Şimdi De Yunanistan Engeli!

ads ads ads ads
06/04/2018

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Yunanistan Başbakanı Çipras’ın tribünlere oynamasını anlıyoruz! Çünkü biliyoruz. Ülkeler ne zaman sosyoekonomik darlığa düşseler ulusal heyecanları kamçılarlar! Bir zamanlar ihtilâllerin günlük hale geldiği Latin Amerika ülkelerinde mesela Brezilya’daki askeri diktatörler, halkın  dikkatlerini futbola yöneltir, hiddet şiddet birikimlerini sahalarda  boşaltmalarına zemin hazırlarlardı!

Bu tip dikkat dağıtmaların en geçerli olanı, kuşkusuz “halkın ulusal heyecanlarını”  ayağa kaldırmaktır! “Vatan, millet, memleket” derken  yanına bir de bayrak koydunuz muydu “varda bre Debreli,” kim durur karşınızda!

NE var ki Yunanistan’ın efeliği  “tarihi” olanıdır! Ta Osmanlı döneminden kalmadır! Türkiye karşısında her zaman zayıf ve naif oluşunun aşağılık duygularında beslendiği için de “ulusal devlet politikasına yapışmış, iflâh olmaz “yenir ağrısı” gibidir bu da  Türkiye düşmanlığıyla  ve karşıtlığıdır!

Nitekim son haberlere göre Ege’deki adalarına gene 3 bin yunan askeri daha konuşlandırmıştır! Öte yandan:

HEBERLERE göre Sn. Akıncı ile Anastasiadis Crans Montana bozgunu sonrası ilk kez 16 Nisan’da Ara bölgede ve tabi BM’ler gözetiminde buluşup konuşacaklarmış…

Bu nedenle olmalı  medyada Sn. Akıncı ile  Anastasiadis  arasında, her halde konuşmalarının gündemini oluşturacak hazırlık  mesajlaşmaları  başladı bile.

Ne var ki  Sn. Akıncı müzakerelerin başlaması için “Rum tarafının zihniyet değişikliğine gitmesi gerektiğini” söylerken,  Anastasiadis mesajlarında  çok daha açık seçik önerilerini, “kırmızı çizgisi” olarak koşullandırıyor.

Mesela diyor ki “Türk tarafı da zihniyet değiştirmelidir!”

Kurulacak federal devlette dönüşümlü başkanlıkla siyasal eşitliği  kabul edebilirim ama  sayısal eşitliği kabul etmem!

Ve devamla şunu da söylüyor: Bir toplumun karşı tarafı olumsuz etkileyecek imtiyazlar talep etmemesi gerekir!”

Yazmaya hiç gerek yok “Türkiye’nin garantisini ve Türk askerinin Kuzey’de kalmasını hiç kabul etmiyor!”

TABİ yıllardır bu Rum komşumuzu  koklana koklana burnumuzun direği kırıldı! Artık “leb” demeden “leblebi” diyeceğini biliyoruz!

Fakat Anastasiadis’in çoğunluk esasında bir çözüm amaçladığını! Büyük oranda nüfusuyla Kuzey’e dönmek efkârında olduğunu! TC’nin ne garantisini ne de askerini istemediğini! Bildiğimiz için “çözüm önündeki  engeller” diyoruz da artık bu engellere ciddi ciddi Çipras’lı Yunanistan’ı da katmak gerekir. Çünkü “Türkiye ile Doğu Akdeniz ve Ege’de uzlaşmazlarsa adada müzakereler de başlamaz başlasa da çözüm olmaz!

**********

DEĞİŞİM KOLAY OLMAYACAK!

Hükümetin “yol haritası” yavaştan belirmeye başladı. Nitekim Koalisyon hükümetini oluşturan 4 siyasi parti seçim öncesi vaatlerini uygulamaya sokmak için start aldılar! Bunların bazıları yavaştan gündeme sokuluyor. Mesela:

MÜŞAVİRLİKLERİN” kaldırılması kararı tutun ki “yeniden yapılanma” vaadinin yerine getirilmesi gereken  ödevi oluyor!.

Fakat “müşavirliklerin iptali kararı alınırken, sonrasında    ilgili Bakanla icraatları gerçekleştirecek idari mekanizmanın nasıl kurulacağı sorununa da cevap verilemiyor! Ki yeni  sistem kısa sürede  ikame edilmezse devletin çarkları yine dönmeyecek!

Bu nedenle gözlerimizi açmış, kulaklarımızı dikmiş “reform” niteliğinde olmasını beklediğimiz yeni “Kamu Görevlileri Değişiklik Yasasının” çıkartılmasını bekliyoruz. Ki dün de yazdığımca müşavirlere gerek kalmadan, devleti tüm organlarıyla “bürokrasi” çekip götürsün…

EĞİTİM   bakanı Özyiğit   de geçenlerde “eğitimi okul öncesinden üniversiteye kadar yeniden yapılandıracağız” dediydi..

Gerçekte göreve başlarken her eğitim Bakanı lafa buradan girer! Söylemeye gerek yok ama: Bu büyük “değişimle” gözlenen reformu gerçekleştirmek için daha çok okul, daha çok öğretmen, daha çok bütçe ve çok daha fazla sarf edilecek efor gerekir!

Bu sorunlar  gündeme ne zaman gelse, ben, “ulusal bütünsellikte seferberlik gerekir” derim! Oysa bu ülkede “paranın ucunu göstermezseniz dairedeki kapıcıyı bile yerinden kıpırdatamazsınız!” Öte yandan:

       TİCARET Odası bu ülkenin en etkin sivil kurumlarından biridir. Yıllarca UBP’yi sandıktan çıkaran ve bizim yıllarca sol literatürden devşirme takıntılarımızla “komprador burjuvazi” dediğimiz, gerçekte memleketin sosyoekonomik büyümesinin dinamiği olan bu mesleki zümrenin geçen hafta 2017-18 yıllarını kapsayan “Rekabet Edilebilirlik Raporu” yayınlandıydı!

Bu raporda “Rekabet Edilebilirlik” yönünden KKTC 137 ülke arasında 109. Sırada çıktı!

Buna karşın Güney 64. sırada yer aldı. TC ise 53.  sırada!

RAPORDA deniyordu ki “on yıldır KKTC adeta yerinde sayıyor!” Ve nedenleri şöyle sıralanıyordu: “Kurumsallaşma yok! Güçlü altyapı, istikrar, sağlıklı işgücü yok! Yaşam kalitesi, kaynakların verimli çalıştırılması e-devlet çalışmaları, vergi adaleti, teknoloji yok, yok, yokkk!

Olabilir miydi? Sn. Akıncı da “Dünya koşarken biz yerimizde saydık” diyordu!

PEKİ Soralım: Yunanistan ile birlikte Rum yönetimi mi sosyoekonomik yönden daha büyük olmalıydı, yoksa Türkiye ile birlikte KKTC mi?

Fakat onlar uluslar arası anlaşmalarını bile Yunanistan’ı içine katmadan yapmazlarken; biz 43 yıldır Türkiye ile kavga etmekten fırsat bulup da en basit projeleri bile gerçekleştirmek fırsatı bulamadık. Hâlâ da huylu huyundan vaz geçmez, kavgaya devam ediyoruz!  Hep yazarız: Hesabını bilmeyen öküz senede bir çift boynuzdan olur!  Biz her gün!                                                                                                       **********

KISACA TAKILDIĞIM:  (NE ZAMAN DEVLET OLACAĞIZ?)

       Kıb-Tek’deki “yolsuzlukla” ifade edilmesi gereken “ek mesailerden nemalanmak” olayı yeni değildir! Devam ettiğine göre de artık rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: “Devleti sürekli kaz gibi yolanların  saçını başını yolacak bir devlet olmadığımız sürece, asla “devletlu” olamayacağız!”

06/04/2018 12:26
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Şimdi De Yunanistan Engeli!, Eşref Çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.