İrsen Küçük, kararını verdi!!!
30/07/2013
Hasan Hastürer
Batılı ülkelerde seçimi kaybeden partinin genel başkanı şahsen seçilmiş olsa bile genel başkanlık görevinden ayrılır.
Bizim siyasal yaşamımızda böyle bir kültür yok.
İrsen Küçük, bu aşamada, “Başbakan iken UBP Genel Başkanlığı görevine yeterince konsantre olamamıştım. Şimdi artık bırakın başbakanlığı, milletvekili de değilim. Tüm zamanımı ve enerjimi UBP’ye verip faydalı olmaya çalışacağım” derse inanın, benim için hiç sürpriz olmaz.
En azından İrsen Küçük’ün bu yönde nabız yoklayacağına inanıyorum.
Dün öğleden sonra UBP Genel Başkanı İrsen Küçük’ü telefonla aradım.
Arama niyetin hatırını sormaktı.
28 Temmuz seçiminin sonunda UBP Genel Başkanı olarak İrsen Küçük’ün seçilmemesi kazananları gölgede bırakacak kadar önde.
Bırakın UBP’yi anımsadığım kadarıyla iddia sahibi hiçbir partinin Genel Başkanı bu güne kadar sandıkta kalmadı.
İrsen Küçük, dün aradığım ana kadar kameralar karşına geçip konuşmamıştı.
Dostane duygularla hatırını sorarken, kaybetmesiyle ilgili soru sorma niyetim de yoktu.
Hem partisi hem de kendi seçim kaybetmiş bir ses rengi yoktu.
“Bir parti genel başkanıyla genel seçimde hesaplaşmaz. Genel başkanla hesaplaşma yeri parti içi seçim platformudur” deyip seçimde özellikle tercih oylarına işaret ettim.
İrsen Küçük, mühür karma oylardan toplam 7408 oy alırken aldığı tercih sayısı ise 3391.
Oy ve tercihlerin toplamı olan 10799 oyla seçimi dokuzuncu sırada tamamladı.
Tercihler hariç sadece mühür ve karmadan alına 7408 oyla İrsen Küçük, on altı UBP adayının en son sırasında yer bulurdu. Bunun anlamı İrsen Küçük’ün çok büyük olasılıkla öteki parti adaylarıyla da kıyaslandığı zaman en düşük karmalardan oy alan adaydır.
İrsen Küçük’ün aldığı 3391 tercih oyu ise Tahsin Ertuğruloğlu, Ersin Tatar ve Faiz Sucuoğlu’dan sonra beşinci en yüksek tercih oyudur.
İrsen Küçük’le kısa telefon konuşmamızda aklıma 18 Nisan 2013’te “UBP, TUMBA yolunda mı ilerliyor?” başlıklı yazımın şu son bölümü aklıma geldi:
“UBP’de parti içi ciddi bir hesaplaşma var.
UBP’ye yeni katılanları hesaplamazsanız Meclis Grubu neredeyse ortadan ikiye ayrıldı.
Ciddi, her şeyi göze alan bir kavga olursa UBP’de kazanan olmaz.
UBP’de herkes çok iyi biliyor ki bu durum devam ederse ilk genel seçimde UBP TUMBA OLUR...
İrsen Küçük, Cumhurbaşkanlığı hayalleri kurarken Başbakanlığı kaybedecek. Hatta bazı UBP’lilere göre İrsen Küçük, UBP Genel Başkanı olarak milletvekilliği seçimini kaybeden ilk genel başkan da olabilir.
Bulunduğum yerden baktığım zaman “Zor” diyorum ama “İmkanı yok” diyemiyorum.
UBP, parti tarihinin en büyük yenilgisini aldığı an şimdiki bakanlar için de bakanlık, Kaf Dağı’nın ardı kadar uzakta olacak.
Otuz UBP Milletvekili’nin en az üçte ikisi Meclis’i unutmak zorunda kalacak.
Bu gerçeği gören UBP’lilerin birkaçı hariç büyük çoğunluk ıkıla sıkıla kılıcını kınına sokacak.
En başta İrsen Küçük, partide kabul görecek uzlaşı koşullarını yaratmak durumunda. Başaramazsa siyasi yaşamının sonuna kendini hazırlayacak. Bunun üçüncü bir seçeneği yok.
Başbakanın toparlama operasyonu için çok zamanı var mı?
Ancak süre uzadıkça kavga ateşinin kül altında yanması devam edecek.
... Ve ertelenmiş gibi görülen parti içi kavga genel seçim ortamında yeniden alevlenecek. O zaman da parti içi yangın söndürülene kadar UBP yanacak...” (18 Nisan 2013)
İrsen Küçük’le konuşurken bundan sonra ne yapacağıyla ilgili bir soru sormadım.
Daha açık ifadeyle beklenen hızla genel başkanlık görevinden istifa etmesi.
Girne’de parti içi sıralamada en son sırada kalan Genel Sekreter de istifasını sunar.
Parti Meclisi, 14 UBP milletvekilinden birini genel sekreter seçer.
O yeni Genel Sekreter, istifa eden Genel Başkan’ın görevine de vekalet eder.
Bu saydıklarımın UBP’de yaşanabilmesini birinci koşulu İrsen Küçük’ün genel başkanlık görevinden istifa etmesidir.
İrsen Küçük, dünkü ses renginden anladığım, kararını vermişliğidir.
İlk akla gelen genel başkanlıktan istifasıdır.
Kulağıma akan ses tonunu mesleki deneyimimle okumaya çalıştığımda, “Evet İrsen Küçük, UBP Genel Başkanlığından istifa etmeye kararını verdi” diyemiyorum.
Batılı ülkelerde seçimi kaybeden partinin genel başkanı şahsen seçilmiş olsa bile Genel Başkanlık görevinden ayrılır.
Bizim siyasal yaşamımızda böyle bir kültür yok.
İrsen Küçük, bu aşamada, “Başbakan iken UBP Genel Başkanlığı görevine yeterince konsantre olamamıştım. Şimdi artık bırakın başbakanlığı, milletvekili de değilim. Tüm zamanımı ve enerjimi UBP’ye verip faydalı olmaya çalışacağım” derse inanın, benim için hiç sürpriz olmaz.
En azından İrsen Küçük’ün bu yönde nabız yoklayacağına inanıyorum.
Peki, İrsen Küçük, böyle bir tercih ortaya koyarsa ne olur?
Daha düne kadar İrsen Küçük’ün genel başkanlığı için adeta ön saflarda savaşanlar, İrsen Küçük’e karşı tavır alır.
Bu yazdıklarım kısa bir iletişimin bende hissettirdikleri.
- Yirmi birinci yüzyılın köle diyarı...
- UBP’de sular, durulma yoluna girer...
- Bir kişi daha eksildik... Nurlar içinde uyu Münire öğretmen...
- Pasaport işlemi yapan Türk polisinin anımsatması...
- 'YÖDAK’ta yokluk ve sıkıntıları mazeret yapmadım…'
- Rekabet edebilirlik ve kaliteli eğitim vazgeçilmezdir
- Bizim hava yolumuza ihtiyacımız vardır…
- Zengin iş adamı karşısında, zavallı fakir devlet…
- Yerel yönetimler de rotasız…
- Vatandaşın derdi ve öncelikleri farklı olunca…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız