Anastasiades oyun kurucu olabilir

Crans Montana’dan bu yana değişen bir şey yok

ads ads ads ads
02/05/2018

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Kıbrıs konusunda herhangi bir hareketlenme beklenmeyen bir dönemde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan ‘Gutertes Çerçevesi’ önerisi geldi.

Ve Akıncı’nın bu öneriyi şimdi neden yaptığı sorusu gündemde…

Çok kısa bir süre önce Rum Lider Nikos Anastasiades ile yemekte bir araya gelen Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum Liderde bir zihniyet değişimi olmadığını açıklamıştı. Cumhurbaşkanı artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının da altını çizmişti.

Kısacası, Akıncı-Anastasiades yemeğinden sonra bu aşamada müzakerelerin başlayabilmesi için ortak bir zemin olmadığı ortaya çıkmıştı.

Yemekten bir süre sonra ise Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ve siyasi partilerin de katılımı ile uzun sayılacak bir değerlendirme toplantısı yapıldı.

Bu toplantıda kapsamlı bir tartışma yapıldığı ve ortaya atılan bazı fikirlerin değerlendirilmesine devam edilmesi kararı alınırken, bazı konularda mutabakata varıldığı öğrenildi.

Mutabakata varılan en temel konulardan biri Kıbrıs Rum tarafının  federal bir çözüm istemediği konusu idi.

Mutabakata varılan diğer konular ise Türkiye’de yapılacak seçimlere kadar ilgili tüm taraflar ile değerlendirmelerin devam etmesi, bu arada görüşmenin içeriğinin gizli kalması ve bu aşamada Kıbrıs meselesinde bir adım atılmaması idi.

Bu arada Cumhurbaşkanı Akıncı ile Başbakan Tufan Erhürman ve Yardımcısı Kudret Özersay arasında yapılan görüşmede de hükümet kanadı anlamlı müzakerelerin başlaması için zemin olmadığını ve bu nedenle ‘bekle gör’ politikası izlenmesi gerektiğini ortaya koydu.

Özetle Kıbrıs konusunda hem içte hem de Ankara ile bu aşamada adım atılmaması konusunda mutabık kalındı.

Ancak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bütün bu mutabakatları bozacak bir adım attı. Akıncı, önceki gün Guterres belgesi ile ilgili Rum Lidere çağrı yaptı.

Peki, Akıncı bunu neden şimdi yaptı, gelin buna bakalım.

Ama bunun öncesinde şu hususu da not edelim.

Crans Montana’da sürecin başarısızlıkla sonuçlandığının ilan edildiği gece, önce Rum Lider Nikos Anastasiades o ana kadar masaya gelen herşeyin ve varılan mutabakatların geçerli olmadığını bildirdi, ardından da Türk tarafı.

Yani masada her ne varsa ortadan kalkmış oldu.

Türk tarafı için Guterres çerçevesi yok hükmünde görüşler haline geldi.

Hatta Cumhurbaşkanı Akıncı Cenevre’de verdiği haritayı bile geri istedi ve aldı.

Cumhurbaşkanı Akıncı şimdi paydaşlarının hiç biri ile gerekli istişareyi yapmadan, bir anda herkese sürpriz yaparak Guterres Belgesini noktasına virgülüne dokunmadan imzalamaya hazır olduğunu söyledi.

Bu aşamada bu adımı öncelikle olmayan ‘Guterres çerçevesini’ kurtarmak ve gündemde tutmak için attı. Böylece diğer tartışma ve değerlendirmelerin de önünü almayı hedefledi. Bu adımı biraz da duygusal tepkilerle atmış olabilir. Ya da çözüm yanlılarını kendi etrafında konsolide etmek için. Akıncı’ya göre atılan bu adımla birlikte Crans Montana’da Türk tarafının elde ettiği avantajlı durum korunacak. Bu arada başka arayışların önü kesilirken, bir kez daha herkese Rum Liderin çerçeveye sahip çıkmadığı gösterilecek.

Bu kadar…

Peki bu aşamada uluslararası kamuoyu nezdinde böyle bir adıma Kıbrıs Türk tarafının ya da Türkiye’nin ihtiyacı var mı?

Zaten Türk tarafı Crans Montana’da Rum tarafının çözüm istemediğini ilgili tüm muhataplara gösterdi. Guterres’in görüşlerinin öngördüğü çerçevenin içine girmeyen taraf Kıbrıs Rum tarafı idi ve bunu herkes orada gördü. Akıncı, Anastasiades ile yediği son yemekte Ansatasiades’te bir değişiklik olmadığını gördüğünü kamuoyu ile paylaştı. Crans Montana sonrasında yaptığı açıklamasında ise “Bizim nesil de bu işi yapamadı” demiş, Anastasiades ile çözümün mümkün olmadığını bizlere anlatmıştı.

Yani kısacası ortada Crans Montana’dan bu yana değişen bir şey yok ve Kıbrıs meselesinde yeni bir hareketliliği gerektirecek ne bir zemin ne de uluslararası bir ilgi var.

Hal böyle iken paydaşlarla varılan mutabakatın dışına çıkarak yalnızlaşmayı Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı neden seçti ki?

Hangi dürtülerle bunu yaptı ki?

Cumhurbaşkanı yaptığı bu çıkışla daha birkaç gün önce ‘görüşmelerde hiçbir şey eskisi gibi olamaz’ dediği sözlerini basıp geçti ve herşeyin eskisi gibi olabileceği ve bundan Kıbrıs Türk tarafının kaçamayacağı bir kapıyı araladı.

Buna gerek var mıydı?

Evet, Akıncı Mont Pelerin’de tek başına bir inisiyatif kullanarak toprak konusunda yüzde 29.2 kartını masaya koyup oyun kurucu olmuş ve müzakere sürecini zorlayarak süreci Kıbrıs Konferansı aşamasına sürükleyen lider olmuştu.

Ankara ile de tam bir mutabakat içinde federal çözüme ulaşılabilmesi için son fırsatı sonuna kadar zorlamıştı.

Bunun için hem Akıncı, hem de Ankara azami oranda esneklikler göstermiş ama Rum tarafı bunlara karşılık vermemişti.

O aşamadan sonra görüşmelerin mevcut modalitelerle devamının bir anlamı kalmadığı konusunda herkes hem fikir olmuştu.

Bu aşamada ortaya atılan bu öneri topu iyi kullanacak olursa Nikos Anastasiades’i oyun kurucu konumuna getirebilir. Biz de arkasından sürüklenir, nafile müzakerelerle, boş vaat ve ümitlerle eriyip gitmeye devam ederiz.

Bu arada içte olsun, Türkiye ile ilişkilerde olsun sıkıntılar çekeriz.

Gelinen aşamada ortaya çıkan tablo bu.

02/05/2018 09:54
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mete tümerkan
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.