Sosyal medya pişkinleri
15/01/2024
Rasıh Reşat
Kimse üzülmesin, kimse beni kötü bilmesin diye kendimi tutuyorum epeydir ama artık yeter.
Bu sosyal medya öyle bir şey haline geldi ki, aklımı yitirmek ile yitirmemek arasında gidip geliyorum.
Resmen hadsizlerin, rahatlıkla had aşımı yapabileceklerini sandıkları bir alana dönüşmüş.
Normalde asla söyleyemeyecekleri şeyleri, facebook üzerinden olunca yazabileceklerini sananların çoğunlukta olduğu bu güruh, işi acemice espriye vurmaya da çalışarak çirkinliklerini şirinleştirmeye çalışıyorlar.
Adamın devlet içinde görevi var, sorunu düzeltmek için kendisine maaş ödeniyor ancak, eleştirmek konusunda en çok o hak sahibi. Neden çünkü partisi iktidara geldiğinde onu müdür yapmadı o nedenle bazı günlerde işe gitmemek ve eline aldığı telefonla kendi dairesinin sorumluluk alanını, daha doğrusu kendi sorumluluk alanını aleni eleştirmek onun hakkı.
Hele bazı müşavirler var inanamazsınız. Bir şekilde müşavir olmuş, görevden alınmış, sonra da sinip kendini unutturmuşlar. Maaşı almaya devam ederken, özel sektörde işe de girmişler ya da ticaret erbabı olmuşlar. Sosyal medya üzerinde öyle aktifler ki, sanırsınız müşavir değil, eski bakan. En üst perdeden eleştiriler, maaşını hak etmek için işe gitse, önünde ceket ilikleyeceği kişilerle ağız dalaşına varan tartışmalar. İnanmazsınız.
Öğretmen eğitimi, doktor sağlığı, memur kamuyu sosyal medya üzerinden eleştiriyor ama sistemi düzeltmek için kimse kılını kıpırdatmıyor. Sorduğunuzda ise ‘benim bu konuda yazdıklarım var’ diyor. Zannedersiniz hakemli bir akademik dergide bilimsel bir makale yazmış, ya da bir gazetede konuk yazar olarak ülkenin derin sorunlarına temas etmiş. Yok Facebook’ta paylaşımı var.
Sonra gelirler, siz gazetecilerin yapmadığını biz yapmak zorunda kalıyoruz diyerek bir de hava atmazlar mı. Delirmemek işten değil.
Biz gazeteciler farklı mıyız? Bizim kendimizi ifade etme alanlarımız var o nedenle biraz daha iyi durumdayız. Gerçi bizimkisi kontrollü ve dava edilmeye son derece açık. O nedenle işkembeden atamıyoruz. Ama meslek etiği ile ilgili üst perdeden, hoca edasıyla, yüzlerce kelimelik paylaşımlar yapan sonra da, etik ilkelerinin en basitlerini bile ihlal edenler yok mu? Var ne yazık ki?
Ha bir de görevi bırakıp gidenler var. Onlar da bayılıyorum. Ahali seçtiği halde, beni ahaliye dönüyorum diyen ama sosyal medya üzerinden memleket idaresine soyunanlar var. Onu da anladığım gün onun için de bir şeyler yazarım ama henüz bu büyük gizemi çözemedim.
Ha bir de siyasi şovmenler var. Sosyal medyada yurda ve insanlığa yarar bir söz ya da bir görüntü paylaşmak yerine, kendi siyasi ikbali sağlamak amaçlı paylaşımlar yapanlar var. Düşünmüyorlar ki sabah öğle ikindi ve akşam ahaliye reva gördükleri ve kendilerinden oluşan aşırı dozun insanları hasta edebileceğini.
Demek istediğim şu. Sosyal medya sosyalleşme yeridir, hadsizlik ve pişkinlik yeri değil. Öyle kullanın ve karşıda paylaşımlarınıza bakanların zeka seviyelerinin en az sizinki kadar olduğunu ve bir gün onların geçici bir süreliğine sizin seviyenize inip size yanıt vereceklerini hesaba katın.
- Evet sevgili Cenk, yine bir veda....
- CTP yankı odasından çıkıyor sanki
- Bir türlü Yeniden Dövüş Partisi olmuyor
- Bugün başka yürüyüşüm var Serhat’ım
- Şenkul, tabela, Kızılyürek ve Dilan Polat
- Yolsuzluk algımız yüksek ama eksik
- AAA Plaka yakın gibi duruyor
- Böyle savaş mı olur kardeşim?
- Müsaadenizle...
- Diplomagate sonrası akademik gaza gelme duygusu
- TÜM YAZILARI için tıklayınız