Bu sarmal ve girdapta sazan kim

ads ads ads ads
17/01/2024

ads

Rasıh Reşat Rasıh Reşat


Yılmaz Erdoğan’ın yazıp oynadığı Organize İşler filminin ikincisini izlemeyenler varsa izlesin. 
Filmi tavsiye ediyorum ama konum o değil. 
İkinci filmin ikinci adı Sazan Sarmalı. 
Sazan sarmalı bir dolandırıcılık türüdür. Araba alım satımında, mal alım satımında kullanılır ve para ile mal o kadar hızlı el değiştirir ve o kadar fazla el değiştirir ki, dolandırılan dolandırıldığını anlayana kadar bu girdaptan çıkmaya çalışması artık mümkün olmaktan çıkar. Filmde örnekleri vardır ama konumuz yine o değil. 
Burada kilit kelime ‘girdap’
Nereden mi aklıma geldi. 
Hemen anlatayım dünden beridir anlatmaya çalıştığım bir konu var. Bir taraftan Hayat Pahalılığı verip, asgari ücreti arttırmak, diğer taraftan da hayatın pahalılaşmasına neden olmak tam manasıyla bir sarmal. Sazan sarmalı değil belki. Kimse kimseyi dolandırmaya çalışmıyor, ancak iş o kadar basit iken o kadar karmaşık ve içinden çıkılmaz hale geliyor ki, insan düşünmeden de edemiyor. 
Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner bugün sert bir açıklama yaptı. Benim günlerdir anlatmaya çalıştığımı ‘Girdap’ kelimesini kullanarak netleştirdi. Benim de aklıma sarmal kelimesini, dolasıyla da ‘Sazan Sarmalı’nı getirmiş oldu. 
Bir taraftan hayat pahalılığı ve asgari ücretin artması, diğer taraftan asgari ücret artışı ve hayat pahalılığını yutup posasını tükürecek şiddette zamlar furyası. 
Hemen akabinde pahalılaşan hayatın, Hayat Pahalılığı hesabına etkisiyle 4 ay sonra yeniden maaşlara yansıması.  O yansımanın yeniden zam olarak gelmesi. Gelince hayatın pahalılaşması. Ve bunun sonsuza dek böyle bir sarmal şeklinde devamının bir girdaba dönüşmesi. 
Bu sarmal ya da Çağıner’in ifade ettiği kelime ile ‘girdap’ kimleri yutacak sizce? Kamu maliyesinde sıkıntı yok. Hayatın pahalılaşması, dövizin yükselmesi kamu maliyesini üzmez. O da kamu çalışanını üzmez. Ancak diğer taraftan, asgari ücretin artması ve bu ücretin cevizcinin çuvalından değil, reel ekonomiden ödenmesi zorunluluğu bir sıkıntıya eden oluyor. Arttırdığınız şey, gümrüklerden, vergilerden ve cezalardan oluşan bir bütçeden ödenmeyecek. Attırılan şey reel ekonomik faaliyetler sonucunca ödenmesi gereken bir ücrettir.  
Bu da ‘Dükkanıma müşteri geldiği halde, bu personel maaşları baş edemeyeceğim için dükkanı kapatırım’ diyerek borç batağına düşmeden, artıdayken iş hayatından çekilme zorunluluğu ile oluşacak işsizlikten başka bir şey doğurmaz. İşsiz kalan ne yapar? Genç ise göç eder. Göç edecek durumda değilse de, bir siyasinin bacağına yapışıp kamuya girmeye çalışır. Kamu yükü büyür. Bu yük, özel sektöre yüklenmeye çalışılır. Alınm size bir samla ve akabinde gelen bir girdap daha.   
Şimdi  iş ‘sazan’ kimdir sorusunu sormaya kaldı. 
Ekonomiyi doğru yönettiğini sanan sazanlar mı? 
Özel sektörde çalışıp kendine hayat kurabileceğine hala inanan sazanlar mı?
İşletmelerinde aynı hızla mal ve hizmet üretmek konusunda ısrar eden ve personelini koruyan sazanlar mı?    
Bilemedim.

17/01/2024 16:02
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: rasıh reşat, yazı, yorum
MANŞETLER

HK Rasıh Reşat

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.