Kıbrıslı Türkler Ankara’nın Kuklasıdır!!!
04/05/2018
Başaran Düzgün
Yine aynı kısır döngüye doğru sürükleniyoruz.
Ne zaman görüşmelerin yeniden başlama ihtimali ortaya çıksa hatırı sayılır bir grup Cumhurbaşkanı Akıncı’yı eleştirmeye başlıyorlar.
Hatta aralarından bazıları eleştiri sınırlarını da aşıp saldırmaya ve/veya hakaretamiz ifadelerle Akıncı’nın vatanı satmaya çalıştığını söylüyorlar.
Ve böylece Kıbrıs Türkünün klasik bölünmüşlüğü su yüzüne çıkmış oluyor;
Çözüm isteyenler ve çözüm istemeyenler.
Aslında sığ tartışmaların ürünüdür bu kısır döngü.
Veya tarafların gerçek niyetlerini saklamasıdır.
Taraflar derken “çözüm istemeyenlerden” bahsediyorum.
Aralarında şöylesi saf duygulara sahip olanların varlığını biliyorum ve elbette onları tenzih ediyorum;
“Biz Rum ile geçmişte çok denedik ama olmadı. Rum’un niyeti Enosis’tir ve bu yolda herşeyi yapar. Bu gerçeği bilerek hareket etmeliyiz.”
Özellikle geçmişte acı deneyimleri olan belirli bir yaşın üstündekilerin bu düşüncelerini son derece saygıyla karşılıyorum.
Hayatları pahasına yaşanmış acılar sonucu temkinli ve son derece dikkatli olunmasını salık verirler.
Fakaattt…
Kendilerinin yazacakları bir anlaşma metninin kabul edilmesi halinde bile muhalif olanlar vardır ki orada dur demek gerekir.
50 yıllık süreçte Kıbrıs sorununun geldiği bir aşama vardır ki bunda sağcısı ve solcusu ile bütün liderlerin katkısı vardır.
İçinden kimseyi ayırmak da mümkün değildir.
Örneğin ek devlet, tek kimlik ve tek ulusla arası tanınmayı kabul edip imza atan sağcı bir görüşmeciydi.
Bunu yapmaması halinde o dönemki görüşmelerin başlayamayacağını çok iyi biliyordu.
Nihayette Akıncı ve Anstasiadis arasında devam eden görüşmeler de o temelde devam etti.
Dolayısı ile ideolojik olarak çözüme karşı çıkanların bastığı temel son derece yanlıştır.
Guterres çerçevesi diye ortaya çıkan şimdiki durum bugüne kadar varılan uzlaşıların temel dayanak noktasıdır.
***
Bir de geçmişten gelen bir durum hortlatılmaya çalışılıyor.
Geçmişte rahmetli Özker Özgür başta olmak üzere her kim ki Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni bir öneri yapıyordu “eee Türkiye buna ne der, Türkiye’nin iznini aldınız mı” şeklinde adeta Kıbrıs Türkünü aşağılayan tavırlara maruz kalırdı.
Bu muamele şöyle özetlenebilir;
“Kıbrıs Türkünün hiçbir iradesi yoktur. Herşeye Ankara karar verir. Kıbrıslı Türkler Ankara’nın kuklasıdır. Ankara ne emir verirse onu yerine getirirler.”
Rum tarafının resmi propagandası bu yöndedir, nitekim Anastasiadis Akıncı’nın önerilerini Ankara da onayladığını açıklasın” diyerek resmi tezlerini ortaya koymuştur.
Fakat, içimizden birilerinin bunu söylemesini hayretle karşılıyorum.
Ankara defalarca “Kıbrıslı Türklerin vereceği kararları sonuna kadar destekliyoruz” açıklaması yaptı.
Ankara’ya düşen Akıncı’nın bu adımını desteklemektir.
Akis bizim için felaket olur.
Onun için diyeceğim felaket tellallığına bu dönemde hiç de ihtiyacımız yoktur…