Ceberrut statükonun ta kendisi
09/04/2018











Başaran Düzgün
Şoförün aldığı ek mesai parası epeyce sansasyon yarattı ama ne gariptir ki bir şirkete açıktan ödenen 199 bin dolar kimsenin ilgisini çekmedi.
Bugünkü kurdan 800 bin liraya denk düşen paranın ihale şartnamesinde olmamasına karşın hangi kriterlere göre ödendiğini soran da çıkmadı.
Başbakan, “konuyu araştırıyoruz” cümlesinden ötesini söylemedi.
Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun Kıb-Tek’te incelemelere başladığını biliyoruz.
Ama hepsi o kadar.
Gelmiş-geçmiş hükümetlerin “inceleme-araştırma” konusunda sicillerinin pek de parlak olmadığı gerçeğinden hareketle ama yeni hükümete haksızlık da yapmadan, başlatılan “inceleme-araştırmanın” biran önce sonuçlandırılmasını bekliyoruz.
Ve konunun-konuların üstüne gidilmesini elbette.
Yıllar yılı artan ve nihayette 2017 itibarıyla 120 milyon liraya ulaşan ek mesai sorununun biran önce çözülmesi elzemdir.
Bu para yaklaşık 3 bin tane işsiz gencimizin devlette istihdam edilmesine denktir.
Ama, ek mesai adı altında, aylık maaşı kadar maaş alma kurnazlığı bu devleti içten içe kemiriyor.
Aslında yatırıma ve hayatımızı güzelleştirmeye harcanması gereken paralar birilerinin cebine akıyor.
Basit bir örnekle konuyu açmakta fayda vardır;
Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’de uyguladığı Hibe Programı çerçevesinde 2015 ve 2016 yılında yani iki yılda 70 özel sektör şirketine toplam 118 milyon kaynak aktarıldı.
Her yıla 59 milyon lira düşer.
Bu para ile yüzlerce yeni istihdam yaratmanın yanında üretimde sağlanan kalite ile ihracat artırıldı.
“Üretirsek ve satarsak varolacağız” şeklindeki felsefenin doğruluğu bir kez daha kanıtlandı.
Bu devlet, Türkiye’den, 2 yılda 118 milyon lira alarak istihdam sağlıyor ve üretimi artırıyor fakat öte yandan bir yılda sadece ek mesaiye 120 milyon lira veriyor.
Ne için?
Birilerinin cebine ikinci maaş koymak için.
Ceberrut statükonun ta kendisi bu olsa gerek.
***
Başbakan Tufan Erhürman’ın Cuma günleri düzenlediği basın toplantıları bir yeniliktir.
Açıklık ve şeffaflık ilkesi çerçevesinde de bir ilktir.
Sürdürülmesini temenni ediyoruz.
Fakat, Başbakan’ın bu basın toplantılarında sadece kendi gündemiyle ilgili yani Başbakanlık ve bağlı daire-kurumların faaliyetleriyle ilgili sınırlı kalması hükümet adına ciddi bir eksikliktir.
Başbakan’ın sorumluluk alanı sadece kendine bağlı daire ve kurumlardan ibaret değildir.
Ve doğrusu Başbakan’dan hükümetin topyekün icraatlarıyla ilgili plan ve projeler de duymak isteriz.
Dövizin artışıyla birlikte yangın yerine dönen ekonomiyle ilgili, bir bir kepenk kapatmak zorunda kalan küçük ve orta boy işletmelerle ilgili ve vatandaşın belini büken hayat pahalılığıyla ilgili…
Hükümetin artık icraat zamanıdır…





