup düşmanlığa son vermek için taraflar adım atarlarsa Kıbrıs da kolaylıkla bu üçlüye eklemlenebilir. Türkiye burada lider rolünü üstlenebilir, ki çok katmanlı kültürel ve tarihsel kimliği nedeniyle en büyük potansiyel olarak ön plana çıkıyor. Akıllıca yürütülecek diplomasi sayesinde Atatürk Türkiyesi’nin rasyonel çıkar ortaklığı üzerinden, uzlaşma ve işbirliği temelli bir “Akdeniz Birliği” projesini kurgulaması bana hayal gibi görünmüyor.         

 

23/03/2022 08:45
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mehmet hasgüler
MANŞETLER

HK Mehmet Hasgüler

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.