ELEKTRİKTEKİ KARMAŞA BİR LİDERLİK SORUNUDUR

ads ads ads ads
06/09/2019

ads

Birikim Özgür Birikim Özgür


Aslında halk ne istediğini çok iyi biliyor.

Elektriğimiz kesilmesin…

Faturalarımız ucuzlasın…

Santrallerden çıkan duman bizi kanser etmesin…

Beklentilerin bu denli sarih ve anlaşılır olduğu bir alan…

Ne var ki hükümetler bir türlü gereken adımları atamıyor.

Nedenlerin başında rant olgusu geliyor.

Tüm dünyada olduğu gibi KKTC’de de enerji alanında büyük paralar dönüyor.

Ve bu kaynağa bir biçimde erişimi olanlar kurulu düzeni koruyor.

Siyasetçi seçim derdinde…

Basın-yayın kuruluşları meteliğe kurşun atıyor…

Lobiler siyaseti ve medyayı avcunun içine alıyor…

Her türlü insani ve vicdani değer ayaklar altına alınarak mevcut yapı sürdürülüyor.

Hâlbuki Amerika’yı yeniden keşfetmemize gerek yok.

1) Sektörü planlayacak, düzenleyecek ve denetleyecek bir kamusal güç oluşturmamız şart.

Bizde henüz kamu yönetimi bu yapıda değil.

Enerji Dairesi için yasa tasarısı hazır.

Diğer yandan kimi siyasilerin aldığı rüşvetler özel dava dosyalarında apaçık görülüyor.

Enerji Dairesinin de temiz kalabileceğini kimse iddia edemiyor!

Bu nedenle mesele yasa hazırlayıp daire kurmakla bitmiyor.

Çok önemli olan iki şey daha var:

Kamu sistemini düzenleme ve denetleme fonksiyonları ile sınırlandırma konusunda siyaset artık bir karar vermeli.

Kamu reformu denilince akla ilk gelen şey bu olmalı.

Kamu personelinin işe saat kaçta gideceği veya yılda kaç gün izin kullanacağı değil.

Bugüne kadar siyasi partilerin veya herhangi bir toplum liderinin “devlet ticaretle iştigal etmemeli” diyerek halka bir meram anlatmaya çalıştığı görülmüş değil.

İkincisi, Yargı bu süreci desteklemeli.

Toplum temiz ve dürüst siyaset konusunda yeni bir beyaz sayfa açıldığını görmeli.

Ülke siyasetinde sembol isimler Türkiye ile kıyaslayarak Yargı sistemimizi yere göğe sığdıramıyor.

Ben de Yargımızın bağımsızlığına ve adaletine güvenenlerdenim.

Ancak Yargımızın da göbeğinin kamu ağırlıklı ekonomik rejimle kesildiği bir gerçek…

Yani Yargı da doğal olarak kurulu düzenin bir parçası...

Yargımızı güçlendirip kamunun ticaretle iştigal ettiği koşulların ne menem bir şey olduğunu herkese hissettirmesini, bütün kirli çamaşırların ortaya dökülmesini sağlamamız şart.

Bizde bir adım öne çıkan “kahramanlar” Di Pietro gibi siyasi yolsuzlukları hallaç pamuğu gibi atan savcılar değil.

Kahramanların esin kaynağı kendi gözümüzdeki merteği gizlemek için elin gözündeki çöp üzerinden siyaset devşirenler!

Çok boyutlu bir kısır döngü bu…

Enerji Dairesini kursak da halkın sarih ve anlaşılır beklentileri yine karşılanamayabilir.

Siyasette sözde değil özde değişim iradesi iktidara taşınmalı.

Temiz / dürüst siyaset için gerekli toplumsal koşullar oluşmalı.

2) Yapılması gereken ikinci şey arzı çeşitlendirerek arz güvenliğini artırmak.

Arzı çeşitlendirirken piyasayı güçlendirip riskleri azaltmak…

Lobilerin hedefi kontrol altında tuttukları kamu tekelini güçlendirmek…

“Yeni yatırımlar” denilen mevzu bundan ibaret!

Dünya örnekleri ise başka bir şey söylüyor:

Piyasaların güçlenmesi serbest rekabete bağlı…

En yeni teknolojiyle, en az çevreyi kirletecek şekilde ve en uygun maliyetlerle bu işi yapabilecek olan yapsın...

“Yatırımları illa ki ve sadece kamu yapsın” diye eylem yapılan bizden başka bir ülke kalmadı artık.

3) Bu süreçte kritik aşamalardan bir diğeri de KIBTEK’in ıslahı.

Üretimde, iletimde ve dağıtımda gelir ve giderler muğlak.

Hangi alanda kaç kişinin çalıştığı, bu alanların verimliliğinin ölçülemediği bir garip kurum KIBTEK.

Bütçesi devlet bütçesinin neredeyse yarısı kadar olan böylesi bir kurumun çok daha ciddi, güvenilir ve şeffaf olması gerekirdi.

Gelen giden hiçbir Başbakan burayı yönetemedi ve düzeltemedi.

KIBTEK Cumhuriyeti seçilenlerin yani halkın güdümüne hiçbir zaman girmedi.

Son günlerdeki eylemler ve toplumdaki liderlik sorununu bir de bu gözle değerlendirmekte yarar var.

Kimin neyi neden yaptığını veya neye hizmet ettiğini büyük resme bakarak anlamlandırmazsak halkın bu kör dövüşünün altında ezilmesinin önüne geçmemiz mümkün olamaz.

Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi var.

Çözüm öncesinde veya sonrasında varoluş için kaçınılmaz olduğu görülen toplumsal değişim ve dönüşüm konusunda adayların pozisyonu ne olacak?

Türkiye kurulu düzene sponsor değil artık.

“Türkiye’yi tehdit edip daha fazla para koparalım” statükosu da deşifre olmuş durumda.

Bu yeni bir düzlem…

Ve yeni bir anlayışla yeni bir liderlik şart!

Kurulu düzeni muhafaza etmek için girişilen eylemlerden siyasi rant sağlamaya çalışmayacak;

Halkın sarih ve anlaşılır beklentileri doğrultusunda değişim ve dönüşüm için bıkıp usanmadan olması gerekenleri topluma anlatacak;

Cesur ve kararlı bir liderlik!

Üzerimizdeki kara bulutları dağıtarak aydınlığa çıkmak için ihtiyacımız olan şey tam da bu!

06/09/2019 19:54
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ELEKTRİKTEKİ KARMAŞA BİR LİDERLİK SORUNUDUR, haber, kıbrıs,
MANŞETLER

HK Birikim Özgür

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.