Siyasi Şımarıklık Zamanı Değil

ads ads ads ads
16/01/2018

ads

Başaran Düzgün Başaran Düzgün


Seçim bitti, halk kararını verdi.

Yani, mal sahibi, ülkenin nasıl yönetilmesini istediği gösterdi, vekaletini verdi.

Şimdi artık vekillerin zamanıdır.

Ve hemen belirtmek gerekir ki siyaseten şımarıklık yapma zamanı da değildir.

Çünkü ülkenin içinde bulunduğu şartlar şımarıklıkla zaman geçirilecek şartlar değildir.

Siyasetçinin kapris yapmasına, olduğundan fazla koparmaya çalışmasına hiç kimsenin tahammülü yoktur.

Seçim sonuçlarını siyasi partiler beğenmemiş olabilirler.

Bu bir noktaya kadar anlaşılır olabilir.

Ama bir noktaya kadar.

Ulusal Birlik Partisi bu seçimlerin açık ara kazananı oldu.

En yakın rakibine yüzde on beş fark attı.

21 milletvekili ile meclisin büyük bölümünü kontrol edecek pozisyona yükseldi.

Gönüllerinde yatan aslan tek başına iktidar olmak, yirmi altı milletvekiline ulaşmaktı.

Fakat olmadı.

Olmadı diye sistemi kilitleyip ülkeyi krize sokma lüksleri yoktur.

Cumhuriyetçi Türk Partisi genç ve yeni başkan Tufan Erhürman liderliğinde çok daha iyi bir sonuç bekliyordu.

Seçimlerden birinci parti çıkma hayalleri kuruyordu.

Sadece yüzde yirmi oy alabildi.

Belli ki geçmişin yıkımı “yeni” CTP’nin peşini bırakmadı.

CTP’nin bu durumu vakur ve olgunlukla göğüsleyip ülkeye nasıl hizmet edeceğinin yollarını bulması gerekir.

Halkın Partisi’nin alacağı sonuç herkesin merağını cezbediyordu.

Kudret Özersay liderliğinde, ilk kez siyasi arenaya çıkan bu partinin daha üst sıralarda ve çok daha belirleyici pozisyonda olacağı beklentisi vardı.

Sonuçta, halk böyle bir karar verdi ve onlara da bu karara saygı duymak düşer.

Toplumcu Demokrasi Partisi, cumhurbaşkanlığı ve Lefkoşa belediyesinden sonra çok iyi bir atılım yapacağını umdu. Fakat seçime çeyrek kala yaşadığı bölünmenin bedelini ödedi.

Demokrat Parti bir yandan  UBP’den gelenleri UBP’ye kaptırdı, diğer yandan oylarının önemli bir bölümünü YDP’ye kaptırdı.

Sonuçta üç milletvekili ile de olsa yine kilit parti olma pozisyonunu korudu.

Yeniden Doğuş Partisi (içindeki ırkçı ve faşist söylemlere rağmen) iki milletvekili çıkararak daha ilk seçimden meclise girme başarısı gösterdi.

 Durum bu iken meclise giren partilerin en erken zamanda bir hükümet kurma borçları ve yükümlülükleri vardır.

                                                                                              ***

Gelelim nasıl bir hükümet modeli kurulacağına.

Buna elbette partiler karar verecektir.

Eğer kaldıysa ideolojik duruşlarına ve siyasi pozisyonlarına göre kendilerine üçlü ya da dörtlü ortaklar seçeceklerdir.

Seçimden çıkan sonuç bunu emrediyor.

Vatandaş da öyle “hade bir daha seçim yapalım” falan da demiyor.

Dolayısı ile partiler, şımarıklık ve kapris yapmadan sandıktan çıkan “emir” doğrultusunda çalışmalıdırlar.

Eğer üçlü ortaklık olursa ben üç bakanlık beklerim, o üç isterse ben de ikiden aşağıya düşmem, ben olmazsam bu hükümetin kurulmasına izin vermem diyemez kimse.

Eğer dörtlü ortaklık olursa ben vazgeçilmezim, benim dediğim olur da diyemez.

Bu hükümet kurulacak, hem de en kısa zamanda.

Aksi Kıbrıs Türkü için felaket olur….

16/01/2018 12:05
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: başaran düzgün
MANŞETLER

HK Başaran Düzgün

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.