Denktaş’a güvenmek hataydı… Mali disiplin bozuldu…

ads ads ads ads
17/05/2019

ads

Birikim Özgür Birikim Özgür


Bir devletin kamu gelir ve giderlerinin denk olması gerekir.

Ama yerel gelirlerle ama dış finansmanla bu denkliğin sağlanması esastır.

Kamu gelirlerinin kamu giderlerini finanse edebilmesidir kısaca mali disiplin.

Zaman zaman bütçe disiplini ile karıştırılır.

Hâlbuki bütçe disiplini hazırlanan bütçeye uymaktır.

Bazen bütçe disiplinine uyulsa da mali disiplin sağlanamayabilir.

2019 yılında bütçe disiplininin bozulduğu iddia edilemez ama mali disiplin için aynı şeyi söylemek mümkün değildir.

Çünkü onaylanan bütçenin kendisi zaten mali disiplin göz ardı edilerek hazırlanmıştır.

Geçtiğimiz yıl bütçe hazırlanırken mali disiplini sağlamak üzere alınması gereken siyasi kararları almak yeni kurulacak hükümete düşecek gibi görünüyor.

Bir konuyu açıklığa kavuşturmakta yarar var:

Bizim sistemimizde Türkiye’nin rolü ekonominin büyütülmesine katkı sağlamaktır.

Ekonominin büyüyebilmesi içinse mali disiplin olmazsa olmazdır.

Bir başka deyişle mali sürdürülebilirlik ekonomik sürdürülebilirliğin ön koşuludur.

Bu bağlamda Türkiye ülkemizdeki ana rolüne ilaveten sırf ekonomik büyüme zemini berhava olmasın diye mali disiplinin sağlanması için de KKTC’ye teknik ve finansman desteği sunmaktadır.

Buna mukabil imzalanan tüm protokollerde KKTC’nin ilerleyen yıllarda mali disiplini sürdürme rolünü tam manasıyla üstlenebilmesini sağlayacak reform faaliyetlerine de yer verilmektedir.

Daha açık ifade etmek gerekirse protokoller KKTC’nin kendi kendini yönetmesi ideali ışığında şekillenmektedir.

Yıllardır söz konusu reform faaliyetlerinin siyasi çıkarlarına halel getireceğini düşünen siyasiler Mart kedisi gibi bir yandan protokollere karşı çıkarken diğer yandan da kendi kendimizi yönetme idealinin yegane sözcüsüymüşler gibi konuşarak siyasi rant sağlamaya çalışmaktadır.

Bu ikircikli siyasi tutum nedeniyle kendi kendini yönetme ideali ayağa düşürülmüş, koskoca bir halkın geleceği ipotek altına alınmıştır.

Samimi duygu ve düşüncelerle Kıbrıs Türk halkının Türkiye ile sağlıklı ilişkiler kurmasını önemseyen ve kendi kendini yönetme idealine inanan herkesin bilmesi gereken bir şey var:

“Cehalet öyle bir binektir ki üzerine binen zelil olur, arkadaşlık yapan yolunu kaybeder”…

Mustafa Kemal Atatürk’e mal edilen sözde olduğu gibi;

“En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır”…

Tekrarlamakta yarar var:

1) Türkiye’nin rolü ekonomik büyümemize katkı sağlamaktır.

2) Büyümeyi mümkün kılabilmenin esası mali disiplindir ve bu esası ayakta tutabilmek için Türkiye esas rolüne ilaveten bütçe açığımıza da katkı sağlamaktadır.

3) Kendi kendini yönetme idealine inananlar mali disiplini yani kamu maliyesinin gelir-gider dengesini sağlama sorumluluğunu iliklerine kadar hissetmekle mükelleftir.

4) Gerisi ucuz siyasettir, softa şaşırtmacasıdır.

2009 yılı mali disiplinin önemini kavramak açısından toplumumuz için bir milattı.

2004-2008 yılları arasında Türkiye 4 yıl bütçe açığımıza yerel açığın üzerinde katkı sağladı.

2006 yılında yerel bütçe açığı beklenmedik şekilde büyüyünce Türkiye’nin bütçe açığına katkısı yerel açığın yüzde 60’ı düzeyinde kaldı ancak 2007 yılında yüzde 130’luk katkıyla bu telafi edildi; 2004-2008 yıllarını kapsayan 5 yıllık dönem için Türkiye’nin bütçe açığımıza katısının yerel açığımıza oranı yüzde 107 oldu.

2007, 2008 ve 2009 yılları incelendiğinde yerel açığın her yıl neredeyse iki kat arttığı görülüyor.

Bu durumun kendi ayakları üzerinde durabilen bir sistem hedefine zararı dokunacağından hareketle protokollerde birtakım mali tedbirlere yer verildi.

Bu olmasaydı 2010 yılında bütçe açığımız 1 milyarın üzerine çıkacaktı.

2007, 2008 ve 2009 yıllarında naif bir şekilde bütçemize sırasıyla 219 milyon, 372 milyon ve 555 milyon katkı sağlayan ülkenin “frene basın be arkadaşlar da uçtukça uçuyorsunuz” deme hakkı doğmaz mı?

Bu yapıldı ve iyi ki de yapıldı.

Ancak Kıbrıs Türk siyaseti bu uyarıların değerini bilseydi 2010 yılından itibaren yürürlüğe giren tedbirleri kötüleyerek oy devşirme yarışına girmez, mali disiplin hedefini sahiplenirdi.

Nitekim zorluklarla geçen 2009-2012 döneminin ardından girilen 2013-2015 döneminde kendi kendine yetebilen bir sistem vizyonuna bağlı kalmaya çalışanlar bir yurtseverlik ödevine dönüşen mali disiplin enstrümanını topluma anlatma ve uygulamalarına yansıtma derdine düşerken sözde yurtseverler popülizmin kitabını yazarak başka hesaplarla bir yol yürümeyi marifet bildi.

Bu yolun sonu kaçınılmaz olarak çıkmaz sokaktı.

Popülizmin doruklarında gerek ekonomimiz gerekse mali disiplin açısından protokolün önemini hasıraltı edenlerin akıl almaz bir biçimde iki devlet arasındaki işbirliğini engellemesi sonucu 2016 yılının Mart ayında sistem kırmızı alarm verdi.

“Mali disiplini bozacağıma aktif siyaseti bırakırım” anlayışı ile kamu borçlanmasına gitmek yerine toplumsal özveri anlayışına odaklanılan bu aşamada tıpkı 2009 yılında olduğu gibi 2016 yılında da UBP’nin şark kurnazlığı devreye girdi ve bir çuval incir berbat edildi.

2016 yılında Serdar Denktaş Maliye Bakanlığını böyle devraldı.

Bir iş nasıl başlarsa öyle biter o yüzden başlangıçlara dikkat etmek gerekir.

Mali disiplin mücadelesini şark kurnazlığıyla oyundan düşürenlerin;

2009-2015 döneminde mali disiplin sayesinde toparlanan sistemin meyvelerini toplarken;

Bindiği dalı kesercesine;

2018 erken genel seçimleri boyunca “maaşları taksitle ödediler” diye kampanya yürütmesine;

Şaşmamak gerekirdi.

Israrla ve inatla “2016 sonrasında yerel bütçe açığının ve Türkiye’nin bütçe açığımıza katkısının azalması UBP-DP hükümetinin bir başarısı değildir; sisteme başarıyı sağlayacak herhangi bir yapısal müdahalede bulunulmamıştır; bu olumlu tablo mali disiplini şiar edinenlerin özveriyle yürüttüğü maliye politikalarının bir sonucudur” diye anlattık.

İşte bu gerçek 2019 yılında tas gibi ortaya çıktı.

Mali disiplin olgusunu kavramış ve içselleştirmiş bir Maliye Bakanı ölürdü de 1 milyar 326,5 milyon yerel açıkla bir bütçeyi meclise sevk etmezdi.

Ne yapar eder bu açığın nasıl kapatılacağı hususunu somutlaştırır ve ona göre meclisten yani halktan onay alırdı.

2019 yılına girilirken kurda emanet edilen kuzu misali mali disiplin maalesef feci şekilde bozulmuş oldu.

Burada üzüntü verici noktalardan bir tanesi de CTP gibi kendi kendini yönetme idealine gerçekten inanan yurtsever insanların buluştuğu bir kalenin onurlu bir toplum olmanın koşulu sayılan mali disiplin bayrağını elinden düşürmüş olması...

Şimdi Serdar Denktaş başarısızlığını gözlerden kaçırmak için “müdahale edildi” diye bir türkü tutturdu.

Bütçesinin yüzde 30’u havada duran bir yapıda birileri bu sisteme müdahale etse ne etmese ne Sayın Denktaş?

Halkı mağdur eden esas etken 1,326 milyarlık yerel açık yani mali disiplinin bozulmuş olması...

Bütçe açığımıza 2013’te 365 milyon, 2014’te 322 milyon, 2015’te 216 milyon, 2016’da 145 milyon, 2017’de 150 milyon ve 2018’de sıfır TL katkı sağlayan Türkiye 2019 yılında bütçe açığımıza 125 milyon doğrudan ve 350 milyon da koşullu katkı vaat ederken bir Maliye Bakanının “müdahaleden” söz etmesi ayıpların en büyüğüdür.

Ve CTP’liler açısından mali disiplini ayaklar altına alan Serdar Denktaş’ın bu ucuz “müdahale” politikasının peşine takılmak, CTP’nin tüm birikimlerini sıfırlamaktan başka bir şey olmayacaktır.

Bir vahim hataydı; yaşandı ve bitti.

Serdar Denktaş’a bu kadar güvenilmemesi gerekirdi.

Serdar Denktaş birtakım kafa karışıklıklarından kaynaklanan zafiyetleri fırsat bilerek bu toplumun güvencesi konumundaki bir merkez sol partinin iğneyle kuyu kazarak oluşturduğu ülkesine sahip çıkma ve kendi kendini yönetme birikimini yerle yeksan etmeyi ve bu partiyi radikal solun kucağına oturtmayı başardı.

Olup bitenlerden ders çıkarmak gerekiyor.

Bugünü değilse de yarınları güçlü ve gerçekçi politikalarla yönetme konusunda iddia sahibi olabilmenin gereklerine odaklanılması şart.

Bana kalırsa kafa karışıklıklarından kaynaklanan zafiyetleri gidermenin yegâne metodu 2009, 2016 ve 2019 tecrübelerini masaya yatırıp 10 yıldır geciktirilen tefekkür mekanizmasının devreye sokulmasıdır…

17/05/2019 10:07
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: birikim özgür, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK Birikim Özgür

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.