Doğu Akdeniz’de geri adım atılamaz
13/08/2020







Mete Tümerkan
Güney Kıbrıs ve Yunanistan Doğu Akdeniz’de tehlikeli bir oyun oynuyor.
Hedefleri Türkiye’yi kuşatarak denizlere çıkışını engellemek.
Bu arada Kıbrıs Türklerinin de bölgedeki hak ve çıkarlarını gasp etmeye devam etmek.
Ve bölgede tek hakim olmak...
Kısacası, Yunanistan ve Güney Kıbrıs bölgede Türkiye ve Kıbrıs Türklerini yok sayarak oldu-bittiler yaratma peşinde koşuyor.
Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının buna izin vermesi mümkün değil.
Oruç Reis gemisinin bölgedeki faaliyetleri bu oldu-bittilere izin verilmeyeceğini göstermesi açısından önemlidir.
Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın Mısır ile yaptığı son deniz yetki alanı anlaşması Türkiye ile Libya arasında varılan anlaşma sonucu ortaya çıkan durumu değiştirmeyi hedefliyor.
İki ülke arasında varılan mutabakatla birlikte birleşen kıta sahanlıklarını koparmayı…
Bu kabul edilebilir bir durum değil.
Yunanistan bu anlaşmaya imza koyarak, meseleyi Türkiye ile diyalog kurmak suretiyle çözmek istemediğini ortaya koymuş oldu.
AB’yi de arkasına almak suretiyle Türkiye’ye kendi çözümünü dayatabileceğini sanıyor.
Bu mümkün değil!
Türkiye hak ve çıkarlarını koruma konusunda kararlı bir tutum izliyor.
Sadece kağıt üzerinde yapılan anlaşmalarla değil, Kıbrıs Türkü ile birlikte sahada da etkin olmak suretiyle bunu yapıyor.
Yapmaya da devam edecek.
Çünkü Türkiye ve Kıbrıs Türküne başka bir çıkış yolu bırakılmadı.
Sahada Türkiye’nin etkinliği arttıkça Rum-Yunan tarafının rahatsızlığı da artmaya devam ediyor.
Yaşanan gelişmeler bölgede tabii ki gerginliği de tırmandırıyor.
Ama bunun sorumlusu Türk tarafı değil.
Tırmanan gerginliğin sorumlusu bölgede oldu-bittilerle dengeleri kendi lehine çevireceği yanılgısı ile hareket eden Rum-Yunan tarafı.
Türk tarafı bölgede dengeyi sağlama ve haklarını koruma peşinde.
Doğu Akdeniz’de yaşanan bu gelişmelerle birlikte Kıbrıs meselesi de artık çok farklı bir boyut kazandı.
Bu yeni dönemde Doğu Akdeniz’de ortaya çıkacak sonuçlar Kıbrıs meselesinin nasıl bir noktaya doğru evrilerek şekilleneceğini de bize gösterecektir.
Bu aşamada Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de geri adım atması Kıbrıs meselesinde de ciddi zemin kaybını beraberinde getirir.
Türkiye ve KKTC yetkileri yaptıkları açıklamalarda bu bilinçle hareket edildiğini net bir şekilde ortaya koymaktadırlar.
Doğu Akdeniz’deki hakların korunması bir yandan Türkiye’nin denizlerle bağlantısını kesmek için uğraşanları engellemek, diğer yandan da Kıbrıs Türkü’nün ada üzerindeki haklarını korumak için şart olmuş durumdadır.
Bundan geri adım atılması söz konusu olmamalıdır.
- Anastasiades’in Maraş rahatsızlığı
- Haber Kıbrıs büyümeye devam edecek
- Bir de böyle deneyelim
- Rahat uyu babam
- Diplomasi’nin yeniden kurgulanması ve Antalya forumu
- Guterres’e Rum engeli
- Eşitlik müzakere konusu değil
- Boş konuşmalara ve ağlaşmaya devam
- Ercan Havaalanı ve değişim
- Müzakereler için zemin yok
- TÜM YAZILARI için tıklayınız
