Mülkiyet sorunu veya kapsamlı çözüm için yolumuz uzun olsa da çok çalışmalıyız…
30/05/2025











Ali Baturay
Rum Hükümetinin mülkiyetle ilgili tutuklama uygulamasına karşı Kuzey Kıbrıs’ta her kafadan bir ses çıkıyor.
Bazı öneriler sunan da var halen ortadaki durumu ciddiye almayan, vahametini anlayamayan da…
Tutuklamalara karşı KKTC’nin acil olarak ne yapabileceği üzerinde kafa patlatılıyor ama görülüyor ki hemen sonuç verecek, acil bir tedbir alınması mümkün değil…
Akıllardan geçen bazı karşı yaptırımlar ise pratikte uygulanabilir değil, çünkü bunlar bize yarar değil zarar getirebilir.
Rum Hükümeti ya da hükümetleri, bu tutuklamalar için çok uzun zamandan beridir uğraş veriyor.
Evet bu isim listeleri, dava açmalar, tutuklamalar Rum Lider Nikos Hristodulidis zamanına denk geldi, bu işi o çabuklaştırdı ama aslında uzun yıllardan beridir bu işle uğraşıyorlar.
İş insanı Simon Aykut’un davasında sunulan emarelere bakıldığında, aslında Rumların uzun zamandan beridir çalışma yaptığını ve davalarda kullanabilecekleri birçok şeyi biriktirdiklerini görebiliyoruz. Türkiye televizyonlarının yaptığı haberleri, röportajları bile toplamışlar.
Onlar bir plan çerçevesinde uzun zaman çalıştılar ve şimdi bu tutuklamaları yapıyorlar.
Türk tarafı ise bu konuda uyanamadı, yine gerçekleri göremedi, hatta bırakın uyanmayı, kısa süre önce yabancılara mal satımıyla ilgili yasayı değiştirirken çıkardığı gürültü ile adeta Rum Hükümetinin ekmeğine yağ sürdü.
KKTC’de çeşitli kesimler inşaat sektörü ve mülkiyet konularıyla ilgili birbirini yerken, Türkiye medyası abartılı haberler yaptı, gerçek dışı spekülatif haberler servis edildi, ülke yöneticilerimiz oralara dikkatsiz demeçler verdi, adeta kendi ayaklarına kurşun sıktılar.
Hatta başlarda Rum Hükümetinin tutuklamalarını dahi ciddiye almadılar, ta ki bu durumun yalnızca müteahhitler ve emlakçıları kapsamadığını, emlak satımına aracı olan veya alım- satım yapan normal vatandaşlara kadar uzandığını kavrayana kadar.
Oldukça kalabalık bir tutuklama listesinin olduğu, bu kişilerin bırakın Avrupa ülkelerine gidemeyecek olmalarını, Türkiye’ye girişlerinin bile riske girdiğini idrak edinceye dek…
Rum malı üzerinde bulunan otelin, fabrikanın, üniversitenin veya başka bir iş yerinin sahibine veya işletmecisine de sıranın gelebileceği ihtimalinin yüksek olduğunu anlayana kadar…
Birçok insan ülke dışına çıkamayacak ve işte bu durum büyük endişe yaratıyor.
Rum Hükümetleri yıllardır hem iç hukukla hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla sürekli olarak mülkiyet sorununu canlı tuttu.
Türk tarafı için bir nimet olan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu Rum yönetimleri hiç sevmedi, tuttukları yola engel olarak gördü, onu ortadan kaldırmak için her şeyi yapabilirlerdi. Gerçekten de Taşınmaz Mal Komisyonu, Rumların mülkiyetle ilgili planlarını bozan hukuki bir organdır…
İşte KKTC tarafı bu konuda da Rum yönetimlerine istediğini verdi… Elindeki nimetin farkında olmayan ülke yöneticilerimiz, Taşınmaz Mal Komisyonu’nu çalıştırmadı, komisyon işlevsiz kılındı. Rum tarafı bu fırsatı değerlendirdi hem davaları başlattı hem de Taşınmaz Mal Komisyonu’nu tamamen ortadan kaldırmak için Avrupa Parlamentosu’na başvurdu.
Bunların hiçbiri bir günde, bir haftada, bir ayda olmadı, çok uzun bir süredir bu işlerle uğraşıyorlar…
Peki bizim tarafta ne var? Bizim tarafta statüko nasıl devam eder, mevcut ucube yapı nasıl kalıcılaşır diye çalışılıyor. Uluslararası hukukun dışında kalmayı avantaj sayan, ülkenin tanınmamışlığını menfaate dönüştüren anlayış sonunda patladı, iflas etti.
“Hemen buna nasıl karşılık verilebilir?” diye düşünülürken, kısa zamanda öyle bir karşılık verilemeyeceğini idrak etmek de hem moral hem de sinir bozuyor.
Eeeee, umursamazsan, öngörülü olmazsan, Rum Hükümetinin attığı adımları göremiyorsan, görsen de ciddiye almıyorsan, Kıbrıs’ta çözüme inanmıyorsan, gereksiz bir özgüven taşıyor ve hamasetle her şeyi çözebileceğini sanıyorsan, olacağı budur işte.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Hükümetin başlattığı davalara ve tutuklamalara karşı, “küstüm oynamam” yaklaşımını ortaya koydu. Tatar, Rum Lider Nikos Hristodulidis’e tepki olarak üçlü görüşmeye katılmayacakmış…
Peki masadan kaçınca ne olacak? Tatar, üçlü görüşmeye katılmadı diye tutuklamalar duracak mı? Hayır durmayacak…
Aslında Nikos Hristodulidis’in tam da istediği budur. Türk tarafının masadan kaçmasını da tepe tepe kullanacak. Kıbrıs’ta kesinlikle çözüm istemeyen Rum Lider, maalesef Türk tarafının tavrı nedeniyle uluslararası kamuoyuna kendisini “çözüm isteyen”, Kıbrıslı Türkleri de “çözümden kaçan” olarak gösteriyor.
Halbuki Tatar’ın üçlü görüşmeye gitmesi, Kıbrıslı Türkleri mağdur eden tüm konuları gündeme getirmesi, masada her şeyi Rum liderin yüzüne söylemesi, gerekirse diplomatik sınırılar içine tartışması, oradaki BM temsilcinin bunları kayıtlara geçirmesini sağlaması gerekir.
“Küstüm oynamam” bir politika veya bir strateji olamaz, hele de elinizde kullanabileceğin bir kozunuz yoksa, küsmenizin hiçbir faydası olmaz…
Rum Hükümetine, mülkiyetle ilgili karşılığı akılla, hukukla, planlı çalışmalarla vermeliyiz, hemen sonuç verebilecek bir kozumuz, formülümüz yok. Yolumuz uzun…
Hem mülkiyetle ilgili tutuklamalara karşılık verebilmek hem de kapsamlı bir çözüne ulaşmak için de yolumuz uzun ama hemen şimdi stratejimizi belirleyip, çalışmaya başlamalıyız.
Söylenerek, içi boş tehditler savurarak, küserek bir yere varamayız, ancak da her zaman olduğu gibi zaman kaybetmiş oluruz. Çünkü Rum Hükümeti boş durmuyor ve sizin zafiyetinizi çok iyi değerlendiriyor…
- Çağdışı şartlarda yaşayarak çağ atlanabilir mi?
- İyi olan bir şey yok, üstelik kötünün de daha kötüsünü görüyoruz…
- Fidias’ın Tatar’la röportajı Rumları kızdırdığı için mi önemli?
- Kara duman, ortadaki kara tablonun zehirli simgesi oldu adeta…
- Demokrasinin terk edildiği yerde er veya geç sorun çıkar…
- Bu ülkede herkes refah içinde değil, sıkıntıda olanlar yoğunluktadır…
- Eskiyi bırakın, şu anda siz ne yapıyorsunuz, önemli olan odur…
- Nisabı sağlayıp, askerlikle ilgili yasayı bile geçiremediniz…
- 16 bin 582 yeni seçmenin kaçı 18 yaşında?
- “Nüfusu sorma bana yoksa darılırım sana!”
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





