Türkiye olmadan nereye kadar

ads ads ads ads
04/05/2018

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Guterres Çerçevesi ile ilgili önerisi sonrasında başlayan tartışma devam ediyor.

Hükümet kanadı dün bu öneriden habersiz olduğunu ve öneriyi basından öğrendiklerini açıkladı.

Meclis ise olayın tamamen dışında…

7 Ocak seçimleri ile oluşan yeni meclise Kıbrıs konusunda zaten hiçbir bilgi verilmedi.

Guterres belgesi varsa bu nedir anlatılmadı.

Türkiye’nin de yapılan öneri ile ilgili bilgisi olmadığı anlaşılıyor.

Yani Ankara ile Cumhurbaşkanı Akıncı arasında bu öneri konusunda bir mutabakat yok.

Sonuçta bu adımı belli ki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tek başına attı.

Hiçbir paydaşla paylaşmadı, meclise bilgi verip, yetki ve onay almayı düşünmedi.

Hükümeti atacağı adımın bir parçası haline getirmedi.

Bunu neden böyle yaptığı konusunda da kamuoyunu bilgilendirmedi.

Bu konuda maalesef şu ana kadar şeffaf bir şekilde davranıp neden tek başına hareket ettiğini kamuoyu ile paylaşmadı.

Bu işin bir tarafı…

Bir diğer tarafına yani Rum tarafından gelen seslere bakılacak olursa, AKEL ve DISI Akıncı’nın yaptığı çağrıyı olumlu olarak karşıladılar.

Her iki parti de müzakerelerde Türkiye’nin içinde olmayacağı bir çözümün yolunun açıldığını algıladıkları ve bu çerçevede garantilerden de kurtulunacağı mesajlarını verdiler.

AB’nin garantisinin Kıbrıs’a yeteceğine işaret ettiler ve Kıbrıslıların birlikte böyle bir çözüme gidebileceğine dair şeyler söylediler.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiades ise sıfır asker ve sıfır garanti konusunda Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Ankara’dan onay alıp almadığını sordu.

Sonuçta her iki taraf da Guterres belgesine onay verip imza koysa bile, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garanti ve ittifak anlaşması konusunda yeni bir rejim yaratılması yönünde anlaşmazsa bunun bir anlamı olmayacak.

Kısacası Guterres’in olmayan belgesi içinde garantörlerin de söyleyecekleri ve yapacakları var ve onlarsız bu iş olmaz.

İşte Anastasiades bunu öne çıkararak Cumhurbaşkanı’na topu geri attı.

Cumhurbaşkanı ise belge olmayan belgedeki diğer başlıkları öne çıkararak, bunların noktasına virgülüne dokunulmadan Rum Lider tarafından kabul edilip edilmeyeceğini sordu.

Kısacası iş yine karşılıklı bir suçlama işine dönüştü.

Kafalar karıştı.

Bu arada Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkilerde sıkıntılar ortaya çıktı.

Kıbrıs Türk halkının çıkarlarının her şeyin üzerinde tutulduğu iddiası ile çıkılan bu yolda, bu çıkarların Türkiye ile birlikte bugüne kadar ortak hareket edilerek korunduğu gerçeği göz ardı edildi.

Doktor Fazıl Küçük’ün Kıbrıs Türk varlığını koruma adına yıllar önce liderlik yaparak çıktığı yolda ‘Türkiyesiz olmaz’ temel yaklaşımı bir yana itilmek istendi.

Tabii ki bunlar olacak işler değildir ve çıkarı korunacak diye Kıbrıs Türküne zarar vermenin ötesinde sonuçlar doğurmaz.

Dileyelim, aklın yoluna dönülsün ve sağduyu ile meseleler bir kez daha ele alınsın.

Kıbrıs Türkünün çıkarı Türkiye ile birlikte hareket edilerek korunabilir ve bunu akılcı bir şekilde yaparak.

Çözüm de ortak akıl ile takım ruhu içinde haraket ederek bulunabilir.

04/05/2018 10:16
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Türkiye olmadan nereye kadar, Mete Tümerkan
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.