Her taşın altında Ankara mı var?

ads ads ads ads
05/05/2022

ads

Mehmet Hasgüler Mehmet Hasgüler


Geçen hafta siyaset dünyamızda yaşanan curcunayı değerlendirdiğimiz yazının daha mürekkebi kurumadan kendimizi yeni bir curcunanın içinde buluverdik. Tam hükümet programı Mecliste okunmuş ve oylama yapılacakken koalisyon hükümetinin iki küçük ortağı deklarasyon imzası diye bir “bozuşma mukavelesi” ortaya attılar ve bunu gerekçe göstererek UBP ile koalisyondan çekildiklerini duyurdular. Bunun üzerine Başbakan Faiz Sucuoğlu görevi iade edeceğini açıkladı. “Bayram bayram” Kıbrıs Türkünü böylesi bir koalisyon hükümetinden mahrum etmiş oldular.

Küçük ortakların seçime gitmek istemedikleri, gittikleri takdirde silinip yok olacakları ortadayken neden bu siyasi riski aldıkları kamuoyunda önemli bir soru olarak duruyor. Rivayet muhtelif. Ankara’nın UBP’yi dizayn etmek ve Sucuoğlu’nu yemek istediği iddiası öne çıkıyor. Bu iddianın her geçen gün daha bir berraklık kazandığı da konuşuluyor. İddialar arasında Cumhurbaşkanı’nın UBP içinden yeni bir vekile hükümeti kurma görevini verip vermeyeceği hususu da var. Bunun da UBP’den gelecek gayri-resmi telkinlerle şekilleneceğini ve bu ismin partinin “abisi” olarak Ünal Üstel’i işaret ettiği iddiasını öne çıkarıyor. Öte yandan küçük ortakların kendi güçleriyle bu karşı duruşu sergilemeyecekleri açık olduğu için bu tutumları ister istemez “siyasi Ankara”yı adres yaptırıyor.

”Her taşın altından Ankara çıkıyor” algısının yaygın olması KKTC siyasetinin zavallı oluşuyla doğrudan bağlantılıdır. Ankara’dan yetkili veya yetkisiz, “ipini koparan” bazı figürler buradaki aktörlerin korkaklığını ve vizyonsuzluğunu gördüğü için bu zaafları istismar ediyor olabilir. Bunun ne kadar doğru olduğundan emin değilim ama emin olduğum şey şudur ki, siyasetimiz küçük hesapları yüzünden her beceriksizliği Ankara şalıyla örtmeye ve istismar etmeye devam ediyor. Üstüne üstlük siyasi rekabet içinde olan her partinin içinde kümelenmiş kötü niyetli çıkar grupları, girdikleri bilek güreşine suyun öte yanından “yetkili-yetkisiz” birilerini de dahil edip güçlenmeye çalışıyor.

Bu arızi durum ve siyasi riyakarlık merhum kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş sonrası başlamıştır. Onun döneminde Ankara ile kurulan seviyeli ve nitelikli ilişki son on yıldır tersine döndü. Anavatanla aramıza nifak sokmak isteyenlerin senelerce yapamadığını biz kendimiz yaptık. Muhalefetin bir bölümünde ezelden beri var olan “Ankara alerjisi” UBP tabanında da filizlenmeye başlaması bunun sonucudur.

İşin tuhaf tarafı, Ankara’nın içinde bulunduğu jeostratejik, ekonomik, siyasi ve uluslararası gündem KKTC’nin “muhtarıyla” ilgilenecek vakit bırakmıyor. Ayrıca Ankara’nın mahalli düzeyde kurultaylara, parti dizaynlarına, hükümet oluşumuna müdahale ediyor görüntüsü vermesinin kimseye hiçbir faydası yok. ”Her taşın altından Ankara çıkıyor” algısını tedavülden kaldırmak için asıl görev Türkiye’ye düşüyor. Türkiye bu iddialara son verecek net bir pozisyon almalı ve bu durumu KKTC’deki tüm partilere bildirmelidir. Elbette bu durum onları da rahatsız ediyorsa tabii… Ankara’daki yetkililer kendilerine ulaşan Kıbrıs Türk siyasilerine veya onların aracılarına da aynı net mesajı vermelidir.

Bütün bu olan bitenin Kıbrıs Rumlarıyla iki devletlilik ve eşit statü teziyle uluslararası ortama hava attığımız dönemde olması da ayrı bir komedi. Yani iki devlet istemeden önce kendi içimizde devlet olmanın gereklerini tamamlamamız gerekmez mi? Şu manzarayla kim bizi bir devlet olarak ciddiye alır?

Devlet olma ciddiyeti demişken, bayramda elektrik faturalarında “Yakıt Değişim Ücreti” adıyla yeni bir girdinin yer aldığını gördük. Anlayacağınız, yüklü elektrik kazığına gösterilen tepki sonucu ve hükümeti yıkan bakan değişikliğinden sonra geri çekildiği iddia edilen zam bu sefer başka kılıkta yeniden hortlamıştı. Ahali haklı olarak infial içinde. Bu tür oyuncuklar hükümetin başını çeken başta başbakan olmak üzere tüm yetkilileri rezil ediyor. Elbette rezil olmaları da hedefe giden yolda mübah sayılıyorsa onu bilemem. Bütün bu yazılanlar son bir haftada art arda ortaya çıkan acayipliklerin ve tartışmaların gölgesinde kaleme alınmış fikri çıkarımlardır.

 

 

 

05/05/2022 10:33
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Mehmet Hasgüler
MANŞETLER

HK Mehmet Hasgüler

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.