Önemsiz önemli kişiler ve Kalkınma Bankası
28/12/2023
Rasıh Reşat
Gazetecilikte önemli noktalardan birisi ‘prominence’ denilen şeydir. Türkçe meali ‘önem’dir. Aslında bizim mesleğin öğretisinde bu kelime kişiler için kullanılır daha fazla o nedenle ‘Önem’ biraz da ‘şöhret’e kayar.
Bir başka ifadeyle, bir kişinin eylemi ya da söyleminden çok o kişinin kim olduğu, ne denli önemli ya da şöhretli olduğuna bakılarak haber değeri olup olmadığına karar verilir.
Misal, eğer bir oğretmen öğrencileri ile top oynarken düşerse bu haber değildir ama aynı sahada, aynı öğrencilerle top oynarken düşen Cumhurbaşkanı ise bu haberdir.
Bir başka misal. Sıradan birisi evliliği dışında bir başkası ile duygusal bir ilişki yaşarsa bu haber değildir, ancak bu kişi bir Bakan ise o zaman haberdir, haber değeri vardır.
Daha anlamamız ve bahsetmek istediğime erişmek adına bir örnek daha vereyim. Sıradan birisi bir Banka yöneticisinin ve Parti Başkanı’nın kendisinden rüşvet istediğini söylerse, kimse onu dikkate almaz, söyledikleri de haber değeri bulmaz, ama söyleyen bir partinin eski Genel Başkan Yardımcısı ve partinin atadığı bir Yönetin Kurulu Başkanı olursa o zaman haber değeri olur.
Konumuz elbette ki Redif Nurel ve iddiaları.
Redif Nurel bundan iki yıl önce Kalkınma Bankası’ndan kredi istemiş, kredisi onaylanmayınca da küsüp partideki görevlerinden ayrılmış. Bunu bilmeyen yok.
Eğer kendisinden rüşvet istenmişse bunu neden iki yıl önce değil de bugün söylüyor onu da anlamış olmadığımız gibi, kredi onaylanmış olsa bunları söyleyecek miydi onu da merak ediyorum doğrusu.
Benim konum o değil.
Benim eleştirim Demokrat Parti yönetimine, sizden yoldan geçen herkese parti yönetimi içerisinde unvan vermeye devam edip onları olduklarından daha ‘önem’ ya da ‘şöhretli’ hale getirirseniz sonucu bundan farklı olmaz ki?
Mehmet Çıldır’ı da durup dururken Genel Bakan Yardımcısı yapmadı mı bu parti? Şimdi artık o da önemli kişi. Önemli kişi olduğu için ise her söylediği ciddiye alınıyor ve alınacak.
Halbuki sıradan bir müteahhit Girne Hastanesi inşaatı ile ilgili konuşsa, konuşur gider, kimse de kaale almaz. Ama Demokrat Parti bu insanları önemli yaptı. Hem de kendi elleri ile.
Bu ülke Ejder Aslanbaba’lar gördü.
Allahtan yasalar, iftirayı suç sayıp, iddiada bulunana ispat yükümlülüğü de getiriyor ve bu iş bir bulut gibi üzerimizden geçip gidecek. Ama bıraktığı hasar kalacak.
Çünkü Kalkınma Bankası’ndan kredi isteyen ve başka bir banka ile olan sorunlarını, ileride ödemeyecekleri bir kredi ile Kalkınma Bankası ile çözmek isteyenler, krediyi alamayınca ‘benden rüşvet’ istediler diyerek intikam almak moda oldu. Bu nedenle de, aklı olan ve niyeti kendisine, ya da ana babasına kredi almak niyetinde olmayan kimse Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu’na girmez.
Neymiş, siyasette kimseyi olduğundan daha önemli kılmayın, önemli olduğu günün ertesi günü istediğini yapmazsanız önemli kişi statüsü ile ilk size saldırır. Bir de aman Kalkınma Bankası’na başkan falan olmayın. Krediyi verirseniz ilah veremezseniz rüşvetçi olursunuz.
- Evet sevgili Cenk, yine bir veda....
- CTP yankı odasından çıkıyor sanki
- Bir türlü Yeniden Dövüş Partisi olmuyor
- Bugün başka yürüyüşüm var Serhat’ım
- Şenkul, tabela, Kızılyürek ve Dilan Polat
- Yolsuzluk algımız yüksek ama eksik
- AAA Plaka yakın gibi duruyor
- Böyle savaş mı olur kardeşim?
- Müsaadenizle...
- Diplomagate sonrası akademik gaza gelme duygusu
- TÜM YAZILARI için tıklayınız