Ekonomik kriz nedeni ile Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmeler son dönemlerde gündemin ön sıralarında değil.

Kıbrıs meselesi gündemden düştü.

Uzun bir zamandır  ben de bu konuda yazmadım.

Ama Rum Lider Nikos Anastasides’in güven yaratıcı önlemlerle ilgili yaptığı öneriler konusunda yazmak farz oldu.

Anastasiades’in sunduğu önerilerde yeni bir şey yok.

Rum lider önce söz konusu önerilerini uzunca bir süre gündemde tutarak tartıştırdı, sonra da yazılı olarak sundu.

Anastasiades’in bu önerileri sunmaktaki amacı BM ve AB’ye mesaj vermek, algı oluşturmaktır.

Böylece Türk tarafı üzerinde baskıyı artırmak ve eski, sonu gelmeyen müzakere sürecini canlandırmaktır.
Yani müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlamasını zorlamaktır.

Özetle  Anastasiades zamana oynayabileceği koşulları yeniden yaratma hedefiyle bir adım attı.

Attığı bu adımda Anastasiades aslında Türk tarafına bir şey vermiyor. Maraş’ı da Türk tarafının elinden alacak bir kartı masaya sürüyor.

Böylece kendisini içte çok kötü köşeye sıkıştırmış olan Türk tarafının Maraş hamlesinden kurtarmayı hedefliyor.  Çünkü Maraş ile ilgili yaşanan gelişmelerden çok rahatsız.

Rum Lider Anastasiades, Cenevre’de gerçekleştirilen gayrı resmi görüşmelerde yaptığı konuşmada zaten bu önerilerine yer vermişti.

Şimdi o konuşmasında ifade ettiklerini yazılı olarak Türk tarafına sundu.

Sunarken de  şapkadan tavşan çıkarmadı.

Bilinmeyen, yeni bir şey ortaya koymadı.

Bildik görüş ve yaklaşımlarını tekrar etti..

Türk tarafı Anatasiades’in  bu önerilerini içeren mektubu alırken önerileri reddettiğini ve bunları konuşmayacağını kayıt altına aldırdı.
Anastasiades’in oynamak istediği oyuna gelmeyeceğini ortaya koydu.

Türk tarafının Kıbrıs konusundaki pozisyonu çok net.
Türk tarafı ilgili tüm muhataplarına federal çözüm arayışlarının bittiğini söylemeye devam ediyor.

Türk tarafının ortaya koyduğu yeni pozisyona göre eski müzakere süreci Crans Montana’da sürecin çökmesi ile birlikte sona erdi.

Adadaki statükonun korunması dışında başka bir amaca hizmet etmeyen yöntemlerin izleneceği şekilde müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden devamı söz konusu olamaz.

Kıbrıs’ta yeni bir müzakere sürecinin başlayabilmesi ancak iki tarafın egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün kabulü ile mümkün olabilir

Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) eski müzakere sürecinin bir parçasıdır ve kesinlikle yeniden gündeme gelmesine ve görüşülmesine Türk tarafı onay vermez. Federal çözüm arayışları ile birlikte GYÖ görüşmeleri de bitmiştir.

Kısacası, Türk tarafının yeni pozisyonuna göre, GYÖ yoktur ve olamaz. Güven Yaratıcı Önlemler görüşülemez, onlar eski müzakere sürecinin bir parçasıydı. Bunların yeniden görüşülmeye başlanmasına onay verilmesi demek, müzakere sürecinin Crans Montana’da kaldığı yerden başlatılması anlamına gelir ve Türk tarafı böyle bir oyuna gelmez. 

Yeni duruma göre, iki taraf arasında bir şey görüşülecek ise bu iki egemen eşit tarafın nasıl, hangi alanlarda işbirliği yapabilecekleri konularının görüşülmesi olmalıdır.

Verilen mesajlara bakınca, Kıbrıs Türk tarafının her iki tarafı da doğrudan ilgilendiren konularda işbirliğine gidilmesini öngören öneriler hazırladığını ve bunları karşı tarafa önümüzdeki günlerde ileteceğini söyleyebiliriz.

Gündeme getirilecek işbirlikleri görünen o ki sadece bölgesel sınırlar içerisinde kalmayacak.

Küresel etkileri de olabilecek.

Bekleyip görelim.

Bu arada Maraş’taki açılımlar da devam edecek.