Yeni söz mümkündür

ads ads ads ads
27/07/2020

ads

Birikim Özgür Birikim Özgür


Geçtiğimiz günlerde Cyprus Mail’de Güney’in 2,7 milyar Euro tutarındaki AB Kurtarma Fonunu nasıl kullanacağıyla ilgili bir haber yayınladı.

“KKTC sonsuza dek yaşatılacak” diyenler bu haberi noktasına, virgülüne kadar okumalı.

“BM parametreleri ışığında iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm” diyenler de bu haberden gerekli dersleri çıkarmalı.

Eğer sahip olduğumuz sistemi Kıbrıslı Rumların yapmaya çalıştığı gibi ekonomik akılla yönetmeyi denemezsek Kıbrıs’ın geleceğinde yerimiz olmayabilir.

Merkez siyaset günübirlik siyaseti aşıp Kıbrıs Türk halkına sonsuza dek Kıbrıs’ta siyasi eşitliği vaat etmekle mükelleftir.

Bunun yolu da ekonomik akıldan geçmektedir.

Haberin detaylarına bir bakalım:

AB, üye devletlere pandemi nedeniyle oluşan ekonomik hasarı gidermek üzere hibe ve kredi olanakları sunuyor.

Güneye ayrılan kaynağın toplamı 2,7 milyar Euro – GSYİH’nin % 12’si.

Güney büyük olasılıkla kredi olanaklarını kullanmayacak çünkü kamu borçları zaten yüksek ve daha da artırmak istemiyorlar.

Güneyde AB kurtarma fonlarından aslan payı Kıbrıs’ın dijital dönüşümüne ayrılacak.

Bu kaynakla e-devlet projeleri finanse edilecek.

Devlet işleyişi büyük oranda değiştirilecek ve tüm işlemler çevrimiçi yapılabilecek.

İkinci sırada yeşil projeler var.

Bu fonların 2021 ve 2022’de kullanılabilmesi için projelerin olgunlaştırılması gerekiyor.

Henüz fikir aşamasındaki projeler AB tarafından finanse edilmeyecek.

Bu finansman kaynakları çok uzun vadede AB’ye iade edilecek ancak geri ödeme planı kamu borçlarını artırmayacak şekilde yapılandırılacak.

Maliye Bakanı Petridis bu hafta içinde elde edilecek fonların nasıl kullanılacağıyla ilgili detaylı bir plan açıklayacak.

Bir de bizdeki duruma bakalım:

Sadece 2020 yılı için Türkiye bize GSYİH’mizin yaklaşık % 12’si kadar hibe ve kredi olanağı sundu.

Kredi kısmını 2020 bütçesinde öngörülen günübirlik kamu harcamalarında kullanıyoruz.

Hibe kısmının da yaklaşık % 65’i yine günübirlik kamu harcamalarında değerlendiriliyor.

Geriye kalan 375 milyon ise altyapı ve reel sektör projelerine ayrılıyor.

Bu arada altyapı projeleri kapsamında Tanıtma, Enformasyon ve Tören Giderlerine Katkı Projesi gibi projeler de finanse ediliyor.

Yani bu kaynağın ne kadarının kullanılabileceği, kullanılan kaynakların ne kadarının “geleceğimize yatırım” özelliği taşıyacağı tartışmalı.

Pandemi sürecinde hükumet iki paket açıkladı.

Bu paketler ekonomik hasarı gidermekten ziyade küçülen ekonomide iflasları ötelemeyi hedefliyor.

Ne var ki zamana oynayarak ekonomideki hasarı gidermemiz pek mümkün görünmüyor.

Artık yeni bir dünyada yaşıyoruz.

Değişen koşullarda eski büyüme oranlarını yakalamak için yeni şeyler konuşmamız gerekiyor.

Kaldı ki eski büyüme oranlarımız da zaten gelecekte bize güçlü bir ekonomi vaat etmiyordu.

Yeni bir ekonomi anlayışıyla geleceği kurgulamak gibi çok önemli bir görev bizi bekliyor.

Kuşkusuz demokrasiyle yönetilen ülkemizde bu görev vekil tayin ettiğimiz siyasi kamu görevlilerine düşüyor.

Ekim 2020 tarihinde gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde lider adaylarının ekonomi başlığında topluma sunacağı öneriler hayati önem taşıyor.

Muhtemelen Ocak 2021 tarihinde gerçekleştirilecek erken genel seçimler öncesinde siyasi partilerin yapacağı tespitler ve çözüm önerileri de önümüzü görebilmemize ve yeni dünyaya adapte olabileceğimize dair inancımızı artırmamıza ciddi katkılar sağlayacaktır.

Mevcut yapıda ve yürürlükteki ekonomi anlayışıyla geleceği kurtaramayacağımıza göre önümüzdeki iki seçim halkımız açısından aslında büyük bir fırsattır.

Eski ile hesaplaşmak ve yeniyi inşa etmek bizim elimizdedir.

Evet;

Kafalar değişmeli, kamu ekonomik faaliyetlerden elini eteğini çekmeli, kamunun düzenleme ve denetleme işlevleri güçlenmeli, hizmet kalitesi artmalı…

Ekonominin sırtında kambura dönüşen bir kamuya değil hızla ticari faaliyetlerin önünün açılmasını, yatırımların artmasını ve ekonominin gelişmesini sağlayacak bir kamuya ihtiyacımız var.

Buna öncülük edecek bir toplum liderine ve bu işleri koordineli bir şekilde yürütebilecek siyasi kadroların iktidarına hiç bu denli ihtiyacımız olmamıştı.

Bu topraklarda siyasi eşit bir halk olarak varlığımızı sürdürmek istiyorsak ıvırla zıvırla uğraşmaktan vazgeçip ekonomik akılla bir şeyler yapmak mecburiyetindeyiz.

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşü veya Türkiye ile entegrasyonu arzulayanların ellerini ovuşturduğu bugünkü vizyonsuzluk kaderimiz değildir.

Merkez siyasetin insanımıza “siyasetin söylenecek sözü bitmiş” dedirtme hakkı yok...

“Yeni söz” mümkündür…

27/07/2020 21:12
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS:
MANŞETLER

HK Birikim Özgür

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.