Yayın Yüksek Kurulu’ndan aradılar;

“Radyo Havadis’in toplamda 3 bin dolar borcu vardır, erken bir zamanda ödeyiniz yoksa yüzde 2 gecikme faizi vereceksiniz” dediler.

Borcumuz borçtur.

Elbette ödeyeceğiz.

Fakat, Yayın Yüksek Kurulu’nun dolar tarifesi üzerinden iş yapmasını pek anlayamadım doğrusu.

Üstelik de dolar böylesine çılgınca yükselirken yüzde 2 de gecikme faizi eklemelerini hiç ama hiç anlayamadım.

Yayın Yüksek Kurulu’nun dolarla ödemeleri mi vardır ki gelirlerini de dolar üzerinden ve üstelik gecikme faizli tahsil ediyor?

Bildiğim kadarla yoktur.

Yayın Yüksek Kurulu mütevazı bir devlet kurumudur ve az sayıda personelin maaşları de devlet bütçesinden TL olarak ödenmektedir.

Öyleyse dolar niye?

***

Aslında bu yazının konusu Yayın Yüksek Kurulu ile ilgili değildir.

Bilginize getirmeye çalıştığım örnekte de görüleceği üzere devlet kurumlarının dolar veya sterlin üzerinden vatandaşa tarife uygulamasıdır.

Hani denir ya; Türkiye’de Türk Lirası değer kaybediyor, döviz artıyor, bizim hükümet ne yapsın?”

Doğrudur.

Kendi parası olmayan bizim hükümettir.

Merkez Bankası’na hükmedemeyen de bizim hükümettir.

Ee zaten hükümetin bütçesi pek de fakirdir.

Öyleyse ne yapsın?

***

Geçtiğimiz gün konuyla ilgili Havadis’e konuşan ekonomist Prof. Dr. Mustafa Besim hükümetin ne yapabileceklerini şöyle sıraladı;

• Gümrüklerdeki kur sabitlenmelidir
• Türkiye’den ithal edilen malların Türk Lirası olması sağlanmalıdır
• Devletin döviz tarifeleri TL’ye çevrilmelidir

Prof.Dr. Besim’in önerilerinden hareket edersek hükümet işe Yayın Yüksek Kurulu ile başlayabilir ve dolar tarifesini derhal Türk Lirası’na çevirebilir.

Bu açıklamadan anlıyoruz ki Türk Lirası’nın sahibi olan Türkiye’den yapılan ithalat bile döviz üzerinden hesaplanıyor.

KKTC geçtiğimiz yıl Türkiye’den 983 milyon dolarlık mal ithal etti.

Bu ithalatın döviz üzerinden yapılması elbette piyasada korkunç bir pahalılık yaratıyor.

Halbuki iki tarafın da kullandığı TL üzerinden olsa suni pahalılık yaşanmayacak, vatandaş bir nebze nefes alacak.

***

Görüleceği üzere aslında hükümetin yapabilecekleri vardır.

Öyle dibelik de çaresiz değildir.

Ve üstelik bunlar da derhal yapılabileceklerdir.

Bir de döviz artışı nedeniyle turizm sektörünün bundan olumlu etkileneceği noktasından hareket edersek, vatandaşı korumaya yönelik finansmanlar sağlanabilir.

Öyle ya Girne’de 5 yıldızlı otel yapımını yasakladık ama Girne’deki 5 yıldızlı otellere hala müthiş teşvikler veriliyor.

5 kuruş vergi ödememeleri de işin cabası…