Anastasiadis’in ayakları yere basmıyor
10/08/2018

Mete Tümerkan
Bir önceki yazımızda Guterres Belgesi ve Akıncı’nın tavrını irdelemiştik. Peki Rum Lider Nikos Anastadiades’in Guterres çerçevesi ile ilgili görüşleri ne, gelin şimdi ona bakalım.
Anastasiadis Dönüşümlü Başkanlığı ancak toprak ayarlaması, güvenlik ve garantiler ile ilgili istediklerini alması durumunda kabul edeceğini bildirdi. Yani önce Türk tarafı sıfır asker ve sıfır garanti koşulunu kabul edecek, sonra da Anastadiades tarafından sunulan haritayı… Ki bu harita Değirmenlik, Karpaz hatta Lapta’ya kadar olan toprağın Rum parça devletine verilmesini öngörüyor. Bunlar kabul edildikten sonra Anastasiades dönüşümlü başkanlık meselesine bakacağını söylüyor. Ama bu Guterres tarafından önerilen modeli kabul edeceği anlamına da gelmiyor. Bu arada isteklerinin kabul edilmesi halinde Rum Lider “En az bir olumlu oy” konusunu “tıkanıklıkların aşılması mekanizması” kurulması şartıyla kabul edebileceğini ifade etti. Bunu da not edelim.
Rum Lider mülkiyet konusundaki yaklaşımında ise malını yitirmiş kişilere her zaman öncelik verilmesi gerektiğini savunarak, toprak ayarlamasına tabi bölgeler dışındaki bölgelerde kullanıcılara öncelik verilmesini red etti.
Toprak konusunda da yüksekten uçuyor
Toprak konusunda Akıncı’nın BM’ye verdiği haritaya ilaveten Güzelyurt’un da verilmesini kabul etmeyeceğini, Rum tarafının kendi sunduğu haritanın müzakereye temel teşkil etmesi gerektiğini söyledi.
Kıbrıs müzakereleri işte bu tavır sonrasında çöktü. BM Genel Sekreteri Guterres bu anlayışla bir yere varılamayacağını söyleyerek, bir yıl önce herkesin Federal Çözüm için bir son fırsat olarak gördüğü Kıbrıs Konferansını kapattı.
Bir yılın sonunda konferansın kapatılmasına neden olan tutumda bir değişiklik olmadı. Bu nedenle de kimse Kıbrıs konusunda bir beklenti içine girip boş umutlara kapılmasın.
Umut kalmadı
Kıbrıs konusunda ortada umutları yeşertecek bir şey yok.
Statükoyu sarsacak adımlar atılmadığı sürece de olmayacak.
Rum tarafı durumdan memnun ve statükoyu devam ettirmekte kararlı.
Bu tespiti yapmadan ve onların rahatını bozacak gelişmelere kapı açmadan Kıbrıs sorununda bir hareketlenme olamayacak.
Bildik görüşme yöntemleri ile federal çözüm arayışları da ancak mevcut durumu koruma hedefi ile hareket eden Rum tarafına yardımcı olmaktan başka bir işe yaramaz.
Yani işin özeti böyle. Sorunlar onlara doğru teşhisler konularak çözülür. Kıbrıs sorunu için de bu geçerlidir.
Çözüm istiyorsak gerçekçi olmak zorundayız.
Mesele sadece garantilerden vazgeçmekle çözülecek bir mesele değildir. Statüko devam ettiği sürece, Rum tarafı federal çözüm masalının arkasına saklanarak 1974 öncesi koşullara geri dönüşü sağlayacağı durumu yaratma peşinde koşmaya kararlıdır. Ve bunu elde edebileceği zaman ve koşullar oluşmadan başka çözüm modellerine evet deme niyetinde değildir.
Durum bu kadar net…
- Kıbrıs konusunda ezberler bozuldu
- Hükümet yönetemiyor
- Kıbrıs konusunda yeni dönem
- Kavga değil daha yakın bir işbirliği şarttır
- Lider Olmak
- Boş umutlar yaratarak çözüm bulunmaz
- Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
- Kıbrıs meselesi artık minor bir konu
- Türkiye’yi yok sayarak bir şey yapılamaz
- Tatar bu gidişle bedel ödeyecek
- TÜM YAZILARI için tıklayınız