Toplumda Artan Öfke ve Sinirlilik Hali

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
23/08/2024

ads

Yağmur Düşer Yağmur Düşer


Son yıllarda toplumda gözle görülür bir şekilde artan öfke ve sinirlilik hali, göz ardı edilemeyecek bir boyuta ulaştı. Trafikte, markette, sokakta insanlar giderek daha asabi ve mutsuz hale geliyor. En ufak bir anlaşmazlık bile büyük tartışmalara dönüşebiliyor. Bu durumun arkasında birçok faktör yatıyor: Ekonomik sorunlar, gelecek belirsizlikleri, aşırı sıcak havalar, elektrik kesintileri ve iş stresi, insanların daha da öfkeli olmasına neden oluyor.

Toplumda öfke ve asabiyetin artması, güven ortamını da zedeliyor. İnsanlar, en ufak bir uyarıda bile kavga çıkacakmış gibi hissediyor ve birbirlerine uyarıda bulunmaktan bile korkar hale geliyorlar. Özellikle trafik polislerinin defalarca şiddete maruz kalması, toplumdaki şiddet eğiliminin ne kadar arttığını gösteriyor. Hatta mahkeme salonlarında bile polisleri tehdit eden insanların varlığı, bu sorunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Bu durum, sadece bireylerin değil, aynı zamanda ülkeyi yönetenlerin de çözmesi gereken bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Öfke, aslında doğal ve insani bir duygudur. Burada asıl önemli olan, bu öfkenin nasıl ifade edildiğidir. Ayrıca, sorunlarınızı kabul etmek, değişimin ilk adımıdır.

Psikolog Dilara Topcu, günümüz toplumunda insanların genel mutsuzluk ve asabiyet hissetmesinin temel nedenlerini Haber Kıbrıs okurları için yorumladı.

Psikolog Dilara Topcu'nun dikkat çektiği bu konu, hepimizin günlük yaşamında kendini gösteriyor. Psikolog Topcu, mutsuzluğun insan doğasının bir parçası olduğunu, ancak son yıllarda kronikleşen bir mutsuzluk hali ile karşı karşıya olduğumuzu belirtiyor. Bu durumun zamanla depresyon ve tükenmişliğe yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Asabiyetin yaygınlaşmasının başlıca nedenlerinden biri olarak sabırsızlık ve iletişim kopukluğunu işaret eden Topcu, bu iki faktörün insan ilişkilerinde ciddi hasarlara yol açabileceğini vurguluyor. Mutsuzluk ve asabiyetin geleceğe taşınmaması için ise çocukların küçük yaşlardan itibaren kurallar ve sınırlar ile tanıştırılması gerektiğinin altını çiziyor. “Sınırsız yetişen çocuklar, ileride karşılaştıkları engeller karşısında asabi tepkiler verebilir,” diyor.

Topcu'ya göre, bu olumsuz duyguları yönetebilmek için bireylerin öncelikle mutsuzluk ve asabiyetlerini fark etmeleri ve kabul etmeleri gerekiyor. Bu sürecin ardından yaşam kalitesini artırmak adına spor yapmanın, dengeli beslenmenin, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi aktivitelerin önemi ortaya çıkıyor. Özellikle asabiyetin yoğun olduğu anlarda daha hareketli sporları tercih etmek gerektiğini belirten Topcu, ayrıca sağlıklı insan ilişkileri kurmanın, düşünce biçimini değiştirmenin ve kendimize yatırım yapmanın bu süreçte büyük rol oynadığını ifade ediyor.

Dilara Topcu'nun da belirttiği gibi, bu süreçte sabır ve sağlıklı iletişim, hayatımızın olmazsa olmazları arasında yer almalı.

Toplumda artan öfke ve sinirlilik hali, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ele alınması gereken ciddi bir sorundur. Bu duyguların kaynağını anlamak ve yapıcı bir şekilde ifade etmek, daha sağlıklı bir toplum için atılacak önemli adımlardır. Kendiniz için küçük ama etkili adımlar da atabilirsiniz: Daha sık gülümseyin, birine teşekkür edin, sabahları “günaydın” demeyi ihmal etmeyin ve trafikte biri size yol verdiğinde selam verin (Bu bizim kültürümüzün bir parçasıydı). Bu küçük jestler, hem sizin hem de çevrenizdekilerin gününü güzelleştirebilir ve toplumsal huzura katkıda bulunabilir.

Unutmayın, hayat bir gündür ve o gün bugündür. Gününüz güzel ve sevgi  dolu geçsin…

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS:
MANŞETLER

HK Yağmur Düşer

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.