Cenevre’den beklenti ne olmalı?
08/04/2021







Mete Tümerkan
Kıbrıs konusunda ay sonunda Cenevre’de gayrİ resmi 5+BM’nin yer alacağı bir toplantı gerçekleşecek.
Bu gayri resmi görüşmede ilgili taraflar Kıbrıs’ın geleceğine ilişkin görüşlerini ortaya koyacak ve ortak bir zeminin olup olmadığına bakılacak.
Gelinen aşamada ‘bu toplantıdan başarılı bir sonuç çıkar mı?’ sorusu gündemde.
Elbette ki başarıdan neyin kast edildiği önemli.
Bir kere müzakere sürecinin Crans Montana’da kaldığı yerden başlaması söz konusu olmayacak.
O iş 2017 yılında Crans Montana’da bitti.
Yani federal çözüm arayışları...
Bu arayışlarda son şans Crans Montana’da Rum Liderin masayı terk ettiği anda kaybedildi.
Cenevre öncesinde BM ve bazı başka aktörler, taraflar arasında köprü kurma çalışmaları yapmıyor değil.
Ancak bu girişimlerinden bir sonuç çıkması beklenmiyor.
Türk tarafının Kıbrıs meselesine bakışında tutumu çok net.
Kıbrıs Türk tarafı adına Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti adına ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk tarafının pozisyonunu muhataplarına çok açık ifadelerle anlatıyorlar.
Federal çözüm arayışlarına geri dönülemeyeceği mesajını veriyorlar.
Bu arada ilgili muhataplara verilen en önemli ve temel mesaj ise, Türk tarafının bundan sonra adada iki taraf arasında mevcut gerçeklere dayanan bir modeli öngördüğü şeklinde. Gerçeklere dayanan bir model derken bundan taraflar arasında yeni bir ortaklık kurulması murat edilmiyor.
Bu da çok ama çok önemli!
Yani ne federal, ne de konfederal bir çözüm gündemde yok.
Ya da başka bir işbirliği modeli!
Türk tarafının bu konudaki duruşu çok açık ve net.
İstenen öncelikle işin başında adadaki gerçeklerin yani iki devlet bulunduğu gerçeğinin kabul edilmesi.
Bu konuda kesinlikle geri adım atma niyeti yok.
Eski yaklaşımların tümü terk edilmiş durumda.
Artık yeni bir pozisyon var.
Bu yeni pozisyon müzakere masasında bilinen her şeyin değişmesi anlamına da geliyor.
Uzun lafın kısası artık ortaklık kurma arayışının yerine gerçeklerin kabulü yaklaşımı konuldu.
Bu yeni anlayışla birlikte Kıbrıs konusundaki müzakere anlayışı da değişecek.
Her konuda masaya farklı bir anlayış ve bakış açısı yansıyacak.
Kısacası Kıbrıs konusundaki hiçbir görüşme eskiden olduğu gibi olmayacak.
Bu nedenle de artık başarı tanımı da değişti.
Gayri resmi görüşmede taraflar arasında Kıbrıs’ın geleceğine ilişkin ortak bir vizyon ya da zemin olmadığı sonucunun deklare edilmesi de bir başarı olarak değerlendirilmelidir.
Belirsizliğin ortadan kalkması ve bir yol haritası çizilmesinde böylesi bir tespitin BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in raporu sonrasında BM Güvenlik Konseyi tarafından yapılması, Kıbrıs’ta taşları yerinden oynatacak sonuçları beraberinde getirir.
Kıbrıs meselesine aslında yıllardır doğru teşhis konulmaması ve işin sürüncemede bırakılması esas sorunu teşkil ediyor.
Bu yaklaşım, Rum tarafına gasp ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti ünvanı ile yoluna devam etme imkanını verdi.
Öte yandan Kıbrıs Türk tarafı bedel ödemek zorunda kaldı.
Bu daha fazla böyle devam edemez.
Değişen koşullar ve yaşanan gelişmeler artık mevcut durumun olduğu şekliyle devamının mümkün olmadığını gösteriyor.
Artık bir şeyler değişmek zorunda.
Cenevre’deki 5+BM’nin yer alacağı gayri resmi görüşme bunun için bir fırsat.
Türk tarafı tam bir uyum içinde bu görüşmeye hazırlanıyor.
Ezber bozacak bir anlayışla devam eden bu hazırlıkların hedefi bu toplantıdan bir sonuç çıkmasını sağlamak.
Ortak bir vizyon olup olmadığını görmek. Varsa yola devam etmek, yoksa da bunu kayıt altına aldırmak.
Kısacası, Türk tarafı mevcut durumu değiştirme hedefiyle Cenevre’de olacak.
Gerçeklere dayalı bir çıkış bulma hedefiyle...
- Anastasiades’in Maraş rahatsızlığı
- Haber Kıbrıs büyümeye devam edecek
- Bir de böyle deneyelim
- Rahat uyu babam
- Diplomasi’nin yeniden kurgulanması ve Antalya forumu
- Guterres’e Rum engeli
- Eşitlik müzakere konusu değil
- Boş konuşmalara ve ağlaşmaya devam
- Ercan Havaalanı ve değişim
- Müzakereler için zemin yok
- TÜM YAZILARI için tıklayınız
