Afrin Harekâtı: (Güneyin çıkaracağı ders var)

ads ads ads ads
20/03/2018

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Türkiye Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında  ve kez daha kendini dünyaya kabul ettirerek bir tarihi savaşa daha imzasını atıyor..

“Zeytin Dalı” diğer adıyla “Afrin Harekâtı” hem askeri  hem de diplomatik yönden çok zor fakat başarılı geçiyor..

Rahmetlik Ecevit de 1974’de  Kıbrıs’a garantör ülke haklılığında  askeri müdahalede bulunmadan önce çalınabilecek tüm kapıları çalmış, sorunu anlatmış, diğer iki garantör ülke durumundaki Yunanistan’la İngiltere’ye Kıbrıs’a müdahalede birlikte hareket edilmesini teklif etmiş fakat tüm uzlaşı çareleri tükendiğinde Amerika’nın uyarılarına karşın  Barış Harekâtını gerçekleştirmişti. Ancak çözüm için ülkeler arası diplomatik temaslarını hep sıcak tutmuş, tutun ki 1974’lerden beridir de o müzakereler devam etmektedir.

       İKİNCİ bir cephe de şimdi Artvin harekâtı ile açıldı.  Aynen Kıbrıs harekâtı öncesinde olduğu gibi  bir yandan savaşılıyor öte yandan savaşı sonlandıracak “çözüm arayışları” devam ediyor.

Fakat olayın asıl büyük yanı şu oluyor:  Artık dünya yuvarlığında “devlerin” arasında bir Türkiye vardır ki hakkını hukukunu kabul edip versinler diye değil, savaşarak alıyor.. Peki kabul ettirebiliyor mu?

Kıbrıs’a baktığımızda evet diyebiliriz.. Çünkü iki ayrı bölge oluşumu bir rastlantı değildi. Barış harekâtı başlarken sınırları “Attila hattı” ile saptanmış  planlı programlı bir harekâttı. O yıllarda sivillerin zarar görmemesi için azami özen gösteriliyordu.. Tabi bugün de  Afrin Harekâtında” ayni hassasiyet gösteriliyor.

YUKARIDAKİ anlatımlarım,  günlük hayatımıza tüm haberleri yorumları ile kazınmış, herkeslerin izleyip bildiği gelişmeler.. Türkiye bölgedeki Amerika ile Rusya’nın ötede İran’ın ve AB parlamentosu ile ülkelerinin türlü çeşitli uyarı ve baskılarına karşın gerçekleştiriyor Afrin Harekâtını..

Karşında bizzat Amerika’nın eğitip silahlandırdığı PPK terör örgütünün uzantısı PYD vardır garantörü resmen  Amerika’dır!

Türkiye Afrin’e bu garantör ülke Amerika’ya  rağmen girdi!

Umarım ki Rum ve Yunan tarafı Kıbrıs sorunuyla tepinip etrafı toza dumana katarak kirletirken, Kuzey’deki Türkiye’ye bir de şu son Afrin Harekâtı prespektifinden bakarlar. Belki “barışçı çözümün bu adada ne kadar kıymetli olduğunu” daha iyi anlamaları için!


       DOLAR VURURKEN VE “VATANDAŞLIKLAR”

Dolar karşısında en olumsuz etkilenen paralardan biri Türkiye’nin TL’si  olmuş! Şaşmadık çünkü savaşan  ülke durumundaki Türkiye, elbette ki sosyoekonomik göstergelerde aranan  istikrarda değildir!

Eee, bize ne oluyor?  Sanki KKTC  de  Türkiye ile birlikte savaşa katılmış gibi  döviz karşısında parası yerle yeksan oluyor! Çünkü kullandığı para TL! Üstelik Türkiye’de o TL’nin değerini ayarlamak için pek çok tedbir vardır ama KKTC’de tırnağı yoktur! Bekleyecek ki Türkiye TL’i döviz karşısında kurtarsın! Kurtarsın ki kendi de ayvayı yemekten kurtulsun!

BU 43 yıllık “parasal kaderi” diğer bazı  sorunlar gibi çözemedik. Tutun ki Kıbrıs parasını istesek de tedavülde tutamazdık. Fakat TL’yi de tutamadık, dövize yedirdik, dövize yedirirken de  borç üzerine borç bindirdik!

Bu konuda henüz göreve yeni başlayan hükümetten de tıs çıkmadığına göre bekleyin ki  döviz düşsün de rahat bir soluk alalım!                                             ***

ÖTE yandan henüz göreve başlamadı dediğim hükümet her halde memleketin çevre kirliliğine nazire, adını “temizlik harekâtı” olarak koyacağı ataklar yapıyor.

Bir tanesi dün de konusunu yaptığımca “yolsuzluk dosyalarının” açıklanmasıydı. (Vallahi yiyenler, paraları cebellu edenler  iyi becermişler!) Elbette yargılanacaklar, hesabını verecekler, ceremesini ödeyecekler!

Ancak! Dünkü yazımda ne dediydim bu konuda? “Olmaya ki yargıya taşınacak yolsuzluklar hükümetin programındaki  asıl ve büyük icraatlarının önünü tıkayan bir “popülist kamuflaj” durumuna getirilir!

NİTEKİM benzer bir olay da üstelik şaşırtırcasına İçişleri Bakanlığında sergileniyor.       Düşünün bu ülkede denetimin “d”si yoktur! Sayıştay çalışamaz durumdadır! Fakat İçişleri Bakanlığı daha göreve dün bir bugün iki başlarken, “KKTC de 2 bin vatandaşın  vatandaşlığını mercek altına aldı!”. Habere göre araştırmaları yapan ekip ince eleyip sık dokuyormuş!

KISA zamanda 2 bin kişinin vatandaşlığının mercek altına girecek kadar şaibeli olduğunu tespit edecek bir Bakanlığı kutlamak gerekir ama her halde bu “vatandaşlar” seçim öncesinde saptanmışlar.. Çünkü bizde bu kadar kısa denetim vesonucu görülmüş şey değildir!

BUNA karşın yazacağımı yazayım!  “Vatandaşlıklar olayı” yeni değildir. Tutun ki 1974’den beridir “Türkiyelilere karşı Kıbrıslılar”  sürtüşmesiyle devam ederken, TC’den KKTC’ye gelen her Türk,  bazı çevreler tarafından peşin yargıyla “potansiyel suçlu” yada “istenmeyen insan”  olarak işaretlenmiştir! Hâlâ da “olay” bu anlayışta devam ediyor, verilen vatandaşlıklar da bu “potansiyel suçlular imajını çakarak mercek altına sokuluyor!”

EĞER olay böyleyse, vahim! Yok deniyorsa ki “vatandaşlıkları iptal edilecek kadar suçludurlar…” İşte yargı, havale edin o karar versin!  Ki son zamanlarda “güven duyuluyor” denilen “yargı” da kuşku duyulacak kadar bazı çevrelerce hırpalanmaya başlandı! Biz “aman” diyoruz.. Bırakın da   adalete duyulan güven de sarsılmasın!


KISACA  TAKILDIĞIM: (KOOPERATİFLEŞİN.)                                              Geçen hafta enginar üreticileri de “tüccarın” kendilerini esir aldığını iddia ederek baş kaldırdılar!.

Bakın,  o “başlarınız” eğer bu ülkede “niçin üreticinin kooperatifleşmesi gerektiğini” anlamadıysa,  daha çok ağrıyacak, çok sömürülecek ve sayenizde tüketiciye de çok pahalı yansımalarından dolayı ödemesi çok pahalı zararlar doğurmaya devam edecektir!

20/03/2018 12:50
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.