Evlatlarımızı özledik, gidelim bayramı İsveç’te geçirelim, onlarla hasret giderelim dedik.

  Gittik, döndük ve Kermiya sınır kapısında tam bir saat 15 dakika kuyrukta bekledikten sonra kuzeye geçebildik…

   Larnaka’dan Lefkoşa’ya vardığımızda saat 21.15’ti, sınır kapısındaki kuyruk Coca Cola fabrikası önündeki trafik ışıklarına kadar uzamıştı. En kötüsü de araçlar ilerlemiyordu…

   Zor bela sınır kapısına yanaştığımızda bu ağır ilerlemenin bir nedeninin de yan yollardan yama yapan araçlar olduğunu anlıyorduk.

   Yani bu koca kuyruk, yan yollardan yama yapan araçları da düşündüğümüzde “aslında görünenden de büyüktür” diyebiliriz.

   İşin ilginç tarafı, kuzeye giden araçların çoğu Rum plakalıydı.

   Saat 21.30- 22.00 sıralarında bu kadar çok Rumun kuzeye geçiyor olması da ilginç geldi bana…

    Sınır kapısı gerçekten bir işkence… İnanın bana, İsveç’e giderken uçağımızın 45 dakika rötar yapması, 4.5 saat gidiş, 4.5 saat dönüş süresi, İsveç’te yaptığımız uzun yürüyüşler ve otobüs yolculukları, hiçbiri evet hiçbiri bizi Kermiya sınır kapısında beklediğimiz kadar yormadı…   

    Larnaka’dan Lefkoşa’ya bir saatten az bir sürede geliyorsun ama sınır kapısında bir saat 15 dakika bekliyorsun.

    İlerlemek bilmeyen bir kuyrukta çile çekiyorsun.

    Yurt dışından yorgun argın geldin, evine gideceksin ama gidemiyorsun, asabın bozuluyor, sinir oluyorsun…

   Sınırların kaldırıldığı Avrupa ülkelerinden geliyor, kendi ülkenin bir tarafından diğer tarafına geçerken sınır kapsına takılıyor, esir oluyorsun…  

   Maalesef nere gidersen git, döndüğünde ülke gerçekleriyle yüzleşiyorsun…

   Sınır kapısı belasını ortadan kaldırmak için yeni kapılar açmak lazım ama hem Rum yöneticiler hem de Kıbrıslı Türk yöneticiler bunu istemiyor.

    Evet istemiyorlar… Yeni sınır kapılarının açılmasını istediklerini söylemelerine bakmayın, samimi değildirler.

    Birbirlerine, karşı taraf “hayır” desin diye öneri sunuyorlar.

    Mart ayında İsviçre’de yapılan beşli zirvede yeni kapılar açılması meselesi de vardı, liderler bu konuda çalışma sözü verdi ama samimi olmadıkları için bu konuda hiçbir şey yapmadılar.

    Her iki taraftan halk, sınır kapılarında işkence çekiyor ama liderlerin umuru değil.

    Şimdi yine birileri bana, “Neden Larnaka’dan, Baf’tan uçuyorsun, Ercan’dan uç” diyecek.

    Neden Güney Kıbrıs’tan uçuyorum? İki nedeni var… Birincisi daha ucuza uçak bileti satın alıyorum, ikincisi daha rahat direkt uçuş buluyorum.

     Maalesef, Kuzey Kıbrıs’ta bilet fiyatları fahiş ve direkt uçuş bulmak zor.

     Aktarmalı uçuşlarla 4.5 saatlik yol, 6 veya 7 saate çıkıyor, bir de rötar olduğunu düşünün, 8 saatlik uçuş yapmak zorunda kalıyorsunuz.

      Bu durumda neden Güney Kıbrıs’tan uçmayayım?

      Konumuza dönecek olursak, sınır kapısı sorununa mutlaka çözüm bulunmalıdır, her gün çok sayıda insan araç kuyruklarında zor anlar geçiriyor.

      Her iki taraftan sınır kapısını kullanan herkes sıkıntı yaşıyor ama özellikle Güney Kıbrıs’ta çalışanlar ve o tarafta eğitim alan öğrenciler ile aileleri bu çileyi her gün çekiyor. 

      Bu arada dövizin yüksek seyrediyor olması nedeniyle Kuzey Kıbrıs, Rumlar için yine cazip olmaya başladı.

      Yine çok sayıda Rum, alışveriş için kuzeye akın ediyor…

      Zor durumdaki esnafın, perakendecilerin, mağazaların imdadına yine Rum müşteriler ve güneyden gelen turistler yetişiyor.

      Kıbrıs Türk tarafı özellikle yeni kapılar açılması için ısrarcı olmalı, Rumlar bazı bölgelerde transit geçişler istiyor diye hemen tavır alınmamalı, nasıl kazançlı çıkacağız ona bakılmalı.

      Rum Hükümetinin, mülkiyetle ilgili tutuklamalar başlatması, davalar açması birçok vatandaşımızı tehdit ediyor, tedirginlik yaşamasına neden oluyor, canımız sıkılıyor, bunu anlayabiliyorum ama sırf böyle oluyor diye “küstüm oynamam” tavırlarına girmemeliyiz.

     Kıbrıs sorunundan kaynaklanan birçok sorunumuz var, bir sorun devam ederken başka bir sorunu çözmek için çaba sarf edebiliyor olmalıyız.

   Yine bir bakanımız, Rum Hükümetinin başlattığı tutuklamalara karşı sınır kapısı tehdidi yaptı, yeni kapı açmaya gerek olmadığını, hatta sınır kapılarının daraltılabileceğini söyledi. Ülke gerçeklerinden bu kadar kopuk, boş konuşmalar yapılıyor. Bıktık boş konuşmalardan…

    Duygularla değil, akılla, hukukla hareket etmeliyiz, masadan kalkmamalıyız, o masada gündeme getirebileceğimiz yığınla konu var. Sınır kapıları da bunlardan birisidir…

    Sınır kapıları her iki taraf için de önemlidir ama dünyaya açılma, vatandaşımıza istihdam sağlama, eğitim ve sağlık alternatiflerinden faydalanma, güneyden gelecek müşterilerin ekonomimize katkısı ve Yeşilhat ticareti gibi birçok açıdan Kıbrıslı Türkler için daha önemlidir, o nedenle bu konuda bir çözüme ulaşılması için ciddi çaba sarf edilmelidir. Hiçbir şey olmamış gibi eziyeti izlemek doğru bir yaklaşım değildir.