23 Nisan’ın Devrimci Gücü
Eğer Atatük’ün izinde olsalardı 40 yıldır aynı sorunlarla boğuşur olmazdık
23/04/2018
Başaran Düzgün
Topraklarının büyük bir bölümü işgal edilmiş, payitahtına yabancı bayrağı dikilmiş, halkı umutsuz aç ve sefil Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’dan çıkıp, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal, sadece 1 yıl sonra halkın iradesini yansıtan meclisi kurulmasını sağlayıp, 10 yıl sonra da yani 19 Mayıs 1929’da işgalcileri kovacağını, saltanat düzeninin yıkıp cumhuriyet kuracağını, temel devrimleri gerçekleştirip, Türk halkı için çağdaş ülkelerdeki gibi bir toplum yaratacağını düşünmüş müydü?
Sadece 10 yıllık sürede, böylesi büyük bir devrim yapılabilir miydi?
Günümüzün ufku dar, vizyonu kötü politikacıları, böylesi bir devrime “tanrısal” anlamlar yüklemeye çalışırlar.
Ama Atatürk’ün halkına olan inancı ve sağlam ideolojisi devrimci ruhla bütünleşince 10 yıl gibi kısa bir sürede ortaya müthiş eserler çıktı.
Halbuki günümüzde en küçük bir sorun bile yıllarca sürüncemede kalmıyor mu?
Aslında çözümü biraz cesaret ve kararlılığa bağlı olan sorunlar bile halkı canından bezer hale getirmiyor mu?
***
Bugün 23 Nisan.
Mustafa Kemal’in devrimci bir ruhla başlattığı ve cumhuriyetle taçlandırdığı süreç bugün yine hamasi nutuklarla perdelenecek.
Vatan-millet söylemleri, yapılan muazzam devrimleri örtecek ve geriye soyut sözler kalacak.
Her Allah’ın günü Atatürk’ün izinde olduğunu tekrarlayanlar, aslında O’nun yaptıklarının onda birini yapsalar bugün çok daha iyi bir noktada olurduk.
Ve aslında 23 Nisanları veya diğer günleri devrimci bir ruhla kutlasak emin olunuz ki ülke sorunlarının bir bir üstesinden gelirdik.
Örneğin, KKTC’yi bir kurt gibi kemiren ve onlarca sorunu tartışıp sonuçlandırsak, devlet bu denli hantal olmaz, insanlar devlete girmek için bu kadar yarışmazdı.
Örneğin, 20 yıldır sık sık dile getirilen ulaşım sorununu çözseydik bugün Akdeniz’in turizm merkezi olabilirdik.
40 yıldır çözümlenmeyen sorunlar listesini sayfalarca uzatabiliriz.
****
Sadece 10 yılda köhnemiş bir imparatorluğu yıkıp, yepyeni bir cumhuriyet kuran Atatürk’ün izinden gitmek demek, O’nun gibi sorunları devrimci bir ruhla çözmek demektir.
Ve sanırım yaşadığımız sorunların temel nedeni budur.
Yöneticilerimiz Atatürk’ün izinden gitmek yerine “Atatürk’ün izindeyiz” nutukları atmayı seviyor.
Eğer Atatük’ün izinde olsalardı 40 yıldır aynı sorunlarla boğuşur olmazdık…