Yeni Şantaj: (Hidrokarbon Ortaklığı!)

ads ads ads ads
16/03/2018

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Tekerlek gene döndü! Bu defa da deniyor ki “önce  hidrokarbon yataklarının  ortaklığıyla paylaşımında anlaşalım  sonrasında çözüm gelir!”

Anlayacağınız ve anladığımız Rum’un doğal gazı, Kuzey’in kapıp yutması için “zoka” durumuna getirilmek isteniyor! Ve tavsiyelerde bulunulurken şöyle deniyor: “…Ayni zamanda adanın gaz ve petrol kaynakları diğer tüm doğal kaynaklar gibi kapsamlı bir çözüm çerçevesinde iki toplum arasında adilane bir şekilde paylaşılmalıdır…”

Bunu söyleyen ABD’nin Rum tarafındaki Büyükelçisi bayan Doherty.. “Doğal kaynaklardan elde edilecek gelirin Türk ve Rum halkları arasında adil şekilde paylaşılmasını ve “çözüme odaklanılmasını” istiyor…

BUGÜNE kadar “karasal rüzgârlarla” çözüm arayan   Kıbrıs sorunu şimdilerde  arkasına “denizsel rüzgârları”  da alarak pupa yelken uçuyor! Ve “çözüm” hem karada hem denizde aranıyor!

Karada toprak, denizde gaz!  Yani işler gitgide  karmaşıklaşıyor, çözüm için gerekli olan uzlaşma unsurları beterince çeşitleniyor. Ki unutmayın “ege denizinde de bir  başka siyasi sorununun rüzgârları esiyor!”         ANCAK bu kez kazın ayağı bir başka basıyor. Nitekim ABD Büyükelçisi Doherty hanım diyor ki “doğal kaynakların bölüşülmesi için Rum tarafı bir fon oluştursun. Kıbrıslı Türklerin payı bu fona aktarılsın…”

(Sonra? Türk tarafı bu parayı seyretmekle yetinmeyerek  “hadi ver bakalım payımı” derse… Cevaben densin ki  “işte masa, buyur görüşelim, anlaşırsan paraları cebinde bil!..)

Tabi Doherty hanım böyle söylemedi. Ancak her hal’u kârda bu hidrokarbon yataklarıyla Türk tarafının üzerindeki haklarının verilmesi,  bundan sonrası çözüm sürecinde bir şantaj olarak kullanılacağa benziyor! Tutar mı tutmaz mı ayrı mesele! Yeter ki “şenlik devam etsin!”

**********

GELEN HÜKÜMETLER GİDERKEN!..

Hangi toplumsal soruna baksam, oluşumunda bir “gecikmişlikle basiretsizliğe” elliyorum! Hemen tümünde de “zamanında çözüme ulaştırılamadıkları için karmaşıklaşıp kansorejen hale geldiklerini görüyorum!

Ve bir kez daha anlıyorum: gelip giden hükümetler “KKTC’deki hızlı büyüme ile  başlayan sosyoekonomik değişimin hep gerisinde kaldılar. Hem plan programlarıyla hem yönetim zaaf ve bozukluklarıyla! Nitekim:

       ÖZEL sektörün palazlanıp uçmak üzere olduğunu göremediler! Aksine “seçim kazanma” efkârında önlerine popülizmi de koydukları politikalarıyla “bırak yapsınlar, bırak gitsinler” dediler!

Bu plansız programsız gidiş sonucunda  artık hiçbir hükümetin üstesinden gelemeyeceği sorunları yarattılar, sonra da altında kalıp ezildiklerinde, “kurtulmak” için erken seçime gittiler!

ŞİMDİLERDE  artık “makûs talihimiz” dediğimiz bu “sürecin” son halkasını teşkil eden “yeni hükümetimizle” baş başayız! Seçim öncesi pek çok vaatler pompalayıp beklentilerimizi  iyicene bilemiş olacaklar, “Erhürman hükümetinden”  çok ve büyük işler bekliyoruz.                                                          FAKAT o da ne? Memleketin en büyük ve önemli “Bakanlığı” olan “İçişleri Bakanlığı” ile Bakanı Ayşegül Kadri’yi onca büyük sorunların çözümleri beklerken mesela “gece kulüplerinin sorunları ve hapishanenin  durumuyla”  meşgul ediyorlar! Çünkü bir önceki hükümetin bıraktığı “miras” anca bu kadar! Ki bir önceki hükümet de iktidara gelirken, önünde bulduğu sorunlar öylesine harcıalemdi!

MESELA ne diyor Sağlık Bakanı Filiz Besim:   “Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastahanesi deprem yönetmeliğine uygun değildir!”

Hayda! “Sağlıkta yığınla sorunlar varken ve bu sorunların çözümüne yönelik açıklamalar beklerken,   devlet hastanemizin depreme uygunsuzluğunu mu işitmek isterdiniz? Ne var ki gerçek ortada! Bina yaşlandı, günün koşullarına cevap veremeyecek yıpranmışlığa düştü. Eee! Şimdi böylesi bir talihsiz açıklamayı ancak bakan olduktan sonra tespit eden  Filiz Besim ne yapsın?  Yıksın mı hastaneyi?

ARABALAR çoğalır, çarpık yapılaşmalar furyası devam eder, trafik kan revan içinde kalırken  falan… Siyasi partiler de  her yıl “münavebe” usulüyle gelip gitmediler mi iktidara?  Bu sorunlar onlara rağmen büyümedi mi?

PEKİ ne yapalım. (Rahmetlik pederim de böylesi soru karşısında “büyük ekmek yapalım  tez satılsın” derdi!)  Fakat doğrusu şu ki “o büyük icraatlara ihtiyacımız vardır. Yoksa bir gün bir erken seçimle bu hükümet de giderken, gelecek olana beterin beteri sorunlarını bırakacaktır!                                                                     **********

KISACA TAKILDIKLARIM!                                  Bizi yıllarca asgari ücret tartışmalarına o kadar alıştırdılardı ki bu kez sessiz sedasız varılan uzlaşıya şaştık! Şaşmakla kalmadık canımız da sıkıldı!

Bari dedik “beş altı tur uzatırlar, duyacağımız kadar yüksek sesle tartışırlar, hatta bir iki kez toplantıyı terk ederler..

Oysa ve galiba güle oynaya asgari ücreti tatlıya bağladılar!

Sırrı nedir bilmiyoruz. Demek ki hem sendikalar memnun hem işveren hem de hükümet kanadı!

Ömerimdir: Siz bu “komiteyi bozup dağıtmadan, yerli yerinde tutun. Üstesinden gelemediğiniz sorunları havale edin çözsün!                                  ***

DAĞI TAŞI ALTIN: Hırsızlık yapacaklar  KKTC’ye gelirler!  Uyuşturucu ticareti yapanlar KKTC’i mesken tutarlar!  Kumar için binlercesiyle uçaklara dolup; casinolara inerler! Küçük Yatırımlar için KKTC’i tercih ederler çünkü işçilik beleş ,  mafiş sosyal sigorta!…

Ve gazetelerde bir haber: “Türkiye’den Kıbrıs’a haraç çetesi geldi!”

Siz de “battık” diye vizileyin, malı alan götürüyor ağalar!

16/03/2018 11:53
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.