Ayrımcılık ve Irkçılığın Kaynağı

Memleket büyük bir tehlikeden geçmektedir

ads ads ads ads
26/03/2018

ads

Başaran Düzgün Başaran Düzgün


Kıbrıslı Türkler ile Ankara’daki iktidarların ilişkileri her dönem ciddi sorunlar yaşayarak bugünlere evirildi.

20 Temmuz 1974’ün heyecan ve sevgi duyguları çok kısa süre sonra ortaya çıkan “fetihçi” anlayışla ciddi bir erozyona uğradı.

Çünkü “Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliğini” sağlamak için Anadolu’nun evlatlarının canını verenler, kanını akıtanlar, “siz artık sınır bekçisiniz, Kıbrıs’ta tek bir Türk kalmasa da orası stratejiktir” şeklindeki sakat anlayışa geçtiler.

Bu sakat anlayışın siyaseten kurumlarını da oluşturdular.

Kendi kendini yönetmesi gereken Kıbrıslı Türklere, yönetsel olarak kısıtlı bir egemenlik alanı tanıdılar.

Ekonomik olarak “parayı veren yönetir” zihniyetini yerleştirdiler ve siyasileri güdükleştirdiler.

İstenilen sonuçları almadıklarında da seçimler dahil her şeye müdahale ettiler.

Ayrımcılığın fitilini ateşleyecek kökene göre parti kurma gibi son derece tehlikeli işlere bile yeltendiler.

Şimdilerde yine benzeri bir süreçten geçiyoruz.

Ama bu defa ilişkilerin tamir olunmaz ve geriye dönülmez bir şekilde zarar görmesi tehlikesi çok yüksektir.

                                                                                              ***

Tarihte, elçilik eliyle kurulan ve ayrımcılık ile ırkçılığın kaynağı olan Yeni Doğuş Partisi, dizayn edilerek Yeniden Doğuş Partisi adıyla fakat aynı misyonla siyaset sahnesine sürüldü.

Türkiye kökenli yurttaşların siyasi görüşlerine göre mevcut partilerde görev yapmaları ve üst düzey yönetici olabilmeleri gereceği ortada dururken bu partinin tek felsefesi “Türkiyeliler dışlanıyor” ayrımcılığına dayandırıldı.

Mevcut statükodan zarar gören ve mağdur edilen Türkiye kökenli seçmen kışkırtılarak bu partinin yüzde beş barajını aşıp da meclise girmesi sağlandı.

Siyasi geçmişi yüz kızartıcı olaylarla dolu Erhan Arıklı ve kriminal vakaların baş kahramanı  BertanZaroğlu milletvekili yapıldı.

Şimdi meclis çatısı altında ırkçılık ve ayrımcılık yapılıyor.

O meclisin damına çıkıp bayrak sallayanlara kol kanat geriliyor, gazete binası taşlayıp linç suçu işleyenler adeta kahraman ilan ediliyor.

Bu yapılırken de “Kıbrıslı-Türkiyeli” ayrımcılığı körükleniyor.

Gazete taşlayanların sırf Türkiyeli oldukları için ceza aldıkları iddia ediliyor.

Mahkeme kararının Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a meydan okuma olduğu saçmalığı yayılıyor.

Erdoğan’ı ziyaret eden Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’nın “hizaya çekildiği, ayar verildiği” iddialarıyla siyaset kurumu aşağılanıyor.

                                                                                                              ***

Tüm bunların üstüne Türkiye kökenli vatandaşların yoğun olduğu köyler ve kasabalar hergün ziyaret edilip “Kıbrıslıların Türkiyelileri ezdiği, dışladığı” yalanları tekrarlanıyor.

Vatandaşa siyasi görüş değil, ırkçılık ve ayrımcılık empoze ediliyor.

Bunda bir miktar da başarılı oluyorlar.

Bir kısım vatandaş  yaşadıkları tüm olumsuzluklara köken ayrımcılığı üzerinden bakmaya başladı.

Bu durum bazı Kıbrıs kökenliler arasında da tam ters sonuç yarattı.

Böylece son derece tehlikeli bir durum olan ayrımcılık ve ırkçılığın tohumları yeşermeye başladı.

                                                                                                              ***

Memleket büyük bir tehlikeden geçmektedir.

Eğer, erken zamanda gerekli tedbirler alınmazsa geriye dönüşü olmayan çatışmaları hiç kimse önleyemeyecek.

Bu konuda yönetenlere büyük görevler düşmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine de.

Kıbrıslı-Türkiyeli çatışması bu topraklarda sonumuz demektir.

26/03/2018 11:20
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: başaran düzgün
MANŞETLER

HK Başaran Düzgün

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.