Kıbrıs konusunda artık yeni bir döneme girildi.

Bu yeni dönemde yeni fikirler tartışılacak.

İlgili tüm taraflar yeni fikirler arasında bir uzlaşma sağlarsa, Kıbrıs meselesinde çözüm arayışları ancak o zaman yeni bir ivme kazanacak.

Gelinen aşamada gündemde ne federal, ne de konfederal bir çözüm modeli aranmasına ilişkin bir durum var.

Federal çözüm arayışlarında son deneme 2017 yılında Crans Montana’da yapıldı.

Son şans orada Rum Lider Nikos Anastasiades’in masayı devirmesi ile kaybedildi.

Kimsenin bir elli yıl daha olmayacak bir çözüm peşinde koşma niyeti yok.

Olmayacak bir çözümün peşinde koşarak Güney Kıbrıs’a kendisine daha fazla avantaj sağlama olanağı yaratma fırsatı verme niyeti de.

Yıllardır Rum tarafı federal çözüm arayışlarını kendi lehine oldu-bittiler yaratmak için bir araç olarak kullandı.

Federal çözüme ulaşılması noktasına gelindiği her kritik dönemeçte de masadan kaçtı.

Böylece kendisi yoluna gasp ettiği ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ ünvanı ile devam ederken, Kıbrıs Türk tarafı uluslararası hukukun dışında kalmaya devam etti.

Crans Montana sonrasında bir daha Rum tarafına bu oyunu oynama fırsatı vermemek için Türk tarafında çok ciddi bir politika değişikliğine gidildi.

Ersin Tatar’ın KKTC Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte bu değişiklik halk onayı ile perçinlendi.

Yeni dönemde adada var olan gerçekler temelinde yeni bir arayış gündeme taşındı.

Bu yeni arayışın hedefinde adadaki iki devlet arasında işbirliği temelinde ilişkilerin geliştirilmesi var.

Kıbrıs Türk tarafının uluslararası platformda hak ettiği yeri alması, varlığının kabul görmesi var.

Doğu Akdeniz’de işbirliği ve barış ortamı ancak bu şekilde oluşturulabilir.

Bölge ve dünya barışına katkı bu yönde atılacak adımlarla sağlanabilir.

Önümüzdeki ay içerisinde gerçekleşmesi beklenen 5+1 gayrı resmi toplantının da ana gündemi bu çerçevede şekillenecek.

Yeni fikirlerin masaya getirilmesi öngörülen ve yeni fikirlerden ortaya ortak bir zemin çıkıp çıkmayacağı eksersizinin yapılacağı toplantı elbette ki önemli.

Bu toplantıdan ortaya konulacak olan yeni fikirlerden bir ortak zemin çıkabileceği gibi, tarafların üzerinde uzlaşabileceği bir ortak zemin çıkmayabilir de.

Özetle, bu gayrı resmi toplantının sonunda olumlu ya da olumsuz bir sonuç çıkacak.

Öyle ya da böyle!

Böylece Kıbrıs’ın geleceğinin ilgili taraflarca nasıl görüldüğü netleşecek.

Adımlar ondan sonra bu sonuca göre atılacak.

Görünen o ki, günün sonunda ortada adada iki devlet arasında işbirliği temelinde yeni bir gelecek kurmaya çalışmak dışında gerçekçi bir yaklaşım biçimi kalmadı.

Bu model bölgede işbirliği ve barış ortamının gelişmesini sağlar.

Gerilimi azaltır.

Gayrı resmi 5+1 formatında gerçekleşecek toplantı bu kapıyı aralayabilir.

Uzun sözün kısası Kıbrıs konusunda yeni bir döneme girildi.

Ve bu yeni dönemde eski ezberlere yer olmadığı gibi, hiçbir şey de eskisi gibi olmayacak.