Bize ne mi? Bizimle mi ? AP SEÇİMLERİ…

ads ads ads ads
04/06/2024

ads

Levent Kutay Levent Kutay


Avrupa Parlamentosu seçimleri, gelip kapıya dayandı…

Gelecek hafta, Güney Kıbrıs’ta sandıklar kurulacak…

Kıbrıslı Türk adayların da seçimde yer alması nedeniyle, Kuzey Kıbrıs konuya dolaylı yoldan müdahil…

Doğrudan müdahilmiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılsa da…

AKEL Adayı Niyazi Kızılyürek’in bir önceki seçimde kazanma başarısını yeniden tekrarlaması için çevresinden yoğun bir girişim var…

Haftasonu, seçime motive amaçlı paylaşımlar yorumlar, birbirini izledi.

Kızılyürek’in önceki seçimde ortaya çıkma, aday yapılma sürecini hatırlamakta fayda var.

Adaylığı için 4. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın önayak olduğu, Eski AKEL genel Sekreteri Kipranu’yla bir evde buluşup, duyurduklarını anımsıyorum.

Büyük Han’da, habersizmiş gibi sergilenen kurgusal karşılaşma da harika bir siyasal iletişim ürünüydü.

Kıbrıslı Rumlar’ın oyu, Kuzey’den getirilecek Türk Oylarla tamamlanacak ve Niyazi Kızılyürek, adanın ortak birleşme felsefesi ile seçimi kazanacaktı.

Kuzey’den istenilen ilgi gösterilmemiş, buna rağmen Kızılyürek seçimi kazanmayı başarmıştı.

Bu kez yine Kıbrıslı Türkler’den Güney’e gidip, oy kullanmaları isteniyor, etkin temsiliyetten, ses duyurulmasından söz ediliyor.

VOLT Adayı Hulusi Kilim, bir diğer aday Oz Karahan da kulağa takılan isimler…

Özellikle VOLT’a kuzeyden TDP çevrelerinin yoğun ilgisini gözlemiyoruz…

Bu da geçen sefer Kızılyürek’e giden oyların, bu kez buraya kanalize olacağı şeklinde.

Oz Karahan’a gelince…

Şener Levent ve ekibinin desteklediği Oz Karahan, Türkiye’nin Ada’daki varlığı üzerine bir siyaset inşa etmiş…

Bu ekip, Kızılyürek’i, Türkiye’ye yeterli eleştiriyi yapmamakla suçluyor.

Sonuç olarak, önceleri Şener Levent’in, sonrasında da Deniz Birinci’nin adaylığı ile gözümüze çarpmaya başlayan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin, Kıbrıs Sorunu’na, doğrudan etkisi olduğu kanaatinde değilim…   

Yazımı Niyazi Kızılyürek’in seçimi kazanması sonrası 7 Temmuz 2019 tarihli yazısında, AP’de ilk gününü anlatmıştı.

“ Biraz dalgın, biraz düşünceli, parlamentonun yolunu tuttum” demiş ve şöyle devam etmişti:  

Marş biter bitmez başkan oturumu açtığı gibi noktaladı: “parlamento başkanı seçimi yarın sabah saat 9’a ertelendi!”

Hani bugün yapılacaktı? Yuhalamalar...                            

Ertesi gün saat dokuzda yeniden toplandık ve parlamentonun değil, üye devletlerin önerisi olan David Sassoli’yi seçtik diyeceğim ama gerçek şudur ki onu onayladık.

Parlamentodan derin düşünceler içinde ayrıldım.

Kısacası, benim yapmak istediğim işleri ileriye taşımak için pazarlık yapacak ne bir Konsey üyesi hükümet, ne de Komisyon’da bir Komiser var.

Ne yapacaksam, ulus-ötesi, “çıplak” yurttaş olarak yapacağım...

 “Kolay Gele” dedim ve düşüncelerime nokta koydum. Kendimi bir trene attım ve Paris’in yolunu tuttum…”

O günden bugüne, grup grup Brüksel ve Strazburg ziyaretleri dışında somut ne adım atıldı ya da atılacak bulamadım…  

Yine de inanan gider, istemeyen gitmez…

04/06/2024 13:01
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: levent kutay
MANŞETLER

HK Levent Kutay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.