CTP yankı odasından çıkıyor sanki
23/04/2024
Rasıh Reşat
Eskiler kendi kendine konuşana ‘deli’ derlerdi. Şimdilerde her eylemin önüne öz ön ekini koydun mu sorun ortadan kalkıyor. Öz-denetim, öz-çekim, öz-diyalog gibi. Ama kendi kendine konuşmak bir şeyi başkalarıyla paylaşmamak, düşündüklerini hissettiklerini, özellikle ilgililere aktarmamak sorun yaratmasa da var olan bir sorunu da çözmez.
Ha bir de sosyal medya dönemi öğrendiğimiz terminolojinin parçası olan yankı odaları meselesi var ki, sadece sizin gibi düşünenlerle diyalog içerisinde olmak, aynen kendi sesinizin yankısını duymak gibi bir faaliyet olacağından yine kendi kendinize konuşur gibi olursunuz.
Dün akşam Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin Annan planı referandumlarının 20’nci yılı etkinlikleri çerçevesindeki bir başka panele katıldım.
Annan planı dönemindeki önemli dört oyuncunun geriye dönüp baktığı, önemli ve doyurucu bir paneldi. Mihalis Papapetru, Andros Kiprianu, Serdar Denktaş ve Mehmet Ali Talat dönemle ilgili birçok şeyi detaylı anlattılar. Anlatılanları birçok yerde okuyabileceğiniz için onlara girmiyorum. Ben anlatılanlara değil de dinleyenlere dikkat çekmek istiyorum.
12 adet büyükelçi. Onlarca yabancı diplomat, gazeteci, siyasetçi. Japon Büyükelçisi bile vardı. O derece yani.
CTP kendi echo Chamber, ya da Yankı Odası içerisinde değil de onun dışına konuşmaya karar vermiş belli ki.
UBP, DP ya da YDP ile kavga etmek, Türkiye’yi yönetenlere ara ara laf çarpmak yerine dünyanın öte noktaları ile iletişime geçmek gibi bir siyaset mi benimsendi ve ona göre mi davranılacak bundan sonra, yoksa bu etkinliğe özgü bir şey mi bu bilemiyorum. Ama bildiğim, daha doğrusu gördüğüm şey şu: Panelin açılış konuşmasını yapan Tufan Erhürman kürsüye çıkınca böyle uluslararası bir kalabalığa seslenmekten ne denli büyük haz aldığını gözlerindeki parıltıdan ve konuşmasının akışından anlamak son derece mümkündü. Video vardır alın izleyin. Bir de Cumhuriyet Meclis kürsüsünden izleyin aradaki motivasyon farkını görmekle kalmaz dokunabilecek gibi hissedersiniz.
Paneldeki bu uluslararası katılım ve dolayısıyla da bize göre oluşan başarı CTP’nin kurumsal başarısı mı? Pek değil. Öğrendiğimiz kadarıyla organizasyonu yapan Girne Milletvekili Fikri Toros’un bu yöndeki ısrarı ve obsesif takibi sonucu bu uluslararası kalabalık toplandı. Ha bu CTP’nin kurumsal başarısı olmasa da bundan sonra CTP’nin çalışma biçimi bu olmalı ve böyle devam etmeli. ‘Bakın oluyormuş demeli ve bu paneli örnek alıp devam etmeli.
CTP, KKTC’nin son dönemdeki akışına uygun bir şekilde kendi kendi ile konuşmayı bırakarak, yankı odasının kapılarını kırıp dünkü panelde olduğu gibi ama bu sefer sadece geçmişi değil, geleceği de dünyayla konuşmaya etkili bir şekilde başlamalı.
- Evet sevgili Cenk, yine bir veda....
- Bir türlü Yeniden Dövüş Partisi olmuyor
- Bugün başka yürüyüşüm var Serhat’ım
- Şenkul, tabela, Kızılyürek ve Dilan Polat
- Yolsuzluk algımız yüksek ama eksik
- AAA Plaka yakın gibi duruyor
- Böyle savaş mı olur kardeşim?
- Müsaadenizle...
- Diplomagate sonrası akademik gaza gelme duygusu
- Et alkışı ve kör tuttuğunu öper ekonomisi
- TÜM YAZILARI için tıklayınız